Kuzey'in Ağzından
Eylül'ün yüzüne bir kez daha su serptim. Kendine gelmesi gerekiyordu. Annesi ona gözümün önünde tokat atmış, sonra da çekip gitmişti.
Ağlamıyordu. Şokta gibiydi. Yaptığı tek şey elini sol yanağına götürüp öylece beklemekti. Üzerinde hala benim t-shirt'üm vardı, muhtemelen annesinin bizim birlikte olduğumuzu sanmasının nedeni buydu.
Eylül başını dizlerime koyup kucağıma yattı. Ona ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Önceleri beni zevkten bayıltan sürtüklerime kibar davranmak zorunda değildim. Ama şimdi ilk kez masum bir kızı teselli etmek zorundaydım.
"Kuzey..." dedi. Son yirmi dakika içinde ilk kez konuşuyordu.
"Efendim.?" diye fısıldadım saçlarıyla oynarken.
"Ben......" Devam etmemişti. Bana ne diyeceğini az çok kestirebiliyordum. O evde biraz daha kalamayacağını, annesinin onu affetmeyeceğini falan anlatacaktı. Ama bu gücü kendinde bulduğunu sanmıyordum. Benim yüzümden öz annesinden tokat yemişti. Çektiği tüm acılar benim eserimdi. Ve ben de artık üzerime düşeni yapmak zorundaydım. Olaya karışmadan öylece beklemek erkekliğe yakışmazdı.
Gözde'yi aradım. Ona, bizim eve gelmesi gerektiğini söyledikten sonra kapattım.
Aradan 15-20 dakika geçmişti. Hala Eylül'ün saçıyla oynarken kapı çalındı.
"Selam Kuzey. Ben de tam....." Gözde'nin neşeli ses tonu, salondaki koltukta oturup boş gözlerle bakan Eylül'ü görmesiyle titremeye başlamıştı.
"Eylül ne oldu sana!" diyerek ona doğru koştu. Benden bir açıklama beklercesine bakıyordu.
"Onun yanında kal. Hemen döneceğim."
Kapıyı açıp gitmeden önce en son duyduğum, Eylül'ün hıçkırığıydı...
~~~~~~
Evlerinin önüne gelmiştim. "Bayan Özer" in arabası bahçelerinin önüne durduğunda, yeni geldiğini anlamıştım.
Kadın beni görünce sertçe yanıma geldi.
"İkinizi de görmek istemiyorum.!"
"Beni dinler misiniz?" Gür sesim onunkini bastırmıştı. Derin bir nefes alıp konuşmaya başladım.
"Sahilde yürüyordum. Eylül'ün bir bankta oturarak ağladığını görünce yanına gittim. Sonra uyuyakaldı. Onu evimize götürdüm. Kötü görünüyordu ve ne yapacağımı bilememiştim."
Annesi ağzını açacak gibi oldu ve sonra sustu.
"İyice uyudu. Sonra siz gelince yanlış anladınız. Kızınıza asla dokunmadım ben." Sesimin sertleşmesine engel olamıyordum.
"Ona güvenmeliydiniz. Ben güveniyordum. Üzerini değiştirip rahatça uyuması için ona giysimi verdim. Ve tekrar söylüyorum, aramızda asla ama asla bir şey geçmedi."
Kadının pişmanlığı yüzünden okunuyordu ama bir yandan da kuşkuluydu.
"Ben ne yapacağım şimdi? Sinirliydim oğlum evet, ama böyle şeyler bizim aileye ters."
"Sizden izin almak için geldim. Eylül bu gece bizde kalacak. Siz de ona kendinizi nasıl affettireceğinizi iyice düşünmüş olursunuz efendim. İyi akşamlar."
Hızlıca arkama dönüp arabama gittim.
~~~~~~Eylül'ün Ağzından~~~~~~
Gözlerimi bir yöne dikmiştim. Kolumu kıpırdatmaya bile mecalim yoktu. Hafifçe yutkundum. O kadar doluydum ki, bunu ağlayarak atlatamazdım. Sadece hissizleşmek istiyordum.
Gözde elimi kavrayıp tutmuştu ve Kuzey gittiğinden beri benimle ilgileniyordu.
"Sen iyi birisin Eylül. Sen çok güçlüsün meleğim. Tüm bunları atlatacaksın, sana ne olduğunu bilmiyorum ama her ne olduysa geçecek..."
Konuşmak istemiyordum. Ona geçmeyeceğini haykırmak istiyordum ama yapabildiğim tek şey ifadesizce bakmaktı. Vücudum hareketsiz kalmaktan uyuşmuştu, kaslarım sanki ağır bir yük taşıyormuşum gibi acıyordu. Başım çok ağrıyordu. Ve sol yanağım......Ve kalbim......
Kapı çaldı. Gözde açınca, yağmurdan dolayı ıslanmış olan Kuzey'le karşılaştım.
"Eylül'e ne olduğunu anlat."
Kuzey ona işaret etti ve odaya gittiler. Bir süre sonra ikisi de üzgün bir halde çıkmıştı. Gözde ne diyeceğini bilemiyor gibiydi, Kuzey de bana sarılıyor, teselli etmeye çalışıyordu.
"Gözde istersen sen git. O bu gece bizde kalacak. Ama ailen izin verirse sen de kalabilirsin, iyi olur aslında."
"Annemler kuzenimin nikahına gitti. Ben de haliyle evdeyim, o yüzden gitmem lazım. Görüşürüz. Ona iyi bak." diyerek Kuzey'e sarıldı, bana da el salladı.
Kuzey'le başbaşa kalmıştık. Beni odasına götürüp kolundaki sargıyı açtı.
"Kolum acımıyor, az hareket ettirebiliyorum ama olsun." Ona cevap vermeyeceğimi bildiği için kendisiyle konuşuyor gibiydi.
"Babamlar bugün gelmeyecek galiba. İş yerinde sabahladıkları oluyor. Hadi sen uyu."
Yatağına uzandım. Hiçbir şey düşünmemek istiyordum. Kuzey odadan çıktı. Muhtemelen içerideki odada uyuyacaktı. Şimdi olanları gözden geçirmenin zamanı gelmişti.
Annem bana tokat atmıştı. Bana. Annem, öz annem. Belki de beni Antalya'ya, babamın yanına yollayacaktı. Kuzey'den, Gözde'den ayıracaktı.
Pencereden yağmur damlalarının sesi geliyordu. Ağlamaya başladım. Hıçkırarak, bağırarak.....
Odanın kapısı açıldı. Kuzey hemen yanıma gelip beni kollarının arasına aldı ve saçlarımı öptü.
"Tamam, geçti sakin ol."
Ağlamamı durduramıyordum.
"Bu gece benimle uyumak ister misin?"
Başımı salladım. Bana iyi geliyordu. Yanıma uzanıp yorganı üzerimize çekti.
"İyi geceler."
Bölümü yazarken benim bile uykum geldi. Duygusal olması için uğraşmadım, sadece biraz durgun olmalıydı. Diğer bölümlere göre daha düşük bir temposu vardı. Dikkat ederseniz çok fazla diyaloğa yer vermedim, daha çok hisler hakimdi satırlara. Umarım beğenmişsinizdir. :) Bu arada her bölümü okuyan, vote'leyen ve yorum yapan @agresif_vampir'e teşekkürler :D <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masum ile Egoist
RomanceEylül, Istanbul'a geldiğinde kendisini bekleyen 'ilk'leriyle karsılasıyor. İlk ask , ilk öpücük , ilk gerçek dost... Peki Eylül'ün delicesine sevdiği, okulun havalı çocuğu Kuzey onu üzecek mi? Duygusuz genç, bir sekilde kızımıza asık olacak mı? Yoks...