Bu bölüm, @cokkumraldi'ya ithafen yazılmıştır :)
İyi Okumalar ^_^
"Tanıyor muyum onu?"
"Evet.Hem de çok iyi tanıyorsun." Bir an Gözde'nin olabileceğini düşündüm. Sonuçta çok güzel bir kızdı. Ama pek de mantıklı gelmiyordu.
"Onu ne zamanları görüyorum?" diye sordum.
"Her aynaya baktığında."
Söylediklerini algılayabilmem 10 saniyemi almıştı.
"Ne?" diyebildim.
"Duydun işte. Sensin." Oturduğum bankın kaymakta olduğunu hissettim. Gökyüzü de aynı şekilde hızlıca dönüyordu.
Sonraki saniyelerde arkama bakmadan koştuğumu hatırlıyorum.
~~~~~~~
-2 Gün Sonra-
Kuzey benden hoşlanıyordu. Kuzey benden hoşlanıyordu. Kuzey benden hoşlanıyordu. Kuzey benden hoşlanıyordu.
Berke'yi dövdüğü için 2 gün uzaklaştırma almıştı, bugün cezası sona ermişti ve gelecekti.
Okula ilk defa bu kadar neşeli gidecektim. Acaba bana çıkma teklifi eder miydi? Ederse hemen kabul edecektim. Bir saniye bile düşünmeden hemde.
Telefonumun titremesiyle gelen mesajı açtım.
"Arka bahçenizde bekliyorum. Biraz konuşabilir miyiz? -Berke."
Bir de işin bu tarafı vardı. Berke benim Kuzey'den nefret ettiğimi düşünüyordu.
Arka bahçeye çıktığımda onu arabasına yaslanmış halde buldum.
"Selam Eylül." Yüzündeki morluklar geçmemişti.
"İyi misin Berke?"
"Evet, daha iyiyim." dedi. Bence hiç de daha iyi değildi.
Tekrar nefes alarak konuştu.
"Eylül...galiba senden hoşlanıyorum." Bunu zaten biliyordum. Ama onu asla üzmek istememiştim ki. Benim gibi bir aptal yüzünden çocuk dayak yemişti.
"Berke ben..." dedim. Ne söylersem onu daha az incitecektim?
"Beni seviyor musun?"
"Evet ama.." Sondaki 'ama'yı duymayarak bana sarıldı.
"Tamam işte, en azından biraz deneyebiliriz. Hadi atla arabama, okula gidelim."
Ona yanlış anladığını söylemek istiyordum ama o kadar mutlu görünüyordu ki...
Okula geldiğimizde Berke elimi tuttu. Önce çekmeye çalışsam da "Korkma, çekinmene gerek yok." diye gülümsedi.
Kuzey'in bizi böyle görmemesi için dua ediyordum. Ama maalesef görmüştü. Karşıda bekliyordu ve her zamanki gibi mükemmel görünüyordu.
Bize bakarken yüzünde hiçbir ifade yoktu. Kırıldığını biliyordum. O anda Berke'nin elini bırakıp yanına gittim.
"Kuzey bekle." Kolunu tuttum ama o iğrenç bir şeymişim gibi geri çekilip yürümeye başladı.
"Bekle lütfen..." Gözyaşlarım istemsiz bir şekilde akıyordu. "Kuzey dur..." Berke bana şaşkınca bakıyordu. Ona doğru gittim.
"Berke..."
"Seni anlıyorum, Kuzey de senin arkadaşın. Onunla konuşmana karışacak değilim." dedi sakin bir şekilde.
"Benim bir işim var, sonra görüşürüz Eylül." deyip gitti. Ben ise ağlıyordum.
Gözde'nin koşarak geldiğini görünce kollarımı boynuna doladım.
"Ağlama Eylül." Beni kızlar tuvaletine sürükleyip yüzümü yıkadı..
"Ya hep nefret ederse benden?"
"Öyle bir şey olmayacak Eylül, sakinleş biraz."
"Gidip onunla konuşacağım." dedim ve koşarak Kuzey'i aramaya çalıştım. En sonunda onu okul dolaplarının yanında buldum.
"Biraz konuşabilir miyiz?"
"Hayır." Her zaman bana bakınca parlayan gözleri şimdi ifadesizdi.
"Berke'ye söyleyecektim, yemin ederim. Lütfen kızma bana Kuzey, düzelteceğim."
"Ya şimdi benimle gelirsin ya da bir daha asla konuşmayız. Geliyor musun?"
"Evet." Beni kolumdan tutup okuldan çıkardı ve arabasına bindirdi. Direksiyona geçip oturdu.
"Berke'yle isteyerek mi çıkıyorsun?"
"Onu sadece arkadaş olarak seviyorum ve..."
"Tamam. Şimdi ona mesaj atıp ayrılıyorsun."
"Ne?" diye çığırdım. Bu kadar basit miydi yani?
"Yapmak istemiyor musun?" deyince oflayarak Berke'ye mesaj yolladım.
"Şimdi de sana bir sorum olacak."
"Bekliyorum."
"Beni seviyor musun?" dedi Kuzey. Sinir bozucu olmasına rağmen bana iyi geliyordu. Okula gittiğimde gözlerim hep onu arıyordu. Tuğçe'ye dokunduğunda canım yanıyordu.
Galiba ben bu çocuğu seviyordum.
"Şey...ıı..yani..." dedim.
Sırıttı.
"Seviyorsun." dedi. Başımı salladım. Utanma Eylül, hayır hayır kızarma!
Çenemden tutup ona bakmamı sağladı. O güzel gözlerine...
"Prensesim olur musun?"
Kalbim deli gibi atarken kollarımı boynuna doladım. "Egoistin tekisin."
"Bu evet demek mi?"
"Evet." Ona sarıldığım için yüzümü görmüyordu. Görseydi domates gibi kızardığımı anlardı.
"Zıt kutuplar birbirini çeker prenses. Sen masum, ben egoist."
Kısa olduğunu biliyorum ama sanırım yeterince güzel oldu. Oylarınızı ve yorumlarınızı beklerim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masum ile Egoist
RomantizmEylül, Istanbul'a geldiğinde kendisini bekleyen 'ilk'leriyle karsılasıyor. İlk ask , ilk öpücük , ilk gerçek dost... Peki Eylül'ün delicesine sevdiği, okulun havalı çocuğu Kuzey onu üzecek mi? Duygusuz genç, bir sekilde kızımıza asık olacak mı? Yoks...