Güzel bir bölüm oldu sanırım. Umarım beğenirsiniz...
"Hazırım anne!" diye seslendim.
"Tamam, az sonra gideceğiz."
Kendimi toparlamıştım. Makyajımı da yaparak hazırlandım. Acaba Kuzey beni beğenir miydi?
Buruk bir şekilde gülümsedim. Neden beğensin ki? O beni bir oyuncak olarak kullanmıştı. Ben ise hala onu aklımdan çıkaramıyordum.
Annemle arabaya bindiğimizde heyecandan ölmek üzereydim. Sokağın birinde durduk. Koskocaman, görkemli bir villayla karşılaştım. Gözlerim şaşkınlıkla büyürken annem arabadan inmişti.
"Gelsene Eylül. Arabada mı kalacaksın?"
Elbisemin eteğini düzelttim ve yürümeye başladım.
Kapıyı bize hizmetçileri olduğunu düşündüğüm bir kadın açtı.
"Buyrun efendim." diyerek bizi salona yöneltti. Ayla Hanım bizi görünce ayağa kalkmıştı.
"Hoşgeldiniz." diye güler yüzle karşıladı bizi.
Oturduk. Ben etrafı incelerken içeriden müzik seslerinin geldiğini farkettim. Birisi rock dinliyordu.
"Benim oğlan da müzik hastasıdır. Dur bir bakayım şuna." İşte Kuzey ile bir ortak yönümüz daha ortaya çıkmıştı.
İçeri geri geldiğinde Kuzey de arkasından gelmişti. Annemin elini öpüp karşıya oturdu.
Kendimi, erkeği istemeye gelmiş kız gibi hissediyordum.
"Kuzey'ciğim hadi siz Eylül'le konuşun biraz."
Al işte.
Kuzey hiç itiraz etmeden ayağa kalkıp odasına gitmeye başladı. Ben de peşinden geliyordum. Odasına girdiğimizde şaşkınlıktan neredeyse küçük dilimi yutacaktım. Her taraf siyah renkteydi. Duvar, çalışma masası, yatak örtüsü....
Kapıyı kapattı.
"Ne yapmak istersin?" diye sordu. Tamam, şimdi adımlara dikkat.
"Hiçbir şey." dedim sesimin umursamaz olmasına özen göstererek.
"Bana neden böyle davranıyorsun?! Özür dilerim, binlerce kez. Artık trip atmayı kesecek misin?!"
Sinirden deliye dönmüş gözlerinin içine baktım.
~Kuzey'in ağzından~
Ona bağırdığım için gözleri dolmuştu. Ürkekçe bana bakıyordu.
"Bağırmak istemedim, üzgünüm..." dedim.
Eylül kollarını boynuma doladı. Ne yapıyordu bu şimdi? Kokumu içine çektiğini hissediyordum.
"Kuzey......"
"Efendim?"
"Sen beni hiç sevmedin mi?" bunu söylediği anda gözlerinden boncuk boncuk yaşlar dökülmeye başlamıştı.
Ah! Onu çok üzüyorum, lanet olsun.
"Böyle söyleme." diye itiraz ettim.
"Çok acı çekiyorum Kuzey, dayanamıyorum. Neden bunu yapıyorsun? Sana zarar vermedim ki...Neden bu kadar acı çektiriyorsun?"
Yutkundum. Haklıydı. Ona kendimi affettirmem gerekiyordu.
~ Eylül'ün ağzından ~
Yine ağlıyordum. Normalde bu kadar duygusal değildim ama Kuzey hassas noktamdı.
Bana yaklaşıp fısıldadı. "Eylül..."
"Evet?"
"Şimdi bir şey yapacağım ve bizim aramızda kalacak, tamam mı?"
Başımı salladım.
Bana iyice yaklaştı. Elleriyle gözlerime dokunduğunda gözlerimi kapatmam gerektiğini anladım. Birkaç saniye sonra dudakları dudaklarımı kaplamıştı. Kalbimdeki acı, yerini birkaç saniyeliğine de olsa huzura bırakmaya başlamışken eliyle belimden tutup beni kendine bastırdı.
Dudaklarımı okşarcasına, yumuşakça öpüyordu. Ben de dudaklarımı beceriksizce oynatarak onunkilere değdiriyordum. Bu his hoşuma gitmişti. Kuzey dudağımı onunkiyle resmen birleştirip öyle kaldı. Saniyeler geçiyordu. Nefessiz kalıp ölsem de umrumda değildi.
En sonunda geri çekildi. Kendimi sarhoş gibi hissediyordum.
"Daha iyi misin?" diye fısıldadı zor duyabileceğim bir sesle.
Başımı salladım.
"Düşman değiliz değil mi?"
"Değiliz."
Şimdi yine o sert haline dönmüştü. Bu çok saçmaydı.
"Şimdi benim bir arkadaşıma gitmem gerekiyor."
Beraber salona girdik. Annesi soran gözlerle bakınca,
"Anne ben Cenk'lere gidiyorum. Bir sorun varmış da."
"Eylül ne olacak oğlum?" diye sorduğunda hızla elimi salladım.
"Benim için kesinlikle sorun olmaz."
Kuzey gittikten sonra annem, Ayla Hanım ve ben sohbet etmeye başladık. Ayla Hanım bize Kuzey'den bahsediyordu.
"Küçüklüğünden beri onu durduramıyoruz. Geçen yıl araba istedi, aldık. Her gün arabayla başka bir kızı bize getiriyor, birkaç saat sonra geri götürüyor." dediğinde belli etmeden dişlerimi sıktım.
"Ama iyi çocuktur Kuzey. Okulda skandalları vardır ama bir derdin olursa ona söyleyebilirsin Eylül'cüğüm."
Gülümsedim.
O sırada telefon çaldı. Hizmetçi bir koşu gidip açtı. "Alo?"
Bir süre bekledikten sonra kapattı. Gergin duruyordu.
"Ayla Hanım..." Merakla hepimiz ona döndük.
"Bir şey diyeceğim ama sakin olun, olur mu efendim?"
"Ne oldu?"
"Kuzey Bey kaza yapmış."
Öpüştükleri kısmı yazarken...
Gerçekten zor oldu. O kısmı yazmak midemi alt üst etmekle kalmadı, bu konuda oldukça bilgisiz olduğum için yazmakta da zorlandım. Umarım beğenmişsinizdir.......
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masum ile Egoist
RomanceEylül, Istanbul'a geldiğinde kendisini bekleyen 'ilk'leriyle karsılasıyor. İlk ask , ilk öpücük , ilk gerçek dost... Peki Eylül'ün delicesine sevdiği, okulun havalı çocuğu Kuzey onu üzecek mi? Duygusuz genç, bir sekilde kızımıza asık olacak mı? Yoks...