-14-

302 10 2
                                    

Okul çıkışı şiddetli yağan yağmurdan kaçmaya çalışıyordum. Şemsiyem yoktu ve bu da demek oluyordu ki taksi gelene kadar ıslanacaktım.

Omzuma birisi dokunduğunda sıçradım. Bu Kuzey'di. Hemen birkaç adım geri çekildim.

"Islanacaksın, atla şu arabaya."

"İstemiyorum." Konuşurken onun yüzüne bile bakmıyordum. Bana yaşattıkları korkunç şeylerdi.

Sinirle kolumu kavrayıp beni arabasına sürükledi. "Ne yapıyorsun sen be?!"

Kurtulmaya çalışsam da çabam boşunaydı. Arabanın ön kapısını açıp beni içeri soktu ve kendisi de bindi. Kapıyı açamıyordum, kilitlemişti.

"Adresi ver." dedi sertçe. Ona ne olmuştu? Bana iyi davranırken rol mü yapıyordu sadece?

"İnmek istiyorum. Hem sen bize daha önce geldin. Adresi bil-"

"Adresi ver Eylül." diye tısladı dişlerinin arasından. İtiraf etmek gerekirse biraz korkmuştum ama belli etmedim.

"İndir beni." diye mırıldandım.

Bana aldırmayarak sürmeye devam etti. En sonunda bağırdım.

"Beni indir dedim!" Hızla frenleyerek durdu. Neredeyse öne savruluyordum.

"İn."

"Ne?"

"İn." dedi tekrar. Gözleri bana ifadesizce bakıyordu. Kilitlediği kapıyı açtı. Arabadan inerken gözyaşlarımı zorlukla tutuyordum.

Koşarak bir ağacın altına giderken Kuzey'in arabası hızla uzaklaşmıştı.

"Seni neden unutamıyorum ki, aptal?!" diye söylendim.

Tam da normal hayatıma dönmeye başladığımı düşünürken az önce yine Kuzey karşıma çıkmıştı. Yine ve yine.

~~~~~~~~~~

Defterime bir balerin çizerken, biyoloji öğretmenini dinlemiyor, dün akşamki yağmurlu gecede Kuzey'le olanları düşünüyordum.

Birden hocanın ismimi söylemesiyle irkildim.

"Bu soruyu bize sen çözmek ister misin Eylül?"

Tahtaya kalkarken soruyu nasıl yapacağım hakkında hiçbir fikrim yoktu. Öylece bekledim.

"Sana ne oluyor bu aralar? İyi bir öğrencisin ama son bir haftadır aklın başka yerlerde." Bunu demesiyle göz pınarlarımda biriken yaşları hissettim.

Hayır, şimdi olmaz, ağlama.!!!

"Hocam ben...pek iyi hissetmiyorum. Biraz başım ağrıyor"

"Peki Eylül, bu seferlik öyle olsun. Hadi yüzünü yıka da gel."

Sınıftan çıktığım anda ağlamaya başlamıştım. Kuzey'i unutmam imkansızdı. Koridorun duvarında durup sakinleşmeye çalışırken sınıfın kapısı açıldı.

Kuzey çıkmıştı.

"Ağlama." dedi bana dönerek.

"Hayatımı b*ka çevirirken aynı şeyi söylemiyordun."

Dişlerini sıktı. Ne kadar agresifmiş meğer...

"Üzgünüm. Oldu mu? Bir hata yaptım." Ne zannediyordu ki? Çevresindeki insanlar gibi onun mükemmelliğine dayanamayıp boynuna atlayacağımı mı?

~ Kuzey'in ağzından ~

Karşımda yine ağlıyordu. Onu çok üzmüştüm ama sonuçta özür dilememiş miydim? Daha önce kimse bana böyle trip atmamıştı.

"Hadi sınıfa gir." dedim.

Gözlerini kırpıştırarak bana baktı. Çok tatlı görünüyordu.

"Tamam." deyip girdi. Ama ben giremezdim çünkü az önce hoca tarafından dersten atılmıştım.

Kafeteryaya doğru yürürken ellerim cebimdeydi ve cool göründüğümden emindim. Bu arada Eylül'ü düşünüyordum.

Bana gerçekten aşık olmuş muydu? Onu erkekler tuvaletinde öptüğümde gözlerinin içi gülüyordu.

İyi ama ben onun tanıdığı gibi yumuşak biri değilim ki. O küçük, masum ve korunmasız bir kız. Ben ise olmam gerektiği gibi havalıyım.

Düşüncelerimden sıyrılıp kafeteryaya girdim.

~ Eylül'ün ağzından ~

Teneffüs zili çaldığında Gözde'yle beraber dışarı çıktık. Yürüyerek konuşuyorduk, ta ki biri bizim önümüzü kesene kadar.

"Ne var Berke?" diye sordum sabırla.

"İnadı bırakıp Kuzey'le konuşacak mısın?!"

"Hayır." dedim ve gitmeye hazırlanırken önüme geçti. Omzumun üzerinden birine bakıp işaret etti. Ne yapıyor bu?

Sonra iki kişi beni kucağına alıp sürüklemeye başladı. Kim olduklarını bilmiyordum.

Beni en sonunda kayıp eşya deposuna girdirdiler. Çığlık atıyordum. O sırada içeriye Kuzey girdi ve kapıyı kilitledi. Diğerleri çıkmıştı.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen?!" diye bağırdım. Sırıttı.

"Konuşmayı kabul etmezsen böyle olur."

"Ne konuşmak istiyorsun?"diye sordum.

"Bak Eylül, biliyorum bana aşıksın.."

"Sana aşık falan değilim ben! Ne saçmalıyorsun?"

Birbirimize resmen bağırıyorduk. Daha doğrusu ben bağırıyordum, o da sakince duruyordu. Her zamanki mükemmelliğiyle... Bunu inkar edemezdim.

"O zaman seni öptüğümde neden mutlu görünüyordun?" Gözlerimi ondan kaçırdım ve sessiz kaldım. En sonunda,

"Bu benimle oynadığın gerçeğini değiştirmiyor." diye mırıldandım.

"İyi. Sen bilirsin. Görüşürüz. Konuşmak istemiyorsan zorlayamam." deyip anahtarı çıkarıp kapıyı açtı ve çıktı. Erkekler de trip atarmış demek.

~~~~~~~~

Çıkışta eve gittiğimde ağlıyordum. Annem şaşkınlıkla bana bakıyordu.

"Neyin var Eylül?"

Çantamı yere bırakıp koltuğa çöktüm ve daha şiddetli ağlamaya başladım. Annem önüme gelip durdu. Merakla bana bakmaya devam ediyordu.

"Anne ben aşık oluyorum..."

O bir şey söyleyemeden hızlıca odama gittim. Kimseyi görmek ve konuşmak istemiyordum. Sadece Kuzey'i istiyordum. Ama eski Kuzey'i. Yine bana gülümsemesini, elimi tutmasını çok özlemiştim.

Sanki tamamen yanıyor gibiydim. Öyle çok acı çekiyordum ki, dayanamıyordum.

Bu acıyı sadece o dindirebilirdi...

Annem kapımı tıklatıp açınca gözyaşlarımı sildim. Yanıma oturdu, elini yanağıma koydu.

"Ağlama kızım. Hadi söyle bana, ismi ne bu çocuğun?"

Sustum. Bir süre ikimiz de konuşmadık. Sonra annem ayağa kalktı.

"Bu arada, Ayla Hanım da bizi evine davet ediyor. 'Biz sizin evinize geldik, siz neden gelmiyorsunuz? diye soruyor." dedi.

Yutkundum. Bu asla olmayacaktı.

"Anne benim sınavlarım var..."

"Zaten evden dışarı çıkmıyorsun. Hem Kuzey'le çalışırsınız. Tabii sadece arkadaş olarak."

Her şey allak bullak olmuştu. Anneme Kuzey'le sevgili olduğumuzu söylemiştim, sonra 'erkek arkadaş konusunda sen haklıydın' demiştim, şimdi ona birine aşık olduğumu söylemiştim...

Derin bir nefes aldıktan sonra başımı salladım.

Masum ile EgoistHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin