"Sen ne dediğinin farkında mısın Eylül?!" dedi annem. Ona Kuzey'le çıktığımızı söylemiştim.
"Evet anne."
Bir yandan elindeki toz beziyle masayı siliyor, bir yandan da söyleniyordu.
"Milletin kızı okusun, kariyer edinsin, benim kızım da erkek arkadaş diye tuttursun."
Haksızlık ediyordu. Zaten karnem her zaman takdir olmuştu. Derslerim iyiydi. İlk kez birinden hoşlanıyordum ve onunla çıkmak suç muydu?
Odama geçip kapımı kapattım. İnternetten Kuzey'in fotoğraflarına bakmaya başlamışken telefonum çaldı.
"Alo?"
"Alo prenses." Arayan Kuzey'di.
"Mutsuzum Kuzey."
"Ne oldu? Bir sorun mu var?"
"Anneme bizi söyledim."
"Ve bu da onun hoşuna gitmedi, değil mi?"
"Aynen." dedim bıkkınlıkla.
"Dışarı gel prenses, arabada seni bekliyorum."
Anneme çaktırmadan okul çantamı alıp bahçeye çıktım. Kuzey'in arabasına bindiğimde elimi tuttu.
"İpek, Tuğçe ve Berke bunu sevmeyecek." dedim.
"Hiç kimse umrumda değil."
Arabayı çalıştırdı. Müthiş bir hızla gittiği için emniyet kemerimi takmak zorunda kalmıştım. Ona yavaşlamasını söylesem bile yavaşlamayacağı için sustum.
Okula geldiğimizde kapımı açtı ve arabadan inerken elimi tuttu.
"Sadece ilk sefer içindi bebeğim, bir daha kapını açmamı bekleme."
Tam da onun romantik bir çocuk olduğunu düşünürken yine ve yine odunluğunu göstermişti. Gözlerimi devirip arabadan indim.
El ele sınıfa girerken Gözde sırıtarak bize bakıyordu. Berke ortalarda yoktu, İpek de oldukça sinirliydi. Tuğçe de öyle.
Etraftan "ooooo" sesleri yükseliyordu. Kuzey'le en arkadaki sıraya oturduk. Hala elimi tutuyordu.
Ders başlayınca ben dersi dinliyordum, Kuzey ise defterine resim çiziyor,kalemiyle oynuyordu. Bir ara bana dönüp, "Sıkıldım Eylül." dedi.
"Dersi dinlemeye çalış Kuzey."
Dudağını büzdü ve önüne döndü.
Teneffüste bana telefonundan küçüklük fotoğrafını gösteriyordu. Tam o sırada İpek yanımıza geldi.
"Biraz konuşabilir miyiz Kuzey?" Sinirle yutkundum.
"Tabii." dedi ve kalkıp onunla koridora gitti. Eminim İpek ona yine benimle ilgili aptalca şeyler yumurtlayacaktı.
Kuzey gelene kadar Gözde'nin yanına gittim.
"Sevgili olmuşsunuz." Sırıttı.
"Evet ya, nasıl mutluyum bilemezsin. Heyecandan ölüyorum." Gerçekten de öyleydim. Sabahtan beri onunlayken nasıl davranacağımı, nelere dikkat etmem gerektiğini düşünüyordum.
Gözlerimi koridora çevirince İpek'in Kuzey'e bir şeyler anlattığını fark ettim. Sonra da oradan uzaklaştı. Duvarın yanında bekleyen Kuzey'e yöneldim.
"Ne dedi?" diye sordum bıkkınlıkla.
"Seni ve Berke'yi...öpüşürken görmüş." Ses tonundaki kaygıdan, bana güvenmediğini anlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masum ile Egoist
RomanceEylül, Istanbul'a geldiğinde kendisini bekleyen 'ilk'leriyle karsılasıyor. İlk ask , ilk öpücük , ilk gerçek dost... Peki Eylül'ün delicesine sevdiği, okulun havalı çocuğu Kuzey onu üzecek mi? Duygusuz genç, bir sekilde kızımıza asık olacak mı? Yoks...