Bu hikayeyi vote'leyen, yorum yapan, hatalarımı bana söyleyip düzeltmemi sağlayan, eleştiren herkese çok teşekkürler. Hepinizi çok seviyorum <3
Bugün cumartesi! Kuzey ile bir yere gideceğiz. Nereye gideceğimizi bana söylemiyor.
Dün ona bahsettiğim giysiyi kısa olduğu için giymeme izin vermedi. Ben de siyah deri tayt üstüne lacivert deri ceket seçtim.
Aynadaki görüntüme baktım. Güzel görünüyordum. Aslında güzel görünmüyordum ama çirkin de değildim.
Annemin yanında gidip, "Nasıl olmuşum anne?" diye sordum. Beni iyice süzdükten sonra (!) "İyi." diye mırıldandı.
Açıkcası bugün annemin suratsızlığını çekemezdim.
Bahçeye çıktığımda Jeep bir araba karşımda duruyordu. İçinde de biricik egoistim.
"Selam güzelim." deyip yanağımdan öptü.
"Nasıl olmuşum?" diye sordum hevesle.
"Kilo mu aldın sen?"
Söyledikleriyle yüzüm düşmüştü. Odun işte.
"Sağol Kuzey. Çok iyi düzelttin moralimi."
"Şaka yapıyorum prenses, sen Kim Kardashian fiziğine sahipsin."
Kim Kardashian. Kamyon tekerleği kadar kalçaları olan kadın.
"Kuzey!" diye çığırdım.
"Tamam, sadece şakaydı."
"Nereye gidiyoruz?"
"Sürpriz."
Yol boyunca şarkı mırıldandım. En sonunda araba, bir yerde durdu.
Tepede göl manzaralı, lüks bir restoranta gelmiştik. Kuzey ile ellerimizi kenetledikten sonra içeriye girdik.
Neon ışıklarla aydınlatılmış, canlı müzik yapan bir yerdi. Duvarlarda Marilyn Monroe posterleri ve Eyfel Kulesi resimleri vardı.
Ben etrafa bakmayı sürdürürken garson bir kız bizi cam kenarındaki yere yönlendirdi.
Manzara süperdi. Bizim için önceden hazırlandığını düşündüğüm masaya geçtik. Şık bir şekilde süslenmişti. Tabağımın önünde, üzerinde "Eylül." yazan dekoratif bir gül vardı.
Kuzey'e baktım. "Kuzey bunlara gerek yoktu..."
"Her şeyin en iyisini hak ediyorsun prenses."
Bir daha asla bu çocuğa odun demeyeceğim.
"Seni seviyorum." Bunu hayatımda ilk kez birine karşı içten bir şekilde söylüyordum. Her ne kadar yüzüm domatesten pancara doğru yol alsa da buna cesaret edebilmiştim.
"Ben de seni, prenses." dedi cool bir ifadeyle.
Bana prenses demesine bayılıyordum. Kendimi özel hissettiriyordu. Beni mutlu ediyordu. Midemde kelebeklerin uçuşmasına neden oluyordu.
Yemeğimize başladık. O sırada telefonum çaldı.
"Efendim Gözde?" dediğimde Kuzey sırıttı. Gözde'nin beni bir türlü rahat bırakmaması onun da dikkatini çekmişti.
"Neredesin Eylül?" diye sordu meraklı arkadaşım.
"Kuzey'le beraberim."
"Haa, anladım, oldu o zaman sonra görüşürüz."
"Hoşçakal canım."
Kuzey, "Seni en az annen kadar merak ediyor." dedi kıkırdayarak.
"Aynen." İkimiz de gülmeye başladık. Elimi masaya koymuştum. Kuzey de elini uzatarak elimi tuttu.
"Biz beraber olduğumuza göre evdeki şortlarına ve mini eteklerine veda etmişsindir."
"Maalesef."
"Bu arada Eylül, koymam gereken bazı kurallar var."
Bir de kural koyuyor beyefendi. Aman canım bulmuşsun meteor çocuğu, hala söyleniyorsun.
İç sesime ilk kez hak veriyordum.
"Kural 1= Elimi bırakmak yok."
İlk kuralı sevmiştim. Bana kalsaydı sonsuza dek onun elini tutabilirdim.
"Kural 2= Kısa giyinmek yok."
Bunu zaten biliyordum.
"Kural 3= Biliyorsun ki ben egoist biriyim. Beni zaman zaman övmek zorundasın prenses. Ego tatmini yapıyorum."
Egonu yesinler senin.
"Anlaştık Kuzey beyefendi."
~~~~~~~~~
Kuzey ile arabayla geri dönüyorduk. Ona çaktırmadan torpidonun üstünde duran telefonunu aldım.
Yaptığım şey benim de hoşuma gitmiyordu, ama '1 yeni mesajınız var' yazısını görünce dayanamayıp açtım.
"Anlaşmaya uymuyorsun, onunla sadece birkaç günlüğüne çıkacaktın. Eylül'den gerçekten hoşlanmaya başladığını söyleme bana. -Berke."
Mesajı okuyunca beynimden vurulmuşa döndüm. Kuzey'e çaktırmadan telefonu yerine bıraktım.
"Ne oldu güzelim? Birden kül gibi oldun?"
Yutkundum. "Hiç...."
Beni eve bıraktığında ona el sallamayı başarıp eve girdim. Annem yoktu.
Hemen Gözde'yi aradım.
"Gözde korkunç şeyler oluyor bize gelebilir misin?"
"Ha?"
"Müsaitsen gelmelisin.Hemen."
"Peki, zaten bisiklet turuna çıkmıştım. Bekle." deyip kapattı.
Gerçekten de Kuzey Berke'yle anlaşma mı yapmıştı?
On dakika sonra kapı çaldı. Gözde gelmişti. Ona her şeyi anlattım.
"Ciddi misin sen?!"
"Evet." Koltuğun yanındaki yastığı kucağıma alıp dirseklerimi üzerine koydum.
"Bunu Kuzey'e söylemelisin. Birbirinizden asla bir şey saklamayın. Gör bak, o sana bir açıklama yapar."
Gülümsedim. Dostunuzun olması harika bir duyguydu. İyi ki varsın Gözde...dedim içimden.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masum ile Egoist
RomanceEylül, Istanbul'a geldiğinde kendisini bekleyen 'ilk'leriyle karsılasıyor. İlk ask , ilk öpücük , ilk gerçek dost... Peki Eylül'ün delicesine sevdiği, okulun havalı çocuğu Kuzey onu üzecek mi? Duygusuz genç, bir sekilde kızımıza asık olacak mı? Yoks...