Izaya duyduğu cümlelerin vücudunda yarattığı etkiyle titremeye başlamıştı.
Beyni ise düşünmeyi sürdürürken aklından geçenler "Bu imkansız, nasıl, bu doktor bana yalan söylüyor beni kandırmaya çalışıyor, şaka olmalı, yoksa bu yaptıklarımın cezası mı ?"
Izaya kendi içinde tartışmaya girdiği bu düşüncelerini bir kenara atarak çıldırdığını düşündüğü doktor arkadaşına baktı. Onun yüzündeyse daha önce görmediği bir ciddiyet ve az biraz şaşkınlık vardı.I-"Bu imkansız Shinra, ben halime değilim duyuyor musun beni ? Bana şaka yaptığını anlamayacağımı mı sandın !!"
Izaya'nın sesi artmış ve kızgınlığı elle tutulur bir boyuta ulaşmıştı. Siyah adamın gözleri adeta kırmızıya boyanırken Shinra'nın üstüne yürümeye başlamıştı. Siyah adam bedeninin sallanmasını ya da güçsüz düşmesini umursamıyordu.
İçinde bulunduğu durumdan kaçmak istiyor ama gücü yetmediği için suçlayıp saldıracak birisini arıyordu.
Kabullenmek ve anlayışla karşılamak şu zamanda yapabilmesi uzak bir durumdu. Sessiz çığlıklar öyle zamanlar gelirdi ki dururulamaz, herşeyi ve heryeri yıkabilecek öfkeye dönüşebilirdi.I-"Şaka yaptım de lanet hayatının içine daha çok edelim dedik desene.
YAPTIKLARININ LANET CEZALARINI ÇEKİYORSUN PISLIK HERIF DESENE!!"Izaya masadaki iğnelerden birini alıp Shinra'nın üstüne yürürken bağırmaya devam ediyordu. Ağladığı zamanların ve kendisine çevrilen oyunların acısını çıkarmak istiyordu.
Shinrayı köşeye sıkıştırdığı zaman, zavallı doktor diz çökmüş yalvarıyordu.Sh-"Izaya bu şaka değil nasıl oldu bende çözemedim, hmm... sanırım bir çeşit iğneyle alakalı ve anladığım kadarıyla bu iğneyi üretebilecek teçhizata sahip tek kişi sesin"
Izaya elindeki iğneyi indirdiğinde karanlık şatodaki laboratuarını düşünmeye başlamıştı. Orayı bilen kişiler; Güvendiği ordularının komutanı Derek ve bir zamanlar hasta olduğu için önüne çıkamayacağını düşündüğü Kraliçeydi.
"Demek Kraliçe bunu yapmış olabilir." diye söylenirken geri geri gitmeye başlamıştı.Izaya'nın öfkesinin dinmeye başladığını anlayan Doktor Shinraysâ rahatlamış ve koltuğa oturmuştu.
Sh-"Bunu Kraliçenin yapmış olması muhtemel. Zamanında ülkemiz Ikebukuroda olmasa bile burada bilgi aldığı habercilerinin olması mümkün."
Izaya derin bir nefes alıp kendini Shinra'nın oturduğu koltuğun karşısındaki yere attı.
I-"Ozaman bu başından beri herşeyi bildiğini gösterir. Demek herşey onun planıydı."
Sh-"Seni öldürmeme nedeni hem oğlu olman hem de hamile olman Kraliyetin gelecek varisini taşıyor olmandır."
I-"Hamile falan deme bana hem Shizuo bunu bilseydi...."
Izaya'nın cümlesi, dağ evindeki görüntüler ve köydeki yanmış hatıralarla dolduğu için, yarım kalmıştı. Shinraya güvenmek istiyordu onun için anlatmaya karar vermişti.
I-"Shinra biz Shizuoyla evlendik kraliçenin isteğiyle, bu şekilde şuanda hayattayım. Ama Shizuo ailesinu öldürdüğüm için beni affetmiyor ve evde sürekli beni pişman ettirecek şeyler yapıyor."
Shinra hep arkadaşı olarak gördüğü adama baktı O bir zamanların tepeden aşağılar gibi bakan herşeyi kırıp yıkan egoist tanrısıydı. Onun maskesinin altına saklanan sevgiyi öğrenmemiş bir adam olduğunu düşündü. Onun için birşeyler yapmaya karar verdi.
Sh-"Bence hemen gidip Shizuoya, hamile olduğunu söyle ozaman seni anında affeder."
I-"Bak ben bunu istemiyorum sırf hamileyim diye beni affetmesini istemiyorum çünkü ozaman beni gerçkten sevdiği için affetmiş olmaz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tanrı nın Kuralları (Shizaya)
Fanfiction🗨Yaoidir. 🗨Shizaya çiftinin Ikebukuro'da farklı bir dönemde ve statüde işlemiş şeklidir. 🗨Uyarı: Ikinci sezon Mpreg'tir. Geçmiş zamanlarda,Bir ülke vardı ülke krallıklarla yönetiliyordu ülkenin kralı egoistti hatta kendine tanri dedigi bile söyl...