Tek bir sözcük bütün herşeyin cevabı olabilir miydi ? Yaptığı bütün suçların ve babasının ona cezası olabilir miydi ? "Anne" dudaklarından dökülen sözcüğün anlamını unutmuş olan Kral Izaya, karışında öfkeyle intikamla parlayan gözlerle ona bakan kadını süzmüştü.
Ayağa kalkmış ve tamamen iyileşmiş görünüyordu. Eskiden simsiyah olan saçlarında oluşmuş grilikler seçiliyordu. Yüzünden eksik olmayan gülümseme yerini sinire bırakmıştı. Kaşları çatılmış bedeni öfkeden duramıyordu. Kraliçe oğluna yaklaştı.
Shizuo ise bir köşede onları izliyordu.
Bu duruma müdahale edecek kadar sarhoş değildi. Onların aralarındaki hesapta ölen bir eş, bir baba ve koca bir ülkenin kralı vardı. Bu durumda kenarda kalmak en doğrusuydu. Sarışın adam Izayaya bakıp onu affetmeyen tarafıyla kavga ederken seven kalbini dinlememek istiyordu.Kraliçe ise bir zamanlar herşeyden çok sevdiği oğluna artık düşman gibi bakıyordu.
-"Bana öldüğünü söylediklerinde ne çok endişelenmiştim oysa... Şimdi adamlarımdan duyduğum haberler beni hüsrana uğratıyor. Söylesene Izaya seni çok seven babanın ölümüne sebep oldun mu ?"
Kraliçenin son umut kırıntıları gözlerinden okunuyordu. Ne kadar sert baksa da oğlundan bunun yalan olduğunu duymayı bekliyordu.
Izaya ise Kraliçeye duygusuzca bakmıştı.I-"Kralı öldürdüm."
Izaya'nın iki kelimesi Kraliçenin dünyasını ve umutlarını yerle bir ederken Izaya onun tepkisine gülümsemişti. Yalan söylemekle hiçbişey söylememek aynı kapıya çıkıyordu. Tanrı bunu yanan köyde yaşamış ve dürüst olmaya karar vermişti. Kraliçeyse bunun karşısında şok olmuş ve titremeye başlamıştı.
-"Yakalayın Haini" diye bağırışı bütün odada yayılırken askerler Izaya'nın üstüne doğru gelmeye başlamıştı.
Genç adam neye uğradığına şaşırmış ama mücadele edemeden karnına yediği tekmeyle yere düşmüştü. Kollarını halatla bağlayan askerler kraliçeden gelecek yeni emri bekliyorlardı. Kraliçe gelip yerde can çekişen oğlunun önünde durmuştu.-"Haini hapsedin ve idam sahasını hazırlamaya başlayın ona verilecek en iyi ceza ölümdür."
Kraliçenin çelik sözlerine askerler başlarını eğmiş ve çırpınmaya devam adamı bulunduğu yerden sürükleyerek çıkarmışlardı. Merdivenlerden inerken Izaya'nın çığlıkla karışık kahkahaları odadan duyuluyordu. Kraliçe kanlı yatağa bakıp iç çekmiş ve kendini sakinleştirmeye çalışmıştı. Sonunda sarışın admala göz göze gelmişti.
-"Sen kimsin hikayeni anlat ki seni de idam ettirmeyeyim oğlumun arkadaşı mısın ?"
Shizuo saygısını göstermek için kraliçenin önünde eğilmiş ve açıklamasını yapmaya başlamıştı.
S-"Adalet isteyen biriyim kraliçem. Yalancı Tanrı kurallarını yayımladığı zaman ona karşı çıkanlardanım. Bizzat ona karşı da savaşmıştım. Kendi birliğim vardı özgürlük ekibi adı altında toplanmıştık. Tek amacımız kralı yok etmekti. O bizden sevdiklerimizi almıştı. Ailemi onun çıkardığı yangında kaybettim. Sonra küçük bir köyde örgütlerdik. Ona karşı savaşmak için"
Kraliçe memnun kalmış bir sesle bu kadar anlatmasının yeterli olduğunu belirtmişti.
-"Tamam. Sende bizimle geliyorsun, dileğin gerçek oldu sahte tanrı, sahte kral bir hafta sonra idam edilmiş olacak sende bunu benle birlikte izleyecek olan misafirimsin."
Kraliçe önden kalan askerleriyle giderken Shizuo da onların peşinden yürümeye başlamıştı. Doğru yaptığına inanan beyni sarışını onaylarken kalbi Izayayı kurtarması için planlar yapmakla uğraşıyordu. Sarışın adam kalbini söküp kurtulmayı istiyordu. Yoksa Izaya'nın kalbinden çıkmayacağını biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tanrı nın Kuralları (Shizaya)
Fanfiction🗨Yaoidir. 🗨Shizaya çiftinin Ikebukuro'da farklı bir dönemde ve statüde işlemiş şeklidir. 🗨Uyarı: Ikinci sezon Mpreg'tir. Geçmiş zamanlarda,Bir ülke vardı ülke krallıklarla yönetiliyordu ülkenin kralı egoistti hatta kendine tanri dedigi bile söyl...