Namie kendine geldiğinde bir yelkenli de olduğunu farketti.
Hızlı adımlarla ayağa kalktı ve kendisine doğru gelen adamlara tip tip bakmaya başladı.Adam ise prenses namie ye yaklaştı.-"Gemimizde bir prenses olması ne güzel kral bize sizi sürgün etmemizi söyledi.O nerde bizde yaparız tabiki bundan sonra ülkeye giremeyeceğinizi de söylememi istedi."
Adam bunları dedikten sonra namie yi yelkenlideki hapisaneye attı.Kadın etrafına bakınca sarışın bir kadının da kendi ile aynı yerde olduğunu farketti.
-"Prenses Namie zengin biri olduğunuzu duymuştum."
-"Kimsin ?
-"Adım varona sizi kurtarmamı ister miydiniz tekrar ikebukuro ya dönmeyi."
-"Neden bunu yapasın senin kazancın ne olacak"
Varona sadece gülümsedi.
Izaya nin kral olmasının ardından tam olarak bir hafta geçmişti. Ilk gün kuralları yayınlamış sonrasında Namie işleri karıştırmıştı. Üç dört gündür bişeyler yapmayan izaya ise sarayda sıkıntısından bir o yana bir bu yana yürüyor ve kendisini mutlu edecek,eğlenmesini sağlayacak şeyler arıyordu.
O sırada kapısı çalmış ve Derek kral izaya 'nin da izniyle huzuruna çıkmıştı.-"Efendim,halkın tepki vermemesi üzerine iyice bir araştırma yapmamı istiyordunuz ya."
-"Evet sonuç ne Derek ?"
-"Bir çete var sizi yoketmek üstüne planlar yapıyorlar,yeni kurulmuş ama çokça destek almış güçlenmeye başlamış,Ne yapmamızı istersiniz ?"
Izaya kahkahalar atarak Derek e döndü.
-"Sonunda rakip,eğlence evet dur buldum bu insanlar birbirlerini kolluyor ve birbirlerine yardım ediyor.Ama benim kurallarımda
"Yardımlaşmak yasak"
Git dağıt.Ayrıca bana Celty i bulun."celty birsüre sonra istemeyerek de olsa kendini Kralın önünde bulmuştu.Bu krala hizmet etmek istemiyordu.Çünkü ondan en değer verdiği şeyi almıştı.Aşık olmak...Celty bir insan değildi ama duyguları anlayan bilen bir insandı.
Elindeki kağıda birşeyler yazdı.
-"Beni neden çağırdınız kral?"-"Diğer ülkeye gidip şu ismi yazılı olanları öldür görev çok kolay kimsenin sana zorluk çıkaracağını düşünmüyorum."
Celty Kralın maskesini inceledi.Bu maskenin altındaki yüzü biliyordu ve tanıyordu.Hala bukadar sevimli bir yüze sahip olan birinin bunları nasıl yapıyor oluşunu anlamıyordu.
Huzurundan ayrılarak sokaklara karışırken shinra 'nin oturduğu binanın önünden geçti.Kurallar yüzünden onla aynı evde oturma hakkı bile yoktu.Kafasındakileri bir kenara bırakarak görevine doğru yola çıktı.O sırada izaya kendi şatosuna gelmişti, nağmı değer "Karanlık Şato" ,içeriye girip odasına çıktı maskesini bir kenara koyup üstüne sıradan birşeyler girdi eline üç dört kitap aldı, saçlarını aynaya bakıp karıştırdı.
-"Tıpkı bir öğrenciye benzedim hahah."
Dedi ve sekerek şatodan çıktı.
Meydana indiğinde ise kimse onun kral olduğunu yada izaya nin dediği ile aralarındaki tanrı olduğunu anlamamışlardı.Izaya lisenin bulunduğu yere doğru yürürken üç askerin önünden geçtiğini farketti ve yolunu değiştirerek onları takip etmeye başladı.
Askerler biraz ilerideki bir dükkana sertçe girdiler.
-"Sizi yardımlaşmaktan cezalandıracağız."Arkadan çıkan birkaç kişi
-"Buna izin vermeyeceğiz."
diyerek askerlere saldırmaya başladılar.Kavganın olduğunu gören Derek te içeriye girmişti.
Izaya ise gülmemeye çalışarak olanları izliyordu.Sonra omzuna bir elin dokunduğunu hissetti.
Izaya hızla arkasını dönerken sarışın adamla göz
göze geldi.
Sarışın adam ise
-"küçük liseli bir çocuğun burda ne işi var hemen burdan uzaklaş ve kendi güvenliğin için saklan."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tanrı nın Kuralları (Shizaya)
Fanfic🗨Yaoidir. 🗨Shizaya çiftinin Ikebukuro'da farklı bir dönemde ve statüde işlemiş şeklidir. 🗨Uyarı: Ikinci sezon Mpreg'tir. Geçmiş zamanlarda,Bir ülke vardı ülke krallıklarla yönetiliyordu ülkenin kralı egoistti hatta kendine tanri dedigi bile söyl...