Tanrı nın Kuralları (Shizaya)

~1~

Bu bir masal değil masal gibi görünebilir masal desek bile,normal bir masal olmayacak başta sonu mutlu mu mutsuz mu bitecek bilemeyiz mantık aramak imkansız bir anormal masal...

Gündoğumu ile aydınlanan Ikebukuro yeni bir güne merhaba demişti.Saraya da dogan güneş ışıkları ulaşmıştı.Kral suta nin odasına giren hizmetçiler

-"Sevgili kralımız uyanma saatiniz geldi.Kralım.Kral Suta lütfen cevap verin efendim."

Kralın yanına daha çok yaklasan hizmetçi kız soğuk ölmüş bedene bakakaldı.Dizlerimin üstüne çökmüştü ve transa geçmiş gibi öyle kalmıştı. Kralın odasından çıkmayadığını farkeden diğer hizmetçiler odaya girmiş ve üzüntülü olduğu kadar şok geçirmiş olan kızın yanına gittiler.

-Efendi ölmüş."

Krallın öldüğünü farkedenler askerlere hemen haber vermişti.Kralın baş yardımcısı başındaydı oda diğerleri gibi üzülmüştü belli etmemeye çalışsada.Sarayda tam bir kargaşa hakim olmuştu.
Tüm saray çalışanlarını toplamıştı onları sakinleştirmesi gerekiyordu.

-"Lütfen dinleyin herkesin kafası karışık biliyorum.Kralımız Suta bu sabah Gündoğumuna yakın hayata gözlerini kapanmıştır.Halkın adalet timsali dediği,kimsesizlerin koruyucusu,en methametli yöneticisi aramızdan ayrıldı.Bu sabah hasta eşini görmeye yolculuğa çıkacaktı ama artık giden ölüm haberi olacak.Bugün cenaze işleri halledilecek kendisi tören istememişti."

Hizmetçilerden biri söze karıştı.
-"Yeni kral kim olacak."

-Tek oğlu olan Izaya Orihara kral olacak,"

-Ama o biraz..Tuhaf"

Başka bir hizmetçi
-"Korkunç bir kere sarayına temizliğe gitmiştim tüm duvarlar kapkaraydı ve kan izleri vardı."

-"Ruhlarla ve büyücülerle işbirliği yapıyormuş"

-"SESSIZLIK!! Farkında mısınız bilmem ama yeni kraldan bahsediyoruz.Lütfen dedikodularınızı kendinize saklayın.Kendisine haber verildi.Buraya gelecek ve kral olacak bugünden itibaren"

Koşarak dağın yanındaki saraya ulaşan askere kapılar açılmıştı.Kapıdaki askerler
-Ne istiyorsun? "

-Bir haber getirmem istendi saraydan."

-"geç içeri!"

Asker izaya 'nin huzuruna getirilmişti.Sarayın içini inceleyen asker korkudan iyice sinmişti.Duvarlar siyahla boyanmış,karanlık ve ürküntü dolu bir ortam yaratmıştı.Günışığı ulaşmayan sarayda yere bağdaş kurmuş siyahlar içindeki siluet dikkat çekiyordu.Etrafı mumlarla çevriliydi hemen yan tarafında ise önemli rutbede olduğu belli olan bir asker bekliyordu. Ona doğru yaklaştı.Yüzünü görmeyi umarken karanlıkla uyumlu siyah bir maske takmış olması askeri  daha da korkutmuştu.
Geriye doğru sıçradığında yerde oturan siluet kıkırdadı ve sessizliği bozdu
-"Benden korktun mu kul ?"

-"Haa..yır!"

-"Sarayıma girmeye cüret eden zayıf varlık ne için geldin."

-"Kral suta öldü oğlu izaya orihara kral olacaktır ve saraya bekleniyor."

-"Demek beni bekliyorsunuz ozaman sizi daha fazla bekletmemeliyim öyle degil mi derek."

Odada bekleyen asker başı ile onayladı ve huzura çıkan askeri yakalayarak odadan çıkardı suratına iyi bir yumruk geçirdikten sonra
-"Efendime hayır diyemezsin!"

diyerek saraydan attı ve izaya 'nin yanına giderek önünde eğilip selam verdi ve kendisine vereceği  emirleri beklemeye başladı.Sorgulamazdı hiç soru sormaz izaya ne derse yapardı öl dese ölürdü.Belkide şuana kadar yanında kalma sebebiydi bu sadakati kendi düşüncesi böyleydi.Kaçamak bakışlarla izaya yı süzerken içinde oluşan garip hissi düşünüyordu taki izaya ona seslenene kadar.
-"Şu andan sonra babamın yönetim sürdüğü krallıkta tamamen farklı bir hayat başlayacak aşırı eğlenceli olacak.Krallığa haber ver geleceğime dair büyük ihtimalle halka söylememişlerdir sen söyleyeceksin.Ayrıca sana vereceğim kağıttaki yazanları halka oku tüm orduyu alarak"