Gece saatlerinde yanınızda biri, tahmin ettiğiniz o şeyi size itiraf etmeye hazırlanırken 'Hata mı yaptım bir şeylerde?' diye düşünmek tüm her şeyi öldürüyor gerçekten.
-------------------------------------
Biri size sizi sevdiğini söyleyemezken, en sonunda siz bıkıp gülerek "Sen beni seviyor musun ya?" dediğiniz ve onun
"Evet!.." diyip utanarak sizin göğsünüze yaslanıp gülmesinin ertesinde yapacağınız pek de bir şey kalmıyor.Sarılıyorsunuz.
Ama sarılırken içinizi endişe kaplıyor çünkü çok erken söyleyemedi bunu size ve siz ona alışamamıştınız henüz. Tanıyamamıştınız, zaman çok erkendi neye kızıp kızmadığını bilemiyordunuz karakterini tam çözememiştiniz ve işin özünde en önemlisi, yüzüne baktığınızda bir öncekine eridiğiniz gibi buna eriyemiyordunuz.Bir süre sonra duygusallığınız kendini kenara bırakıp, rasyonellik geliyor içinize.
Sonra ona, "Çok erken söyleyemedin bunu." diye itirafta bulunuyorsunuz.
"Çok zor olacak, tanıyamamıştım seni henüz." diye devam ediyorsunuz.O ise size aşkla bakıyor, "Hallederiz, önemli olan her zaman aşktır güzelim. " diyor.
İçinizden bir şeyler daha kopup yuvarlanıyor.
'Ben sana daha aşık olamamıştım ki' diyemiyorsunuz. Canı acıyacak diye korktuğunuzdan yalnızca buruk bir şekilde gülümseyip ona tekrar sıkıca sarılıyorsunuz.
O sıra, aklınıza onun yanında ne kadar mutlu olduğunuz geliyor. 'Bu da bir sevgi göstergesi değil midir?' diye düşünüyorsunuz.
Siz düşüncelerinizle boğuşurken, onun kalp sesini duyuyorsunuz.O size gerçekten aşık ve siz tekrar kendinizden nefret ediyorsunuz.
Biliyorsunuz ki, daha öncekiler size onun baktığı gibi aşkla bakmıyordu. Size şefkatli olmuyordu hiçbiri ve onun sizi önemsediği kadar kimse önemsememişti daha önce.
Kendinize zaman tanımaya karar veriyorsunuz, onun yanında olduğunuz mutluluğu aşka çevirmek için elinizden geleni yapacağınızı o sıra o size aşkla sarılırken ve kalbi ölecek gibi hızlı atarken söz veriyorsunuz.
Sarılmanız bitiyor ve ivedilikle ellerinizi avuçlarının içine alıyor, değişik bir heyecan kaplıyor sizi. Çünkü kimse daha önce böyle güzel tutmamıştı ellerinizi.
Böyle bir sevgi size geldiği için, birdenbire şanslı hissediyorsunuz kendinizi.Siz eve gidecekken, aşkla gülümseyerek "Görüşürüz sevgilim." diyor ve siz yüzünüzdeki 'hata mı yapıyorum' gülümsemesini belli etmemek için çaba gösterirken, buruk bir sessizlikle "Görüşürüz sevgilim." diyorsunuz.
Arkanızı döndüğünüzde onun sizin arkanızdan evinize girmenizi seyrettiğine adınız gibi eminsiniz.
Hatta, o sıra telefon rehberinden adınızı 'sevgilim' olarak değiştirdiğini hissediyorsunuz.
Sevinçli taklidi yapmak için hoplayarak yürüyorsunuz.Eve girdiğinizde odanızın camından gökyüzüne bakıyorsunuz.
-------------------------------------
Dolunay olan aya,
"Yine her zamanki gibi bana uğurlu olamadın, bir kere de senin olduğun gecede salt bir mutluluk yaşasam keşke." diyorsunuz.O da size gülümsüyor.
Tekrardan içinizden bir şeyler kopup yuvarlanıyor.
-------------------------------------
Yatağa yatıp uyumaya çalışıyorsunuz.
Ama aklınız karmakarışık, onu sevemeyeceksiniz diye ve bunun sonucunda onu çok kıracaksınız diye çok korkuyorsunuz.
Çünkü hep sizi sevemediler, hep sizi çok kırdılar. Alışamadıklarını söylediler, sevemedim dediler. Bitirdiler aşık olma duygusunu üzerinizdeki.Şimdi yanınızda mükemmel biri varken, onu sevemezseniz büyük bir adaletsizlik olacak.
Arkadaşınıza "Yanıma mükemmel biri geldiğinde, ona verebilecek bir sevgim kalır umarım." dediğiniz aklınıza geliyor. O kelimeleri yazarken kalmadığını biliyor olmanız ve aylar sonra da hala kalmamış olması sizin canınızı çok yakmaya başlıyor.
Korku tekrar sizi ele geçiriyor.Bu geceyi de uykusuz geçiriyorsunuz.
-------------------------------------
Kimin sizin hangi hareketinize ithafen aşık olabileceğini bilseydiniz emin olun daha mutlu olurdunuz.
Şimdi 'hata mı yapıyorum ben?' diye her gece düşüneceksiniz ve bu sizin içinizdeki tüm her şeyi öldürecek.
Bir kere de saf bir şekilde mutlu olabilseydiniz keşke değil mi?
Korku olmadan, tüm enerjinizle sevebilseydiniz keşke.
O zaman hayat daha kolay olabilirdi değil mi?
Ama üzgünüm, hayat bu.
Kolay olmaz.Asla kolay olmaz.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Bir Bembeyaz Sayfa
Non-Fiction...Mesela, bu sene uçlu kalem kullanmamayı, aşık olmaktan korkmayı ve hayal kurmamayı öğrendim. Babamın hep diyor olduğunu "Hayal kuran sefalet ile ölür." lafının anlamını bu sene köküne kadar hissedip yaptığımız o yarım saatlik telefon görüşmesin...