HALE DİLA DEMİR...
Gözlerime inanamayarak onlara bakarken bizi görmemeleri için bildiğim bütün duaları sıralıyordum ki dua sıkalamın sadece sübhaneke'den oluştuğunu fark ettim.Sinirle ofladıktan sonra kafamı yemeğime gömdüm ve saçlarımla yüzümü gizlemeye çalıştım.Bir taraftanda Barış'a anlaması için kaş,göz hareketleri yapıyordum ama anlamadığı gibi kendimi rezil ettiğimle kalmıştım.
Yaklaşık 10 saniye sonra beklediğim cırlama sesini duyduğumda korktuğumun başıma geldiğini ve birazdan yüzleşmek üzere karşıma dikileceğini gayet net bir şekilde anlamıştım.
Barış'a bakarak kafamı iki yana salladım ve ''Artık çok geç..´´ diye fısıldadım.Meraklı gözlerle arkasını dönüpte dediğim şeyi anlayınca onunda yüzü düşmüştü.Yinede bana güven verici bir şekilde gülümsedi ve elimi tuttu.yanımdaki sandalyenin gıcırtısını duyduğumda kafamı o tarafa çevirdim.Quinn Aral'ıda zorla yanımıza getirmişti.Barış'a bakışlarımla gitmemiz gerektiğini anlatmaya çalışırken birden kendimi ayakta bir saniye sonrada Barış'ın yanındaki sandalyede buldum.Kafamı kaldırdığımda Quinn benim yerime Aral'ı oturtmuş kendi de kucağında yerini almıştı.orada bir boş sandalye daha vardı!!sinirle gözlerimi devirdim ama bişey demedim.herzaman ki gibi içime attım.Şimdi ona olan tüm sinirimi biriktiriyordum.Umsun ki patlıyacağım gün onun yanında olmayayım.Güzel sürtüğümüz bize bakarak altında sinsilik barındıran ve aşırı sevinçli bir biçimde ellerini çıptı ve cırladı.
"Ay yeni çiftimizde buradaymış!!ne kadar yakışıyorlar dimi Aşkım!"
Göğüsümün orta yerine bir bıçak saplanmıştı.o kadardı ki fiziksel olarak hissedebiliyordum.sadece nedenini bilmiyordum...Quinn'in cümlesinde beni bu kadar sarsacak ne olabilirdi ki.Gayet doğaldı.Aral onun sevgilisiydi.Ah peki benim bununla ne alıp veremediğim vardı!!.
Aral'ın bana gözlerini kısarak bakmasını ve Quinn'in kulağına doğru eğilip ''kes sesini.´´diye fısıldamasını kocaman gözlerle izledim.İnsan sevdiği,değer verdiği birine böyle davranırmıydı?.Sanırım hayır.Ama Aral öyle biriydi ki onu sınırlandıramaz,kısıtlayamazdınız.O diğer insanlar gibi değildi.Belkide sevgisini gösterme şekli buydu?.İçimdeki sinsi ses''En azından sana davrandığı gibi hissiz,umursamaz değil´´diye fısıldadı.En azından Quinn'i yanından kovmuyor.kendinden uzaklaştırmıyor.
İç sesimden nefret etmemin nedeni haklı olmasıydı.şimdi olduğu gibi.herzaman haklıydı.Düşüncelerimden uzaklaşıp Quinn'e döndüğümde gülümseyen yüzü düşmüş yerine somurtkan bir maske takmıştı.Birbirimize ölümcül bakışlar atarken Barış'ın sevecen sesini duydum.
"Ee sizin ne işiniz vardı burada?"
Ortamdaki gerginliği dağıtmak için konuyu değiştirdiği o kadar belliydi ki!
"Aral'ı zorla getirebildim.sizi gördüğümüzde onu şu tatil işine ikna etmeye çabalıyordum."
Ah Quinn ne kadar gelmenizi istediğimi bilemezsin.eğer gelmesseniz sol kolumu Melis'in köpeği felix'e yedirmeyi planlıyorum!!.Tabiki bunları ona söylemedim ve sadece kibar kız gülümsememi takınmakla yetindim.bunun bendeki ona karşı anlamı şimdiye kadar bulunmuş en kötü küfürleri sıralamaktı.
"Hadi ama Aral böyle güzel bir bayanı kıracak mısın?"
Ah Barış herşey güzellikle olsaydı keşke.Elmanın da dışı güzeldi ama bazen içi kötü çıkardı.çürümüş ve kusurlu.Sanırım aynı şeyler Quinn içinde söylenebilirdi.En azından ben onu böyle tanımlıyordum.