11-ALIŞVERİŞ

946 39 4
                                    

HALE DİLA DEMİR...

Barış'ın adımlarına yetişmeye çalışırken nefes,nefese kalmıştım.

Bir yandan da bu alışveriş saçmalığına ne gerek vardı diye düşünüyordum.

Yolda bunu Barış'a defalarca açıklamaya çalışmıştım ama Nuh diyip,peygamber demiyordu.

Arabayı otoparka park ettikten sonra vakit kaybetmeden alışveriş merkezinin içine doğru yol aldık.

Bol ışıklı vitrinler gözlerimi kamaştırırken

Dışından bile pahalı ve marka olduğu belli olan bir mağazaya girdik.

Kasiyer kızlar anında  hayranlık ve beğeniyle Barış'ı süzmeye başladılar.büyük ihtimal ilgiye alışıktı çünkü ; gittiği heryerde dikkati üzerine çeken bir görünüşe ve enerjiye sahipti.

Elimi ellerine aldığında yüzünde ışıldayan bir gülümseme vardı.Elimi çekmek üzerine olan isteğimi o gülümsemeye tutunarak bastırdım ve hafifçe tebessüm ettim.

Görevli kızlar Barış'ın etkisinden çıkabilmiş olmalılar ki sonunda bizimle ilgilenebildiler.

"Ne bakmıştınız efendim?"

"Belirli birşey yok.hanımefendiye yaz kreasyonundan herşeyi vermenizi istiyorum."

Gözlerim şaşkınlıkla irileşirken kaşlarımı çatarak Barış'a döndüm.

"Ne gerek va-"

"Sana sorduğumu hatırlamıyorum kedicik.bedenin kaç?"

"36 ama ne gere-"

Yine sözümü kesip görevliye döndü.

"Duydunuz hepsinden 36 beden."

Görevli kız aceleyle reyonlardaki kıyafetlerin hepsinden 36 beden olanları alırken bende suçlayıcı gözlerimi Barış'a diktim.

Ellerini havaya kaldırıp masum bir gülümseme takındı.

"Ne?bana öyle bakma."

"Nasıl?"

"Gözlerinden alev çıkaracakmış gibi."

"Barış konuyu dağıtma.Benim için bunları yapmana gerek yok.hiçbirine ihtiyacım yok."

"ihtiyacın olduğu için değil,istediğim için yapıyorum."

Tam karşılık vericektim ki sorumlu kızın gelmesiyle ikimizde konuşmayı kestik.beni kabine yönlendirirken kapıyı kapatmadan  önce Barış'a baktığımda bana bir gülümseme yolladı.

Askılardaki elbiselere bakarken sıkıntıyla iç geçirdim.en aşağı 10 parça kıyafet vardı burada.

ilk denediğim elbise mavi enine çizgilerden oluşan yazlık bir elbiseydi.

kabinden küçük adımlarla çıktığımda Barış'la beraber kasiyer kızlarda gözlerini bana dikmişlerdi.

Barış bana beğeniyle gülümserken başka bir elbise denemek üzere kabine döndüm.

Karnıma kadar derin bir göğüs dekoltesi olan asker yeşili  elbise gözlerime uymuştu ama kararsızdım.

Yanaklarım domates kıvamında kabinden çıkarken ellerimle oynamaya başladım.

"Efendim mahşallah kız arkadaşınız çok güzel.ne giyse yakışıyor."

Tam ağzımı açıp yanlış anladığına dair itiraz edecekken Barış'ın üstüne söz söylenmemesi gereken sesini duydum.

"Biliyorum.çok güzel."

Bundan sonrası çok hızlı gelişmişti.en az sekiz elbise daha denemiştim.ama Barış sadece onları değil mağzanının yarısını daha satın almış,üstelik benim ödememe de izin vermemişti.Bu kadar çok elbisenin gerekçesi olarak ta,onun bir suçu olmadığı,suçun tamamen bende olduğunu bu kadar güzel olmamam ve kötü bir fiziğim olması gerektiğini öne sürmüştü.

Buna karşılık birşey yapamamıştım ama en kısa sürede borcumu ona geri ödeyecektim.

Yukarı yemek bölümüne çıkarken herşey aklımdan silinmiş geriye birtek ısrarla guruldayan karnım kalmıştı.

Yemek kuyruğuna girip bol yağlı ve fazlasıyla kalori içeren yemeklerimizi aldığımızda terasa geçtik.yemeğime gömülmüşken tanıdık bir ses ilgimi çekti.

Quinn. ve tahmin edin bakalım Quinn varsa yanında başka kim olabilirdi?.cevabı biliyorsunuz.tabiki Aral.

KELEBEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin