2-CİNAYETE TANIK

1.3K 50 2
                                        

35 dakikadır Aral denen çocuğa bakıyordum.ve hiç kötü ya da piskopatça bir hareket sezmemiştim.

o zaman neden herkes ondan korksun aptal?

iç sesimi yine görmezden geldim.zilin çalmasına 5 dakka kalmıştı.hadii...off geçmek bilmiyordu.

sonunda kafamı önüme çevirdim ve anlatılanlardan birşey anlamaya çalıştım ama nafile.derken o iç rahatlatıcı ses duyuldu.ve bakışlarım kapıya döndünde Aral'ın en önce çıktığını ve herkesin kenarı çekildi- pardon kaçtığını gördüm.

Melis kolumu çekiştirmeye başladığı için daha fazla düşüncek zamanım olmadı. elimi tutup peşinden sürüklerken onun hızına yetişmeye çalışıyordum.sanırım bu sıralar insanların birbirini sürüklemesi çok modaydı?.

kesinlikle buradakilerin ilgi alanı Amerika'dakilerden çok farklıydı.

sonunda durdu ve hemen beni bir sandalyeye oturtturdu.burası...kantindi.

gidip ikimizede birer kahve aldı.içine bolca şeker attım.biri kolunu omzuma attığında o tarafa döndüm.bu sabahki çocuktu.

melis'in gerildiğini hissettim ve ona soru dolu bakışlarımı yönelttiğimde kafasını iki yana salladı.ve hemen telefonumu çıkarıp ona mesaj yazmaya koyuldum.iyiki telefon numaralarımızı almıştık.

"neden gerildin?."

oda önüne eğildi ve parmakları telefonun ekranında hareket etmeye başladı.

"o Aral'ın arkadaşı.ismi baran.tanrım! onunla arkadaş mı oldun?!"

ona bakıp başımı iki yana salladım ve telefonumu ceketimin cebine attım.

Baran denen çocuk tek kaşını kaldırmış  bana bakıyordu.ona gülümsedim.elimden başka bişey gelmezdi.ne olur beni öldürme...

sonra birden gülümsedi.bu daha iyiydi...

"Ee yeni...seninle resmi olarak tanışamadık.Ben Baran.Baran sayer."

"M-memlun oldum.b-bende Hale.Hale Dila demir."

off kahretsin kekelemiştim.hemde bir değil iki kere.aslında hiç ağzımı açmasam daha iyiydi.

"Amerika'dan geldiğini duydum?."

"Evet annem Amerika'lıydı."

kekelememiştim.çok şükür!

"Geçmiş zamanda konuştun..."

"Onlar yakın bir zamanda...öldüler."

"kusura bakma.eğer içini rahatlatacaksa benimkilerde öldüler.insan bir süre sonra alışıyor."

hmm...hayır hiçte içim rahatlamamıştı.ama buna rağmen.

"Evet alışmaya çalışıyorum.sağol.dedim."

"seninle iyi anlaşacağız yeni.seni sevdim."

umarım diye düşündüm.herşeye rağmen hayat yaşamaya değerdi hani...ceketini çıkarmıştı ve kısa kollu gömleğinden omzundaki dövmeleri görünüyordu. görünüşünün kesinlikle okul yönetmenliğine karşı olduğundan emindim.

biraz daha havadan sudan muhabbet ettik.ve sonunda yanağıma bir öpücük kondurdu.ve''görüşürüz yeni'' diyip gitti.

bütün gün aynı rutini tekrarladım. Aral'a bakıyor,bir anormallik bulmaya çalışıyor,bulamayınca önüme dönüyor,ve zilin çalmasını bekliyordum. tenefüstede melis,ben ve baran oturuyorduk.baranla 3 tenefüs daha geçirdikten sonra melis'le ikimiz o kadarda korkutucu olmadığına karar vermiştik.hatta tatlı bile sayılabilirdi.

bu arada melis'e soracağım soru tamamen aklımdan çıkmıştı.ancak çıkışta merdivenlerden inerken aklımda geldi.

"melis neden herkes,Aral'dan bu kadar korkuyor?"

"şişt...onun adını sesli söyleme..."

gözlerimi devirdim.

"ee?"

"ilk cinayetini 14 yaşında işledi.pisikopat.ne böyle olduğunu kimse bilmiyor."

"Soruyorlarmı peki?neden böyle olduğunu?"

"Hmm...hayır.hem nedeni ne olursa olsun bu onu haklı çıkarmaz.sende aileni kaybetmişsin.birilerini mi öldürüyorsun?"

haklıydı...ama...

"Tanrım! üzgünüm.çok kabayım.böyle demem...tanrım.ne olur af-"

"Özür dilemene gerek yok.haklısın.ee...peki neden onu tutuklamadılar?"

"Çünkü ellerinde hiçbir delil yok.babası zengin ve üst makamlardan kişileri tanıyor.kimse ispatlayamadı.ama herkes biliyor.kendide.o günden beri güldüğünü hiç görmedim.ama sen neden bu Aral'la çok ilgilendin?.tanrım!hayır yoksa yakışıklılığına kapıl-"

Ve oldukça ilgisiz bir tavır takınmaya çalıştım.

"saçmalama.piskopatlardan hoşlanmam.hmm..hem bence o kadar da yakışıklı değil."

YALANCI!

iç sesimi her zamanki gibi görmezden geldim

"haklısın."

ikimizde birbirimize gülümsedik ve veda ettik.eve doğru yol almaya başladım. araba almayı ciddi,ciddi düşünsem iyi olacaktı.

kestirme yoldan gitmeye karar vererek,sağdaki ara sokağa saptım.biraz ilerledim ki bir çığlık sesi geldi.

"Ne olur bırak!özür dilerim!ben sadece bana denileni yaptım!emir böyleydi!"

"derdini cehennemdeki zebanilere anlat."

geri gitmek istedim ama ayaklarım beni oraya götürüyordu.sanki bir kukla gibiydim ve iplerim beni o yöne çekiyordu.

sonra o manzarayla karşı karşıya geldim ve boğazımdan istemsiz bir çığlık koptu.

Aral ve Baran oradaydı.ve Aral çocuğa bir bıçak saplamıştı.

Baran inanamaz gözlerle bana bakarken,Aral'da bana doğru döndü.

göz göze geldiğimizde o gözlerde ölüm gördüm...kendi ölümümü.

RESİM:Aral Tuna. ♥

KELEBEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin