HALE DİLA DEMİR...
Hızla yukarı ulaşıp odama girdim ve gömleğimi üstümden çıkardım.diğer kıyafetlerimde yeri boylayıp, toz pembe iç çamaşırlarımla baş başa kaldığımız da ilk önce kapının gıcırtısı duyuldu ardından karşımda bir adet Asrın belirdi.
Bir çığlık koparıp üstümü örtme çabasında bulunduğum da Gür bir kahkaha patlattı.
"Hadi ama melek! birbirimizi bir çok kez çıplak gördük."
"Çocuktuk Asrın! "
"Aslında daha dün gec-"
"Hatırlatma bile! "
O sırada gözlerimi üstünde gezdirme fırsatı bulduğumda benden aşağı kalır yanı olmadığını gördüm. Üstünde kıyafet namına sadece Boxer'ı duruyordu.
Bakışlarımı kaçırmayı denedim ama elimden geleni yapamamıştım. Bakışlarımı takip etti ve alt dudağını dişleri arasına alıp bana yaklaşmaya başladı. Güvenli sınırları kesinlikle ihlal ediyordu.Sonunda dudaklarımızın arasında 3 santim kaldığında ve bedenlerimiz birbirine yapıştığında durdu.Elini sağ yanağımdan aşağı nazik bir hareketle ve son derece seksi bir biçimde aşağı kaydırdı.
Bedenimi bir titreme dalgası esir alırken aklıma mavi-yeşil gözleri getirdim ve bütün irademi kullanarak Asrın'ı omuzlarından yavaşça ittirdim.
Göz alıcı bir şekilde gülümsedi ve nefesini yüzüme üfleyerek kapıya yöneldi. Pervaza yaslanıp yanaklarımı işaret etti.
"İtraf et melek, benden etkileniyorsun. Hemde çok. "
"Hiç aynaya baktın mı? "
"Evet,Neden?"
"Daha dikkatli baksaydın, sinir bozucu derecede güzel olduğunu görebilirdin."
"Bir dakika! bir dakika güzel mi dedin? ben mi yanlış duydum? "
"Eminim bunu birçok kez duydun kibarcık. Abartmana gerek yok. "
"Senden duymadım."
Koridora çıktığında " Bu arada Güzel çamaşırlar melek!. "diye seslendi.
"Defol Asrın! "
Kendimi yatağa attım ve ellerimle yüzümü kapattım. Tanrım! yanaklarım resmen alev alacaktı.
Üstüme Hızlıca bir kot etek ve çok açık olmayan "V" yaka gömlek tarzı,şifon bir tişört geçirdim.Ayağıma da sarı dolgu topuklularımı geçirdiğimde hazırdım.zıplayarak merdivenlerden inerken kapının yanında bekleyen Asrın'ı görmemle duraksadım ve onu baştan aşağı süzdüm.
Kalçalarını saran, dar bir kot pantolon ve V yaka, siyah bir tişört giymeyi tercih etmişti. Ve o anda kıyafetlerimizin ne kadar benzediğini fark ettim.
"İçeriyi mi gözetledin kibarcık?"
"Hayır melek ama...ne diye bilirim ki, kalp kalbe karşı. "
Yanıma gelip koluma girdi ve kapıdan çıkarken kapıyı arkamızdan kilitledi. Evin önünde park halindeki otomobile oturduğumuzda lanet endişelerim hala Peşimi bırakmamıştı. Çünkü biliyordum ki Aral Tuna dediğini yapardı. Kimseyi umursamadan.
"Endişeli görünüyorsun melek?"
"Sana öyle geliyor. Ne için endişeli olabilirim ki? "
