HALE DİLA DEMİR...
Havluyu kapının arkasına asıp içeri gittim ve saçlarımı kurutmaya başladım.kendi kendime içimden aynı sözleri tekrarlamaya devam ediyordum.
bu gece güzel olacak...bu gece güzel olac-
cümlem zil sesiyle bölündü.hemen üstüme bir t-shirt'le etek geçirip kapıya koşturdum.tabi daha doğru düzgün bile yürüyemediğim için neredeyse merdiveni öpüyordum.oflayarak kapıya gittiğimde gülümseyen bir melis'le karşılaştım.
tabi beni baştan,aşağı süzünce durum değişmişti.
"Sen hala hazırlanmad-"
"İçeri geç."
başka türlü çenesini kapatamazdım.yukarı doğru yöneldiğimde salonda beklemek yerine odama geldi.iç çamaşırı çekmeceme yöneldim.tam her zamanki çiçekli iç çamaşırlarıma uzandım ki melis elime bir şaplak attı.
mahşallah bir kıza göre epey güçlüydü.3 boz ayı gücünde.
''hayır'' diye cırlayınca yerimden sıçradım.
"ne?iç çamaşırı giyicem?"
"bugün aldığımız iç çamaşırlarından birini giyiceksin..."
"hayır.onları giyem-"
"itraz istemiyorum.çenemden kurtulamazsın."
başka çarem yoktu.çünkü ağzını bir açarsa...
siyah,dantelli ve üzerinde kırmızı küçük taşları olan iç çamaşırlarını bana attı ve mutlulukla gülümsedi.
"bunlar elbisene çok uygun."
hemen banyoya gidip iç çamaşırlarını ve elbisemi giydim.gerçekten uyumluydu.elbisem kalçamın bir karış aşağısında bitiyordu.omuz kısımlarındaki askılar düşüktü ve kollarımı olduğundan daha narin göstermişti ayrıca şarap kırmızısı ve kadifeydi....en sevdiğim renk.aslında bana biraz açık geldiği için ilk başta almamayı düşünmüştüm ama melis'in ısrarlarına karşı koyamadım.ve elbise o kadar zarifti ki dekolteyi sadece zariflikle bağdaştırabiliyordunuz.
içeri dönüp saçlarımı ellerimle hafifçe düzelttim.doğal olarak bırakıcaktım.
melis yanıma geldi.
"makyaj?"
"istemiyorum."
"hayır olmaz.kesinlikle bu elbisenin içindeyken makyajsız dolaşamazsın.katiyen olmaz."
itiraz etmelerimin sonucu olarak 5 dakikadır.evin içinde peşimden ruja koşturuyordu.o aptal ruju sürerek bir sürtük gibi gözükmemekte kararlıydım.merdivenleri hızlı hızlı çıkıyordum ki kendimi yüz üstü yerde buldum.
melis tepemde durmuş bana sırıtıyordu.ayağımdan çekmişti!
"Lütfen melis istemiyorum.o kızlar gibi görünmek istemiyorum..."
"hangi kızlar?"
"öyle kızlar işte..."
"off sen ne yaparsan yap öyle görünemezsin melek.üzerinden saflık akıyor.tanrım!tamam.ama en azından rimel sürelim...gerçi kirpiklerin çok uzun gerek yok ama...tamam mı?
"tamam."
ucuz kurtulmuştum hafifte bir rimel sürüp elbisemle aynı renk ve kumaş olan stiletto'larımı giydim.arabaya binip başımı cama yasladıktan sonra yine aynı şeyi tekrarlamaya başladım.
BU GECE GÜZEL OLACAK...
**********
Baran'ın elime tutuşturduğu sıvıya baktım.daha geleli 10 dakika olmuştu ama gitme isteğim çok güçlüydü.etraftaki içki,ter ve sigara kokusu o kadar yoğundu ki burnumu kapatmamak için zor duruyordum.melis lavaboya gidiceğini söylediğinde bir süre arkasından baktıktan sonra Baran'a döndüm.hala o günle ilgili konuşmamıştık.
"bana ne zaman açıklıyıcaksın?"
kaşlarımı kaldırıp ona baktım.
"Aslında oldukça geciktirmeyi umuyordum.."
"neden?"
"çünkü bir açıklamam yok.ne diyebilirim ki?"
"nasıl ne diyebilirsin?o gün orada bir insan öldü.sende oradaydın.ve diyiceğin hiçbirşey yok öyle mi?"
"O benim kardeşim.onun yaptıklarını sorgulamam.ve inan bana o geberen piç kurusu hiçte masum değildi."
"insanları öldürüyor!"
"hepsini değil.nedenleri var..."
"Öylemi?nedeninin ne olduğunu çok merak ettim doğrusu.katil olacak kadar önemli belli ki."
gözlerimi devirdim.
"Sana açıklayamam Hale.dediğim gibi kimseye söylemediğin sürece güvendesin."
ona güzel bir cevap vermeye hazırlanmıştım ki Melis gelince ikimizde susup gülümsedik.
"Birazdan sahneye o çıkıcak."
Baran'a döndüm.
"Kim?"
"Süpriz,yeni."
off bıkmıştım süprizlerden.kimse bana karşı açık olmayacak mıydı?
etrafa göz gezdirmeye karar verdim.
siyahlar içinde,göz kalemi çekmiş bir çocuk bana göz kırpınca hemen başımı çevirdim.
kendime not:kimseyle göz göze gelme.özellikle metalci çocuklarla.
gürültülü müzik durdu ve grup sahneden indi.alkışlar çoğalmıştı.baran kulağıma fısıldadı.''işte geliyor''.
banane.sıkılmıştım.artık kimse açık konuşmadığı sürece ilgilenmiyicektim.bakışlarımı ellerime indirdim.ama...5 saniye sonra o ses...onun sesi...
Başımı ellerimden kaldırıp sahneye çevirdiğimde,Aral piyano çalıyordu.bir an ona kızdım.o eller...insan öldürmek için değil,kesinlikle piyano çalmak için yaratılmıştı.işte şimdi hak ettiği yerdeydiler.bir sanatçının elleri...
ve o sesi...o muhteşem sesi.konuşurken hatta bana ölüm tehtitleri savururken bile neden sesinin böyle güzel geldiğini merak etmiştim.o ağızdan ölüm kelimesi çıkmamalıydı.
göz,göze geldiğimizde bakışlarımı hemen ellerime indirdim.bu gece'yi bir atlatabilsem...
RESİM:MELİS ARDEL ♥