21-ASRIN

657 21 3
                                    

ARAL TUNA...

Ona bunları gözlerinin içine baka baka söylemek hayatımda yaptığım en zor şeydi sanırım.

Gözlerindeki o yıkılmışlığı, kalbinden kopan kırık parçaların o zümrütlere yansımasını izlemek en büyük Kabuslarıma konu olabilirdi.

Ama er geç bu olacaktı. Birlikte olsak bile havai fişekler patlamayacak, yer ayağımızın altından kaymayacaktı. Yine bir piçlik yapıp istemeden de olsa onu üzecektim biliyordum ve gözlerindeki o ışığı sonsuza dek söndürürsem kendimden nefret ederdim.

Ben bir korkaktım. Bunu göze alamayacak bir korkak.Ona Kıyamayan bir korkak. Şimdi de arkama bakmadan bu küçük kızdan kaçıyordum.Bana hissettirdiklerinden kaçıyordum.

Aynı durumda Baran olsaydı kafasına bir şaplak patlatır,ne zamandan beri bu kadar gerizekalı olduğunu ve bir kıza 10 günde nasıl böylesine tutulabildiğini sorar, dalga geçerdim.

Sinirle komidinin üstünde ki nereden geldiğini bilmediğim, içimde inanılmaz bir tiksinti uyandıran vazoyu duvara fırlattım ve yatağın içine daha çok gömüldüm.

Kelebek etkisi böyle birşeydi.Benim kelebeğimin etkisi...

HALE DİLA DEMİR...

Paranın üstünü almadan hızla taksiden indim ve koşar adımlarla siyaha bürünmüş olan villaya ilerledim.

Vakit kaybetmemek için elimi hemen zile götürdüm ki kapı aniden açıldı. Karşımdaki orta yaşta kadına bakarken büyük ihtimalle sensörden gördü diye düşündüm.

Bana şaşkınlıkla bakıp baştan aşağı süzdükten sonra kaşları çatıldı ve bakışlarını yüzüme sabitledi. Sıkılmış bir tavrı vardı.

"Buyrun kime bakmıştınız? "

"Ben Aral beyin okuldan arkadaşıyım. Birlikte proje ödevimiz vardı da. Kendisi burada oturuyor değil mi?"

"Evet hanımefendi. Buyrun. Aral bey dinleniyor.Şimdi kendisine haber veririm."

Tam gerek olmadığını söyleyecektim ki karşımda kırklı yaşlarında bir adam belirdi.

"Ne oldu Füsun?. Bu hanım kızımız kim?"

"Efendim kendileri Aral beyin okuldan arkadaşı olduklarını söylüyorlar. "

Kim olduğundan emin olamadığım adam Gözlerini bana çevirip gülümsedi ve elini uzattı. Hafifçe sıktıktan sonra yüzüme güzel olduğunu umduğum bir gülümseme takındım.

"Merhabalar efendim. Ben Hale Dila Demir.tanıştığıma memlun oldum. "

"Bende kızım. Ben Aral'ın babasıyım.ismim Mustafa. Aral'ın arkadaşları buraya hiç uğramaz. Yoksa o hergele sana birşey mi yaptı?"

Bu arada Füsun hanım üzerimde ki hırkayı alıp yanımızdan ayrılmıştı . içeride çaktırmadan göz gezdirdiğimde çok büyük bir tezatlık vardı.Binanın dışı kömür karasıyken, içeride siyah namına tek bir şey bile yoktu.Aral gibi diye düşündüm. Dıştan karanlık, katı ve sertti ama içindeki ışık o kadar parlaktı ki görmezden gelmek imkânsızdı. Bir katil ne kadar iyi olabilirse...

Mustafa beyin sorusunu unuttuğum son anda aklıma geldi ve daha da garip bir izlenim bırakmamak için hemen kendimi topladım.

"Hayır efendim. Ben proje ödevimiz için gelmiştim."

KELEBEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin