Alvin ve Brittany Aşk Asla Ölmez

Bölüm 5: Uyanış Öpücüğü

Alvin vurulduktan ve dayak yediğinden üç gün geçmişti ve Dave, Simon ve Theodore bunu yapacaklarını düşünmeye başlamıştı. Alvin'in güçlü olduğunu biliyorlardı, fakat komadını yapacak kadar güçlü olup olmadığını bilmiyorlardı. Tek yapmaları Alvin'in yapacağını umuyor ve dua ediyor. Yaraya derhal tedavi edilmedikçe, mide bölgesine yapılan bir kurşun yarası ölümcül olabilir. Bununla birlikte, Ryan'ın Alvin'in yüzüne çarpması durumun daha da kötüye gitmesine neden olabilir ve Alvin'in düzelmesi için daha büyük bir şansa neden olabilir.

En endişeli olan Britany'dı, çünkü onun gerçek aşkının yalnızca bu şekilde yaşayıp yaşamayacağını bilmiyordu. Artık konuşamayacak kadar her gün Allah'a dua ederdi. Hiç uyuyamıyordu ya da her gece yatarken Alvin'i düşünerek ya da defalarca dua ediyordu. Bazen sessizce, sakinleşmek için şarkı söylerdi, ama hiç işe yaramamıştı, çünkü Alvin'e olan sevgisi onu aklında bir kenara koyamayacak kadar güçlüdür.

Bu günlerde Alvin ile ilk tanıştığı zamanı hatırlattı. Uyuyamadı, çünkü orada değildi. Başını yastığa koyarak yatağına oturdu ve sadece kendisinden ve hiç kimseden başka birini düşünmedi. Ancak bu sefer Alvin hayatında savaşıyordu ve çıplaktı, gözlerini tekrar açtığını asla göremeyeceği gerçeği. Kabul etmek zordu, ancak Britany Alvin'in güçlü olduğunu ve bunu başaracağına dair umudunu kaybetmediğini biliyordu.

Kızkardeşleri onu rahatlatmaya çalıştı, ama onlara şu anda onu rahatlatan tek şeyin, komadın gözlerini açan sevgilisiydi. Her gün ve kız kardeşleriyle birlikte her gece dua etti ve Alvin'den gözlerini açmasını istedi. Britanya onu kaybetme fikrini çıplakladı, çünkü çok erken oldu ve yanında onunla uzun, sağlıklı bir hayat yaşamak istedi. Alvin'in kendisine sunduğu söz halkasını, onunla seviştiği gece öpmek isterdi. Alvin'le sonsuza kadar birlikte olacağını bildiği gece. Geri gel, Alvin. Lütfen. Bize geri dön.

Ertesi gün Dave, Bayan Miller ve grup Alvin'i hastanede ziyarete gitti. Britanya, Alvin'in odasına ilk giren kapıdaydı ve kapıyı açmaya zorlanıyordu. Kapı açık olduğunda, Alvin'in yatağına doğru koştu ve hayatında gördüğü en kötü görüntüye baktı. Alvin omuz bölgeleri etrafında bandajlandı, başının üstü bandajlandı, mide bölgesi bandajlandı ve yüzü tamamen çürük ve şişmişti. Çürüklerin bir kısmı hasta yeşil bir renkti, diğerlerinin bazıları sadece mor, siyah ve mavi renkte idi. Yüzünde bir miktar kesik vardı ve alt dudağında küçük bir kesim vardı.

Britanya Alvin'in dehşetiyle korktu ve ağlamaya başladı. Gözyaşları Alvin'in bandajlarına sıçradı ve ıslak noktalar oluştu. "Ah, Alvin! Böyle bir şeye layık olmak için ne yapardın!" Bu durumda olmamalısın! Bırakmaya cesaret etme! Seni kaybetmek için seni çok fazla seviyorum! " Britanya tüyler ürpertti. "Lütfen, bizi terk etme, sadece seni her zaman seveceğimin biliyorum, sonuna kadar orada olacağım! Lütfen bizi bırakma."

Bayan Miller Britanya'nın yanında göründü. "Sakin ol, Britany. Eminim Alvin, komadına karşı savaşmak için elden gelen her şeyi yapmaktadır."

"Öldüğünü biliyorum, sadece beni duymadığı halde onu sevdiğimi bilmesine izin verdim."

"Aşkın bir yol bulmanın birçok yolu var:" Aşk bir yol bulacak "sözünü duydunuz mu?

"Evet."

"Eh, eğer gerçekten, Alvin'i seviyorsan, o da seni seviyorsa, o zaman senin söylediğin her şeyi duyabilir."

"Aşk, onu bu komada uyandırmanın bir yolunu bulacaktır."

"Kesinlikle."

O anda Alvin gülümsemeye başladı. Hemen, Dave, Simon ve Theodore, Alvin'in yatağına koştu, söylediklerinin hepsini duyabileceğini biliyordu. Alvin gülümsemeye devam etti, ama gözleri hala kapalıydı. Dave daha yakınlarca eğildi. "Alvin, bizi duyuyor musun?"

Alvin sessiz kaldı ve kıpırdamadı. Bununla birlikte, büyük miktarda nefes almasına izin verin, sonra yavaş yavaş bırakın. Bu, herkese hala onlarla birlikte olduğunu gösterdi ve söyledikleri her şeyi duyabiliyordu.

"Buna inanamıyorum, oğlum bunu başaracak."

Britanya yarıda kesildi. "Çılgınca bir fikrim var, bu işe yarayabilir."

"Ne oldu Brittany?"

"Hiç öpücüğe sonsuz bir uykudan birini uyandırabilmek için olduğuna inandın mı?"

"Bu mümkün, ne düşünüyorsun?"

"Tıpkı Bayan Miller'ın söylediği gibi," aşk bir yol bulacaktır. " Acaba merak edip onu öpebilir miyim diye uyanabilir. "

"Bilmiyorum Bayan Miller, ne düşünüyorsun?"

"Denemeye değer, kaybedecek ne var?"

"Senin için sorun yoksa, aynı fikirdeyim, git Brittany."

Brittany gülümsedi ve bunun işe yaramayacağına dua etti. "İşte gidiyorum" Aklında bu kelimeleri düşündü . "Lütfen, Alvin, bu öpücüğün uykusundan uyan." İçe yaslanmış ve yumuşak bir şekilde, Alvin'in şişmiş dudaklarına bir öpücük getirdi. Öpücüğü bitirdi, sonra vücudunu yatağına çekti. Başlangıçta hiçbir şey olmadı, sonra birdenbire, okula kalkmak istemediğinde olduğu gibi, Alvin'den gelen bazı inil sesler duydular. Gerçeğin anı buydu. Britanyalı öpücüğü Alvin'i komadından mı çıkardı?

Alvin inledi ve şaşkına döndü, sonra yavaş yavaş gözleri açıldı. Gözleri ona parlıyordu, gözleri kesti, ışık tutmak için bir kol çıkarmaya çalıştı. Herkes derhal gülümsedi ve mutluluk gözyaşı ağlamaya başladı.

"Theodore! Doktor çağır", diye bağırdı Dave.

"Evet efendim" dedi Theodore.

Theodore, Alvin'in nihayetinde uykusundan uyandığında bir doktora gitmek için odadan çıktı. Herkes Alvin'in yardımına koştu. Dave kolunu Alvin'i kör eden ışığın önüne koydu, böylece Alvin'in kendisi için mücadele etmek zorunda kalmadı. Britanya Alvin'in yanak yanaklarına öpücük başladı. Pençesini onun içinden kavradı ve yanağına kadar yükselterek sol yanak yüzeyinde hafifçe dikti, sonra penisini dudaklarına indirdi ve penisini birkaç kez öptü. "Seni sonsuza dek kaybedeceğim sanıyordum!"

Alvin konuşmak zor bir zaman geçirdiyse de, birkaç sözcüğü karıştırmayı başardı. "Ben burada seninleyim, hep öyle olacağım"

"Söz vermek?"

"Söz vermek."

"Seni seviyorum!"

"Ben de seni seviyorum."

"Beni bir daha terk etme!"

"Hiçbir yere gitmiyorum."

Brittany daha fazla gözyaşları yaşadı ve daha sonra Alvin'in pençesini tekrar öptü.

"Öpücüğün beni geri getiren şey Brittany, hissettim ve haklıydın Aşk bir yol buldu."

"Geri döndüğüne sevindim."

"Ne olursa olsun, hep seninle olacağım" Alvin başını Britanya'ya kadar yükseltti ve onu yanağından öptü