Bölüm 8 Aydın Ailesi

1.2K 73 20
                                    

Dört duvar arasında serumlara bağlı olmak sandığımdan daha kötüydü. Her şey daralmama sebep oluyordu, kendimle ve düşüncelerimle baş başa kalmıştım.

Ziyaret saatleri sadece bir saat sürüyordu onun dışında kimseyi odaya almıyorlardı. Melis burada olsa belki gevezeliği ile beni meşgul ederdi.

Bugün günlerden cumaydı. Hastaneye yatalı tamı tamına bir hafta olmuştu. Annemi ya da onunla ilgili her hangi bir şeyi zihnimden uzak tutmaya çalışarak sakin kalmak konusunda kendimi zorluyordum. Verdikleri ilaçlarla da ottan farkım kalmıyordu.

Babamın polis ile gönderdiği mesajı unuttuğumu dün fark ettim. Bana çicek gönderebildiğine göre iyiydi. Zihnimden uzak tutmam gereken bir başka konu da buydu. Sakin kalmam lazımdı.

Her gün benimle konuşan adı Vural olan genç bir psikolog vardı. Ona iyi olduğumdan, kuşlardan, böceklerden ve köpeğim Niks'i ne kadar özlediğimden başka bir şey anlatmamıştım. Bugün doktor vizitinden sonra iyi olduğumu düşünürlerse taburcu olabilecegimi söylemişti. Vizit psikatristler, psikolog ve pskiyatri hemşiresinin katılımında gelişen günlük kontrol ve muayeneydi. Çıkmam için memnun etmem gereken çok insan vardı.

Eve girdiğimde tüm hastaneye saçmalığını sonunda arkamda bırakmış olmam beni mutlu ediyordu. Niks koşarak üzerime atladı ve havlayarak yüzümü yalamaya koyuldu. Onu besleyen biri vardı, bana ihtiyacı yoktu ama beni özlemişti. Karşılıksız sevgi sanırım buydu.

"Taburcu mu oldun? Bilseydim gelirdim." Dedi Melis neşeyle bana bakarken.

"Kızım, nasılsın bakalım?" Derken Niks'in başına büyük bir öpücük kondurdum. Ona sarılıp, titreyen ellerimle başını okşadım. Ben de seni seviyorum Niks...

Kapıyı ardımdan kapatıp kanepeye geçerken Niks peşimden koşturuyor neşeyle bir oraya bir buraya zıplıyordu.

Melis sarılmak için kollarını açarak üzerime geldiğinde elimi kaldırarak onu durdurdum ve "Temas yok." Dedim. Morali bozulsa da bir şey söylemeden geri çekildi.

Oturduğumda karşımda gözlerini dikmiş bana bakan Korhan ile karşılaştım. Burada ne aradığı konusunda en ufak bir fikrim yoktu. Yüzü epey hırlanmışa benziyordu.

"Ne oldu sana?" Dedim sakince.

"Asıl sana ne oldu Damla?"

Omuz silktim. "Ne olmuş?"

"Melis uzun süredir hastanede olduğunu söyledi. Ziyaretine geldim ama içeri almadılar."

Melis'e öfkeli bir bakış attığımda gözlerini kaçırdı. Melis'in çenesini tutamamış olması sinirlenmeme sebep olmuştu. O da herkes gibi güvenilmezdi. Gönül rahatlığıyla dertleşebileceğim hiç kimse yoktu. Yalnız olmak böyle bir şeydi. Kurtulmaya çalışıyordun ama en güvenli olduğun yer yine yalnızlıktı...

Niks başını dizlerimin üzerine koymuş bana onu sevmemi istediğini bildiren bakışını atıyordu. Sırtını sıvazladım.

"Atakan'a kardeşi ile ilgili yanlış anlaşılmayı sen mi söyledin?" Dedim soğuk bir sesle.

"Evet. Ben söyledim."

"O da seni dövdü öyle mi Korhan?"

Korhan bakışlarını utanarak kaçırdı. Derin bir nefes alıp verdim. Uzun zamandır kafamı kurcalasa da üzerini kapatmaya çalıştığım soruyu sordum. "Atakan iyi mi?"

Melis ve Korhan birbirlerine baktılar. İkisi de şaşırmış olmalıydı.

"Ortada görünmüyor. Okula da gelmiyor." Dedi Melis.

Sıradan KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin