Bölüm 4 Duygular

1.6K 85 34
                                    

Ders zamanının geldiğini bildiren zil sesinin duyumasıyla ayağa kalktım. Korhan'la birlikte okula doğru yürümeye başladık.

"Peki Melis nasıl bir kız?"

"İyi biri. " dedi. Derin bir nefes verdi. "Kötü şeyler yaşamış. Annesi Melis'in doğumunda ölmüş. Babası bahçıvanmış bu Atakan'ların evinde. Ama iki sene önce trafik kazası geçirmiş." Okula girdiğimizde gürültüden dolayı Korhan sesini duyurmak için bana yaklaşmak zorunda kalmıştı. "Kazadan sonra babasını da kaybetmiş. Geçinmek için Atakan'ların evinde yardımcılık yapmak zorunda kalmış. Kısa süre önce Atakan'ın onu kovduğunu duydum. Şimdi nerede çalışıyor ne yapıyor bilmiyorum."

Melis hiç bunlardan bahsetmemişti. Onun için üzülmüştüm. Aileden birini kaybetmek nasıl bir şey biliyordum. Söz etmemesinin nedeni belki de buydu çünkü bu durumu anlatamıyordunuz.

Geçinmek için çalışmak zorunda kalmıştı ama Atakan onu kovmuştu. Herkes iyi olmayabilirdi ama hiç mi vicdanı yoktu? Babasını kaybetmiş birine biraz olsa acımaz mıydı insan? Kardeşiyle birlikte kıza ne işkenceler çektirdiklerini tahmin bile edemiyordum ancak Melis Atakan'dan hoşlanıyordu. Bu aşağılık komplesinden başka bir şey degildi.

On ikinci sınıfların bulunduğu ikinci kata çıkmıştık.

Korhan "İyi dersler." Diyerek sınıfının yolunu tuttu.

Ben de sınıfa girmek için yürümeye koyuldum. Kapıda içeriye girer girmez biri beni itti. Hazırlıksız olduğumdan dengemi sağlayamayıp duvara çarptım.

Kulagıma gülüşme sesleri geldi.

"Burada istenmiyorsun." Dedi biri.
Başka biri hemen ekledi. "Evine git."
"Aptal."

Tüm sınıf etrafımı sarmıştı. Kendimi bir ucube gibi hissettim. Kısa saçlı kız tişortümden tutarak beni çekti ve kendimi toplayamadığım için yere kapaklandım. Doğrulma fırsatı bulamadan kapının yanındaki çöpü üzerime boşalttılar. Pis koku başımı döndürdü. Her kalkmaya çalıştığımda biri beni itiyordu ve tekrar düşüyordum.

Aslında ruhum aynen böyleydi. Annemin ölümünden sonra düşmüştüm, kalkamıyordum. Düştüğümü görmesinler diye insanları ruhsuz ve kaba maskesiyle yanımdan kaçırıyordum.

Gerçek hayata dönmemi sağlayan sınıfın attığı kahkahalar oldu.

Kalabalığın arkasında dikilmiş beni izleyen Atakan'ı hayal meyal gördüm. Sınıfa bunu yapmasını söyleyen oydu. Beni küçümsüyor, aşağılıyordu. Rezil olmamı istiyordu. Bedenim öfke ile titredi. Gözüm dönmüştü.

Hangi ara ayağa kalktığımı ve kalabalığın arasından sıyrıldığımı hatırlamıyordum. Tek hatırladığım Atakan'ın yüzüne attığım yumruktu. Şiddetin etkisiyle sendeleyerek sıraya çarptı. İlk defa birine tüm gücümle vurmuştum.

Tüm kahkalar sustu. Fısıldamalar bile sustu. Zaman durmuş gibiydi.

Atakan bir eliyle yüzünün sol tarafını kapatıyor diğer eliyle ayakta kalmak için sıradan destek alıyordu.

Ufak bir dokunuşla manzara tam da istediğim bir hale dönüşmüştü.

"Neler oluyor burada?" Diyen gür sesle herkes apar topar yerine geçti. Ben de hiç bir şey olmamış gibi sırama oturdum. Denge sorunu yaşayan Atakan'da gelip yanıma oturdu.

Öğretmen etrafa dağılan çöpler yüzünden bağırıp çağırıyordu.

Saçlarımdaki pisliği elimle temizleyip açık bıraktığım saçlarımı topladım. Üzerimde kalan çöplerden de kurtuldum. O attığım yumruk ile rahatlamıştım. Ne sinir vardı ne stres.

Sıradan KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin