Bölüm 6 Kırmızı Balık

1.3K 75 19
                                    

"Kırmızı balık gölde kıvrıla kıvrıla yüzüyor..." dedi annem yüzündeki sıcacık gülümsemeyle. "Hadi Damla. Beraber söyleyelim."

"Hayır. Sesim çok kötü anne." Ellerimi önümde bağlayıp somurttum.

Annem başımı merhametle okşadı. Bana hayatındaki en kıymetli varlığıymışım gibi bakması öyle hoşuma gidiyordu ki. Beni sevdiğini ve beni koruyacağını bildiğim için kendimi onun yanında güvende hissediyordum.

"Aslında sesin kötü degil tatlım sadece biraz çalışmamız lazım. Okulda söylemen gerekiyor hatırladın mı?" Dedi. Annemin yaptığı leziz çikolatalı kurabiyeden bir parça alıp ağzıma attım. "Tamam." Dedim yutarken.

İkimiz birlikte söylemeye başladık. "Kırmızı balık gölde..."

Silah sesi tüm anılarımı yok ederek patladı ve bodrumdaki soğuk, ürkünç karanlığa döndüm. Annemin kafasından oluk oluk süzülen kanları gördüm. Kırmızı, kıpkırmızıydı.

"Damla. Uyanık mısın?" Tanımadığım biri bana sesleniyordu. Sesi çok uzaklardan geliyordu. Kendimde cevap verecek gücü bulamadım. Boğazımda bir yumru vardı.

"Damla iyi misin?"

Dezenfektanların içinde bulunan amonyağın burun yakan kokusuyla yüzümü ekşittim. Gözlerimi zar zor açtığımda hemşire dikkatle bana bakıyordu. Ne olduğunu hatırlamaya çalıştım. Hastanede ne işim vardı benim?

"Ah uyandın. Nasılsın?" Dedi hemşire. Sesi temkinliydi ve bana sanki tehlikeliymişim gibi çok yaklaşmamaya çalışıyordu.

"İyiyim." Dedim. Hareket etmeyi denedim ama beni engelleyen bir şeyler vardı. Ellerim ve ayaklarım yatağa bağlıydı. Şaşkınca hemşireye baktım. "Bunlar ne böyle?"

"Şey sen." Duraksadı. Nasıl söyleyeceğine karar veremiyor gibiydi. "Hemşirelere saldırdın. Etrafı yıkıp döktün. Seni bağlamak zorunda kaldık."

Hemşire ne dediğinin farkında mıydı? Ben etrafa mı saldırmıştım? Bunları hatırlamıyordum. Tek hatırladığım en son Atakan ile olan konuşmamızdı.

"Ben." Dedim şaşkınca. Ne diyeceğimi bilemiyordum. Hayatımın kontrolü tam anlamıyla kaybedip hatırlamadığım şeyler yapmış olmam çok üzücüydü. İnanmak istemedim. Kısık sesimle konuşmaya çalıştım. "Bunları çıkarır mısınız?"

"İyi olduğundan emin olana kadar olmaz."

Beni bir hayvan gibi bağlamış olmaları çok aşağılayıcıydı. Ama sinirlenmedim. Çünkü sinirlenemiyordum, bana verdikleri ilaçların etkisi olmalıydı. Çok uykum vardı.

"Eğer görüşmek istersen polis sana bir kaç soru soracak?" Dedi hemşire.

"Polis mi?" Gözlerim şaşkınlıkla büyüdü. "Ne ile ilgili soru soracaklar bana?"

"Onları içeriye çağırıyorum." Hemşire kapıyı açarak kapıdaki polislerle konuştu.

Polislerin benimle ne işi olabilirdi? Hatırlamasam da hemşire etrafa saldırdığımı söylüyordu, bununla ilgili mi gelmişlerdi. İlaçlar yüzünden doğru düzgün tepki veremediğim gibi düşünemiyordum da.

İki polis içeriye girdi. Biri bayan diğeri erkekti. Gülümseyerek bana baktılar. "İyi misin?" Dedi bayan polis.

"Evet."

"Ben Dilara. Bu da arkadaşım Ümit. " diyerek kendini tanıttı. Onları tanıyıp tanımamak benim için bir şey ifade etmiyordu. Önemli olan benimle ne işi olduklarıydı ama elimden gelen en düzgün cevabı verdim. "Ben de Damla."

Sıradan KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin