Bölüm 25 Hayal Kırıklığı

677 38 21
                                    

Şarkı: Boy Epic - Scars

Gece uyayamadığım için çıktığım yürüyüşte kapımda havlayıp duran Niks'i görmek beni mutlu etmişti. Onu içeriye alıp yemeğini yediğinden emin olduktan sonra sıcak battaniyenin altında sarılıp uyumuştuk.

En azından Niks uyumuştu. Aklım sürekli nasıl olurda eve gelişimi unutabildiğimi sorguluyordu. Mümkün olsa zamanda yolculuk yaptığımı sanacaktım.

Gözlerim yorgunluğuma kurban giderek kapanmıştı. Ne kadar uyuduğumu bilmiyordum ancak baş ucumda tıngırdayan alarm sesiyle yerimden sıçramıştım. Küçük ellerimle pembe saati duvara fırlatırken büyük bir gürültünün evde yankılanmasına sebep olmuştum.

Ayaklarımı yataktan aşağı sarkıttığımda kısa boyum yüzünden zemine değmekten aciz kalmıştı. Odama doğru yaklaşan güçlü adım seslerini duymamla irkildim. Kendimi apar topar yataktan aşağı atarken kapının arkasına saklanmıştım.

Adım sesleri daha da yaklaştı ve kapı gıcırtıyla açıldı.

"Aaa, nerede bu ufaklık?" Diye konuşmuştu babam. Sesine yansıyan merak, oyun daveti ile şekilleniyordu.

"Sanırım onu bulamayacağım. O halde sirke tek başıma gitmem gerekiyor."

Sirk kelimesini duymamla heyecanlanmıştım. Uzun süredir şehire gelecek olan sirk için bekliyordum ve babama akrobatların esnekliğini, ateş üfleyen insanları, rengarenk boyanmış palyaçoları sormaktan dilimde tüy bitmişti. Daha önce onları hiç görmediğim için merak doluydum.

Gidemeyeceğimi düşünen ufak kalbim yerinden çıkacak şekilde atarken yerimde sıçradım. "Buradayım."

Gizlendiğim yerden çıktım. Siyah gömleği ve siyah pantalonuyla tüm heybetiyle babam odanın ortasında dimdik duruyordu. Hiç yıkılmayacağını düşündürecek kadar yere sağlam bastığı fark ettim. Sert yüz hatlarının arkasında merhametle parlayan gözleri beni bulmuştu.

Babamın beni kucaklaması için ellerimi kaldırmış bekliyordum. Ancak dizlerine gelebilsem de sıçradığımda boyum onunkine yaklaşıyordu.

"Ah, buradaymış." Babam beni kollarımın altından tutup havaya kaldırmıştı. Uzun dağınık saçlarım etrafımda uçuştu. "Günaydın, tatlım."

"Günaydın, baba."

Babam yukarıya kıvrılan mor tişörtümü düzelmişti. Yerdeki kırık saat parçalarına kısa bir bakış attı. "Ne konuşmuştuk?"

Suçluluk benliğimi sararken başımı eğdim. "Yanlıslıkla oldu."

"Tatlım. Yanlıslıkla değil yanlışlıkla demen gerekiyor. Uyku iyi bir şey değil bu yüzden sadece ihtiyacımız olan kadar uyumalıyız. Ve saatler de kontrolü elimizde tutmak için bize yardımcı oluyor." Yüzündeki ciddi ifadeyi silerken gülümsemişti. "Tamam mı?"

"Tamam."

Babam beni havaya atmıştı. Ağzımdan küçük bir çığlık dökülürken aslında güvende olduğumu ve babamın ne olursa olsun beni yakalayacağını biliyordum. Yavaşca döndü her şey. Bir anda yerin ve gökyüzünün nerede olduğunu hatırlayamadım.

Ellerimi yumruk yaptığımda elimin altındaki çarşafı sıkmıştım. Gergindim ve derin derin nefes almaktan başım dönmüştü. Gözlerimi açtığımda ter içinde kalmıştım. Tavana kısa bir bakış atıp apar topar yataktan fırlamıştım. Kör edici pembelik yerini siyah tonlarındaki odama bırakmıştı. Sadece rüyaydı.

Oldukça etkili bir rüya.

Kendime gelmek sandığımdan zor olmuştu. Başımı şiddetle iki yana salladım, bu sayede beynimi kemiren düşüncelerden ve o hatırlaması bile acı veren anılardan kurtulabilecekmişim gibi...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 23, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sıradan KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin