Daha çocuk yaşlarda aşık olmuştu Suna , Emir'e. Emir kardeşi gibi gördü Suna'yı .
Kader yıllar sonra Öğretmen öğrenci olarak buldu onları . Peki şimdi ne olacak , bu sefer kurallar değişecek mi bu kez aşık olan hangi taraf olacak.
Hikaye ş...
Emir Hoca'nın "uykucu geldik , hadi uyan" sesiyle gözlerimi açtım. Gözlerim netlik kazanınca , Emir hoca'ya bakmaya çalıştım. Ani bir hareketle geri çekildim. Utancımdan şuan domates gibi olduğuma yemin ede bilirim. - Hocam ben , sizin omzunuz da mı uyudum. -Hayır , ben koydum başını omzuma - Neden böyle bir şey yaptınız ki? - Kasis çok fazla başın düşüp durmaktan, kopacak sandım. - Teşekkür ederim hocam. Dedim mahcup olmuştum resmen herkes iniyordu otobüsten bende insem iyi olacaktı ama Emir hoca olduğu için geçmek için onun çekilmesini bekliyordum. Emir hoca yüzüme tebessümle bakıyordu. Ne oldu ki yüzümde bir şey mi var yoksa. - Hocam yüzümde bir şey mi var. - Haa. - Yani diyorum ki yüzümde bir şey mi var bakarak gülüyorsunuz da. - Yoo dalmışım öyle. -İnsek artık otobüsten - Peki. Diyerek Emir hoca çekilince bende inmiştim. Etrafı incelemeye başladım. Burası insana huzur veriyordu her taraf yemyeşil , küçük bir dere, renkli renkli minik çiçekler açmış. Kuş sesleri şuan kendimi ilk okulda iken okuduğumuz masal kitaplarının içinde hissettim. Sırtıma vurulmasıyla bir , iki adım sendeledim. Kim bu öküz diye kafamı çevirdiğim de tahmin etmesi çokda zor değildi. Bu kişi Anıl'dı tabiki. - Öldürseydin Anıl. - Yok ya ben sana kıyamam - Kıymamış halin bumu sırtım içine göçtü resmen. - Aman da aman kızmış mı benim fıstığım. Diyerek yanaklarımdan makas almaya çalışıyordu. - Kızdım tabi , hem sen niye burdasın nerde o sarı çiyan arkaşın. - Yakında sevgilin dersin , hem sen kıskandın mı bakıyım. - Sattın resmen beni , birde kardeş olacan. Ceza olarak çadırı mı sen kuracan. - Imm şey fıstığım sarışın bombama söz vermiştim. Söz onunkini bitirince seninkini kurarım. diye sulu bi öpücük kondurup koşmaya başladı. Yerden bi taş alıp arkasından fırlattım , o kadar kör nişancıyım ki taş Anıl'a değil de, Leyla hocanın kafasına geldi. Hiç taşı atan ben değilim gibi hemen arkamı dönüp çadırımı kurmak için yer aramaya başladım. Güzel bir yer bulunca malzemeleri çıkarmaya başladım. Yanıma Gizem gelince onunla kurmaya başladık , ikimiz de bilmediğimiz için başarısız olmuştuk. - Yardım edebilir miyim? Diyen sese döndüm. Siyah saçları, siyah gözleri , buğday teniyle ilk bakışta herkesin dikkatini çekecek bi erkek duruyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bizim okulda hiç görmemiştim yada dikkat etmemiştim. Çocuğu incelemeyi bırakıp " gerek yok biz hallederiz" diyecektim. Gizem benden önce atlayıp. - Valla çok iyi olur. Diyerek tebessüm etti. Ona kaş , göz işareti yapsam da pek etkileyici olamadım anlaşılan. Gizem'in sayesinde adının Gürkan olduğunu öğrendiğimiz kişi çadırımızı kurmuştu. Gürkan'a teşekkür edip çadırımıza girip eşyalarımızı yerleştirdik. Akşam yemeğine yetişmiştik en azından , buğün yemekleri öğretmenler hazırlamıştı. Yarın ise öğrenciler hazırlayacaktı. Gizem'le yemek sırasına geçince Yağız hoca'nın salata koyduğu yere geldik. Yağız hoca bir bana , birde Gizem'e baktı. Gizem'e göz kırptı , Gizem'de tamam anlamın da başını salladı. - Siz Yağız hocayla önceden tanışıyor musunuz? Diye bir soru yönelttim Gizem'e oda bunu hiç beklemiyor olacak ki bi panikledi sanki - Yok nereden tanıyacam , sende yani ilahi Suna - Ne bileyim geçen sınıfta da sana çok kötü bakıyordu sanki. - Ha o zaman ailemle ilgili bi sorun vardı. Onu öğrenmiş ondan bana biraz kızmıştı. Şimdi ben o sorunu hallettim ondan demin göz kırptı yoksa nerden tanıyacak beni. - Özür dilerim ben yanlış anladım , ne sorunu anlatmak istersen dinlerim. - Önemli bir şey değil geçti gitti zaten , sonra anlatırım. - Tamam canım sen nasıl istersen. Diyerek ona gülümsedim. Leyla hoca da pilav dağıtıyordu. Ben almak istemeyince diğer bölümden çorba almak istedim. Onuda şansımdan Emir hoca dağıtıyordu. Mecbur tabağı mı uzatınca bir kepçe çorba koydu. İkinciyi koyarken. - Hocam yeter çok o ben yiyemem hepsini - Nasıl yiyemezsin bitecek bunların hepsi gelip kontrol edecem , çok zayıfsın biraz kilo al. diye azarladı resmen beni. Diğer taraftan da patatesli tavuk alıp derenin yanına oturup yemeğe başladım.
