5 Yıl Önce
Emir'in AğzındanO park yeri bana cehennem olmuştu. Kelimelerim küskün , gözüm kör olmuştu. Suna'nın bana yalan söylemiş olabilecegine aklım almıyordu. Bu sinirle ona zarar vermekten korktum eve geldim. İyimi ettim , kötü mü ettim bilmiyorum. Şuan için bişey varsa benim sevdiğim kız bana yalan söylemez diye kalbim beynim bas bas bağırmak istiyordu , ne kadar zorluk çektik kavuşa bilmek için , gidilmesi imkansız olan yolları kat etmişken benim gitmem lazım. Ona sorup gerçekleri öğrenmem lazım. Kapıyı açıp kendimi dışarı atacakken , Gizem kapının önünde öylece duruyordu.
- Hocam biraz konuşa bilirmiyiz?
- Sonra Gizem şimdi gitmem lazım , çok önemli bir işim var.
- İşiniz Suna olduğunu biliyorum önce beni dinleyin, hâlâ gitmek isterseniz size engel olmayacam.
- Bu ne demek şimdi. Dedim şaşkındım Suna ile beni biliyordu. Elinde şimdiye kadar fark etmediğim cd'yi kaldırdı.
- Bu cd'yi izleyince ne demek istediğimi anlayacaksınız. İzin verirseniz girebilir miyim?
Kenara çekilerek onun eve girmesine izin verdim. Koltuğa geçerek oturdu. Bende karşısına oturdum. Uzun bir sessizliğin ardından sabırsızca yerimden kıpırdayıp konuşmasını istedim.
- Suna'yı o parka gitmesi için ben zorladım hocam. Abimin geleceğini biliyordum.
-"Nee "diyerek ayağa fırladım.
- Nasıl yani sen şimdi , yani siz tuzak mı kurdunuz?
- Evet görünürde Suna'ya tuzak kurmuş gibi görünüyorum ama öyle değil.
- Nasıl öyle değil be birde durmuş seni dinliyorum ,çık çabuk evimden defol git burdan.
Gizem'de ayağa kalktı.
- Hiç bir yere gitmiyorum sakin olup bi düşünür müsünüz? Planım bu olsa size niye gelip anlatayım. Ben abimi tuzağa düşürdüm ve daha bitmedi siz hocam bana yardım edecek siniz? Laptopunuzu alabilir miyim. Size bu cd' izletmek istiyorum.
Kafam karma karışık olmuştu. Hızlı adımlarla çalışma odamda bulunan laptopu alıp salona götürdüm. Açıp Gizem'e uzattım. Gizem cd'yi takıp sehpanın üzerine koydu. Bende Gizem'in yanına oturup açılan videoyu izlemeye başladım . Siyah saçlarını görüyordum kızın yüzü gözükmüyordu. Arkasından çekilmişti sandalyeye bağlanmış bir şekilde öylece duruyordu. Kamera öne doğru gidiyordu. Kızın yüzüne doğru geldi ama başı öne düştüğü için yüzünü seçemiyordum. "Kaldır kafanı" diye bir erkekden emir geldi. Yavaşça yüzünü kaldırınca aklım başımdan gitti sanki Arzu idi bu. Üniversite de hoşlandığım kız , oda benden hoşlanıyordu. Sevgili olmuştuk 4 aydan sonra bana mesaj atıp ayrılmıştı bir daha görememiştim. Şaşkınlıkla Gizem'e baktım. Oda bana baktı.
- İzleyin hocam mideniz kaldıramayacak izleyin ki size neden izlettigimin farkına varın.
- Allah belanı versin Yağız, bırak beni gideyim Allah'ın cezası.
- Söylesene Arzu benim yerimde Emir olsaydı onada böyle söyleyecek misin?
- Dediğini yaptım Emir den ayrıldım daha ne istiyorsun?
- Onun adını ağzına almayacaksın , onu düşünmeyeceksin lan. Diyerek elindeki bıçağı yüzüne tutmasıyla yüzünü kesmesi bir oldu. Yüzünden kanlar fışkırıyordu. Ben ayağı fırlamış ne yapacağımı bilmez bir şekilde bir öne bir geri gidiyodum. Arzu'nun çığlığı kulaklarım dan gitmiyordu. O şerefsiz ise bundan haz alır gibi işkencesine devam ediyordu. Yarı baygın olan Arzu'nun üzerine bu kezde bidonla bi sıvı döküyordu. Hayır düşündüğüm şey olmasın diye Gizem'e baktım. O çoktan ağlıyordu. Üzerine kibriti yakıp attı Arzu bir çığlık daha bastı.
- Yeterr kapat şunu. Diye boğazım yırtılana kadar bağırdım. Bir zamanlar sevdiğim kız ne acılar çeke çeke ölmüştü. Hemde benim yüzümden.
- Hocam daha bitmedi, videoyu biraz daha ileri alıp bir kız daha çıktı. Beyaz gelinlik içinde sarı saçlı yeşil gözlü bir kızdı Suna 'ya çok benziyordu. Ama bu kızı tanımıyordum.
- Kim bu kız
- Abimin sevgisine karşılık vermeyen bir kız.
Arzu'ya yaptığı işkencelerden onada yaparak öldürdü kızı.
- Bir diğer kurban kim biliyor musunuz hocam. Sizdiniz Suna önünüze geçerek hayatınızı kurtardı. Suna'ya gerçekten aşık abim. Diğer kızlar gibi bi hoşlantı değil. Bi hoşlantı yüzünden diğer kızlara işkence yapan , aşık olduğu kadına sizce ne yapar hocam.
- Hayır olmaz izin vermem buna.
- O izin istemez hocam kafasına koyduğunu yapar.
- Eğer ben bu planı yapmamış olsaydım. Suna şimdi aramızda değildi. Zar zor ikna ettim. Suna seni sevecek Emir hocadan nefret edecek dedim. Bugün galibiyet kazandım sanıyor. Asıl galibiyet bizim olacak hocam.
- O nasıl olacakmış?
- Onu hapise tıktırarak. Ama bu yeterli değil dışarda benim bilmediğim bir sürü adamı var tek bir emrine bakıyorlar. Hepsini yakalatmalıyız ancak o zaman kavuşursunuz Suna ile .
- Bunu nasıl yapacağız. ?
- Hocam sizin Suna dan uzak durmanız gerekiyor gerekirse nefret ettirin kendinizden , beraber el ele verip hepsini temizleyecez yeterki bana yardım edin.
- Olmaz ben bunu Suna ya yapamam yeterince acı çektik zaten , ben onu korurum ayrılmam o benden nefret ederse ben ölürüm.
- O ölürse yaşar mısınız hocam , hani diyorsunuz ya nefret ederse ölürüm diye. Üstelik tek kişiyide korumayacak sınız.
- Bu ne demek şimdi.
- Suna hamileymiş hocam demin hastahanede öğrendim bende. İki aylıkmış.
- Nee babamı oluyorum ben şimdi.
- Öyle görünüyor tebrik ederim hocam.
Yüzüme bir gülümseme kondu. Suna ile ikimizin bir bebeği olacak hemen yanına gitmem lazımdı. Ona sıkı sıkı sarılmam lazım. Bana dünyanın en güzel hediyesini verdiği için ona yüzlerce binlerce teşekkür etmem lazım. Kapıya doğru yönelmiştim ki Gizem'in sözleriyle duraksadım.
- Giderseniz abimi bu kez durduramam hocam. Bebeğinizin olacağını duyarsa , kimsenin gücü yetmez onu durdurmaya. Vazgeçin hocam seve seve vazgeçmeyi öğrenin. Demin ki izlediğiniz cd gibi canlı canlı ölümlerini izlemektense. Uzak durarak mutluluklarını izleyin. Bütün pislikleri temizleyince gidin yanına.
- Ya o zaman herşey için geç olursa
- Bunu zamana bırakıp görmek lazım... Bu sahte belgeyi alın yarına kadar düşünün , eğer nefret ettirecekseniz kendinizden bu sahte hastahane belgesi işinize yarar belki. Ben bu işte yokum derseniz yırtıp atabilirsiniz. Haa unutmadan bu planda kötü karakter benim , bir digeri ise siz. Diyerek Gizem çıkıp gitmişti. Elimde sahte olan belgeyle öylece kala kaldım. Belgede Suna'nın hamileliği bir aylık yazıyordu. Kendi bebeğimi yok sayarak ona iftira atarak mı nefret ettirecektim kendimden. Allah'ım yardım et bana...Sabah olmuş güneş ise çoktan doğmuş. Benim gözümde gram uyku yoktu sabaha kadar düşünmüştüm. Bende kalan cd'yi sabaha kadar kaç kez izlediğimi sayamadım bile. İstemeden de olsa Suna'yı koydum onların yerine nefesim daraldı kalbim sıkıştı. Onları uzaktan da görerek mutlu olurdum. Ama onlara bişey olursa yaşayamazdım. Ben onların mutluluğu için çabalarken onlar bunu bilmesede olurdu. Belki bir gün beni affederdi. Herşey hazırdı bilet aldım iki tane Leyla'ya söyledim. Beni Suna'nın unutması için yurt dışına üç dört günlüğüne gideceğimi bana eşlik etmesini söyledim hemen kabul etti. Suna'm bu kadını kıskanmakta hiçte haksız değilmiş. Leyla'yı yanımda götürmemin sebebi kıskansın benden nefret etsin. Üç dört gün durup tekrar gelip , ne kadar pislik varsa bu işin içinde hepsini adalete teslim edecektim.
Sonra anlatacaktım Suna'ma her şeyi onun ve çocuğumuz iyiliği için oldugunu benim ona kıyamadım gibi oda bana kıyamayacaktı. Affedecekti beni çocuğumuzu beraber büyütecektik. Onlara bişey olacak mı korkusu olmadan.
Okula girdim oyun başlıyordu , seni çok seviyorum Yeşil gözlüm, hepsi senin için.Bölüm geldi siz ne düşünüyorsunuz. Ne olmuş olabilir de Emir beş yıl beklemek zorunda kalmıştır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MATEMATİK ÖĞRETMENİM
Fiksi RemajaDaha çocuk yaşlarda aşık olmuştu Suna , Emir'e. Emir kardeşi gibi gördü Suna'yı . Kader yıllar sonra Öğretmen öğrenci olarak buldu onları . Peki şimdi ne olacak , bu sefer kurallar değişecek mi bu kez aşık olan hangi taraf olacak. Hikaye ş...