Bölüm 11. İlk Öpücük

10.7K 298 24
                                    

Klibi izlemenizi tavsiye ederim. Hikayemize çok uyuyor.

- Kim gelmiş Leyla'cım.
- Suna gelmiş Emir'cim , hayırdır Suna bir ödev için buraya kadar geldim deme bana. Diyerek ağzını büzerekten konuştu Leyla hoca ama ben onun söylediklerine sağır oldum sanki gözlerim hayal kırıklığına uğramış bir şekilde Emir hocaya bakıyor. Oda beni beklemiyor olacak ki  onunda gözleri şaşırmış bir şekilde bana bakıyor. Daha fazla küçük düşmemek için bir bahane bulup burdan gitmeliyim , boynuma bir urgan geçirmişler birazdan sandalyeyi itecekler ve ben o sonsuz yola girecekmiş gibiyim ne bu benliğimi saran his , ne ise ben bu hissi hiç sevmedim. Başımı Leyla hocaya çevirip konuşmaya çalıştım ne kadar başara bildiysem.
- Yok...yok hocam ek ders... ek ders hakkında bi şey söyleyip gidecem izninizle
- Ben içerdeyim Emir'cim. Diyerek Leyla hoca bir bana birde Emir hocaya baktı sonrada evin içine girdi. Emir hoca gözlerini gözlerimden çekmiyordu, ben artık bu vaziyet de onu daha fazla görmemek için başımı yere eğdim. Biraz daha baksam ağlardım.
- Hocam ben artık ek ders almak istemiyorum, mecbur bırakırsanız eğer kaydımı başka okula aldırcam. Bunu söylemek için gelmiştim. Diyerek yüzüne bakmayarak arkamı dönüp iki üç adım attım , aklıma gelen şeyle tekrar Emir hocaya döndüm. Hâlâ kapıda durup bana bakıyordu.
- Dün , dün Yağız hoca iki saatliğine sevgili rolü oynama mı istedi. Benimde ona bir iyilik borcum olduğu için kabul ettim. Hepsi bu dinleseydiniz beni anlatacaktım. Size yalan söylediğim için özür dilerim sadece yalan için , başka hiç bir şey için değil. Biliyordum ki size söylesem izin vermezdiniz. İyi günler size. Diyerek evime gitmek için yola koyuldum yeter artık küçük düştüğüm. Apartmanın dışına çıkınca nefesimi tuttuğumu fark ettim kendime kızdım.
" Aptalsın kızım sen aptalın önde gidenisin niye geldin ki? Ne sandın Emir Hoca'nın senden hoşlandığını falan mı sandın . Sen açıklama yapınca boynuna atlayacağını mı düşündün , O  kadar laf ettim adam tek kelime bile etmedi , içinden saydırıyordur bana işini yarım bıraktığım için. " Gözümden yaşlar süzülünce ağladığımın farkına vardım. " Niye ağlıyorum ki şimdi ben, niçin bu gözyaşları , akıllanmadın mı sen aptal Suna bu kadar mı gurursuzsun sen  adam sana zamanında söylemedi mi sevmeyeceğini neyin umudu bu"  yürüyecek halim kalmadı gözüme kestirdiğim duvara sırtımı dayadım. İçimde ki ses kulakları mı sağır edecek kadar yükseldi. " Küçüklükten kalma alışkanlığı , her oyuncakla oynamak istediği zaman oynuyor benle"  gözümden bi yaş daha firar etti. Ellerimin tersiyle gözümde ki yaşları sildim. " Kendine gel Suna zaten senin Anıl ve Annen den başka kimsen yoktu ki. Toparla kendini kimsenin senle oyuncak gibi oynamasına izin verme. Hayatına girmeye çalışanları görmezden gel  çözüm bu kadar basit" yüzüme bi tebessüm kondurdum , şimdi evime gidip anneme yemek hazırlayıp Anıl'ı da çağırıp yemek yemeliyiz işte her şey bu kadar düşünme kimseyi zamanın da çok düşündün , çok canın yandı at hepsini o hayalini kurduğun uçurumdan canını yakanları , mutlusun sen , hep mutlu olacaksın. Diyerek kendime gaz verdikten sonra hiç bir şeyi düşünmemeye çalışarak evime geldim. Üzerimi değiştirip mutfağa geçtim. Anıl'ı da arayıp bize çağırdım. Saat sekize kadar yemekleri hazırlayıp sofrayı kurdum.Annemle Anıl gelince güzel bir yemek yedik uzun zaman olmuştu böyle yapmayalı. Yemeğin ardından sofrayı kaldırıp güzel bir de komedi filmi açıp izlemeye başladık. Annem yorgun olduğunu söyleyip odasına uyumaya çıktı.
- Neyin var fıstığım senin.
- Neyim varmış ki benim
- Mutsuz olduğunu çok biliyorum , çünkü seni çok iyi tanıyorum anlat bakalım.
- Yok bir şeyim kardeşim sana öyle gelmiş.
- Anlatman için bir dakikan varsa yoksa gidiyorum. Anıl böyle söyleyince el mahkum anlattım olup biteni.
- Onu hâlâ seviyorsun
- Sevmiyorum , sadece üzülüyorum Emir hoca için Leyla hoca gibi biriyle birlikte kadın pantolon değiştirir gibi sevgili değiştiriyor.
- Bunu bırakda yaşayarak kendi öğrensin , sen söyledin mi kötü sen olursun.
- Karışmadım zaten , belkide birbirlerini gerçekten çok seviyorlardır.
- Belki öyledir bilemeyiz, artık ben kalkayım sabah okul var. Sende fazla ayakta durup düşünme buğün olanları uyumaya çalış.
- Tamam kardeşim.
    Anıl' ı yolcu edip kendimde odama geçtim. Pijamaları mı giyip güzel bi uyku çektim.
   Sabah erkenden uyandım. Bazı huylarım değişmeye başladı. Banyoda işleri mi halledip , üzeri mi değiştirip okulun yolunu tuttum. Anıl'la okulun bahçesinde karşılaştık. Beraber sınıfa girip bizden önce gelen Gizem'le de selamlaşıp yerime geçtim. Gizem'in canı sıkkın gibiydi dayanamayıp nedenini sordum.
- Neyin var noldu?
- Yok bi şeyim Emir hoca izin almış bir haftalığına ona takıldım.
- Buna mı canın sıkıldı.
- Yani yok Matematik den geri kalacağız sınavlar başlayacak.
- Aman kızım üzüldüğün şeye bak ne güzel işte dersler boş geçecek. Diyerek ona güldüm. Anıl'ın omzuna yatıp uyumak için gözlerimi kapattım. Anıl ayağa kalkmak için hareketlenince mecbur gözleri mi açmak zorunda kaldım. Gözleri mi açınca Emir hocayla göz göze geldik. İzinli değilmiydi neden geldi ki , dünkü söylediklerimi kendime tekrar edip gözleri mi gözlerinden çektim. Artık kimseyi umursamayacaktım. Verdiği komutla yerimize oturduk. Kızlar ağızlarını yayarak izinli olup neden geldiği soruyorlardı Emir hocaya. Onları hiç takmayarak şiir kitabım da kaldığım sayfayı açarak okumaya başladım. Yanımda bi hareketlilik oldu Emir hoca Anıl'la bizim sıranın üst kısmına oturmuş sınıfa bakıyordu. Yine onu görmemezlikten gelerek devam etmeye çalıştım okumama.
- Bazen insan bir çift göze hasret kalır, bazende benim gibi öğrencilerime. Diyerek elimde ki şiir kitabını aldı.
- Matematik dersin de şiir okumak güzelmiş birde okuduğun yeri ben okuyayım.

 MATEMATİK ÖĞRETMENİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin