Bölüm 19. Veda

4.8K 145 38
                                    


       Kaldırımda düşüncelere dalmış yürüyordum. Anıl'ın da benden bi farkı yoktu. Doktorla konuşmalarımız canlandı gözümde.
- "Ne demek hamile siniz? Olamaz böyle birşey imkansız".
- "Raporlarınız elimde hanımefendi , hamile siniz."
-" Ama ben şey oldum".  Diyerek Anıl'a bakmıştım onun yanında yerin dibine girmiştim yeteri kadar. Utandığımı anlayınca dışarı çıktı.  Doktor anlamaz gözlerle bana baktı.
- "Yani regl oldum. " Dedim başım önde kimsenin yüzüne bakamıyordum.
-" Bazı hamilelikler de bu normal bir durum , bu bir kaç ay da sürebilir, dokuz ayda. İsterseniz ulturasyona alalım sizi bebeğinizin sağlık durumunu kontrol edelim. " Ultrason odasına girince doktor yatağa sırt üstü uzanmamı ve karnımı açmamı söyledi. Bir rüyanın içinde gibiydim uyanacam ve bu kabus bitecekti , karnıma jel sürüp makineyi karnıma tutar tutmaz bi ses yükseldi şaşkınlıkla ekrana çevirdim kafamı , minicikti. Doktor eliyle işaret ettiği yeri göstermese hiç bilemezdim bile onun bebek olduğunu o minicik bedeninden kalbi o kadar yüksek çıkıyorki bir an korktum acaba bi sorun mu var diye. Nede çabuk kabullenmiştim. Hele bir sorunumu var endişesi bile kalbimi sızlatmaya yetmişti. Şükür ki bir sorun yokmuş. Bu düşüncelere dalmış giderken kolumda bir el hissettim. Bunu anlamak çokta zor değildi Anıl hastahaneden beri hiç konuşmamıştı şimdi konuşmak istediği apaçık ortaydı.  Yavaş bir şekilde yüzümü ona çevirdim. Zor da olsa konuşabilmiştim.
- "Şimdi konuşmasak"
- "Ne zaman konuşalım Suna , karnın büyünce mi yoksa bebeği dünyaya getirince mi? Ya sen bu aptallığı nasıl yaparsın hâlâ aklım almıyor."
-" Ben böyle olacağını bilmiyordum"  göz yaşlarım arka arkaya sıralanıp damlarken beni en iyi anlayan Anıl karşımdaysa herkes karşımda olacaktır.
-"Ne demek böyle olacağını bilmiyordum. Sen ne biliyorsun Allah'ım , yemin ederim kafayı yemek üzereyim. Ayşe teyze duyunca neler olur haberin var mı? Ya okuldakiler den biri duysa geleceğin biter."
-"Napayım Anıl olan oldu , bebeğimi aldırıp devam mı edeyim hayatıma. Bunu söylemekse niyetin unut kendimden vazgeçerim ama ondan vazgeçmem. "
- "Niyetim zaten o değil bunu sen yapsan bile ben mâni olurum. Hepsi o öğretmen bozuntusunun yüzünden kendi ellerimle öldürecem onu bu sefer." Diyen Anıl yola koyuldu onu durdurup kolundan yakaladım  sinirden bütün damarları belli olmuş burnun soluyodu resmen.
-" Bebeğimizin olacağını öğrenince o bi yol bulur. N'olur sen karışma sadece arkadaşım olarak bana destek olamaz mısın? Bir hata yaptım biliyorum ama hata yaptım diye beni bırakacak mısın?"
- " Gel buraya tamam ağlama" diyerek Anıl sıkı sıkı sarılmıştı işte bizim kavgamız bu kadardı.
     Eve geldiğimde annem daha gelmemişti. Odama girip kendimi yatağa zor atmıştım. Emir'e ne olursa olsun yarın söyleyecektim. Bana ne kadar kızgın olursa olsun bu bebek ikimizin bebeğidi. Ona baba olacağını söyleyince kızgınlığı da uçup giderdi belki , dünyanın en mutlu insanı olurdu. Yoksa benim gibi ilk başta şaşırıp sonra mı kabullenirdi. Ya annem , duysa kesin öldürürdü beni Emir'im bir yol düşünecektir , bu yola beraber çıktık  , biz sevdikçe her şey yoluna girecekti. Kendimi bu laflara inandırarak elimi karnıma sarıp gözlerimi uykunun kollarına bıraktım.
    Okulun içine girince gözlerimin odak noktası belliydi. Gizem kollarını bir birine bağlamış bana gülümsüyordu. Direk onun kolundan tutup çekiştirmeye başladım. Oda sanki bunu bekliyormuş gibi karşı çıkmadan geliyordu. Tenha bir yere gelince kolunu bırakıp yüzüne baktım. Bana iğrenç birine bakar gibi bakıyordu. Benimde durumum farklı degildi sevdiğim adam onun yalanı yüzünden , benim yüzüme bile bakmıyordu.
-" Anlat neden yaptın bunu , niye yalan söyledin amacın ne?
-" Ehh yeter be ne oldu Suna kaybetmek ağır mı geldi. Ben sana söyleyecem kaybetmenin nasıl bir duygu olduğunu. Ben kaybettim bennn , Emir seni severken , benim nasıl sevdiğimi görmezken ben kaybettim. "  Kendini kaybetmiş gibi bağırıyordu. Bunu beklemiyordum onun Emir'i sevme ihtimalini bile düşünmezken , sevdiğini haykırıyordu karşımda ben bu duydukları mı bile hazmetmemişken bir yeni daha geldi . Bu sefer diğerine bakarak sesi sakindi ağlıyordu.
-"Onu Yağız abim bize getirince görmüştüm. Sonunu düşünmeden kaptırdım kendimi oda bana aşık olur mu diye yapmadığı mı bırakmadım bu okula bile bu yüzden geldim. Ama o bırak beni sevmeyi yüzüme bile bakmadı. Kimi sevdi , senin gibi işe yaramazın tekini üstelik abimi de kendine aşık ettin. Yemin ettim bana yâr olmuyorsa sanada olmayacak, ben nasıl kaybettiysem sende kaybedeceksin. Asıl kaybetme neymiş daha yeni öğreneceksin."  Çoktan yanağına tokadı geçirmiştim. Bu nasıl vicdansızlıktı  , bu nasıl bir düşünceydi. Sevdiği insan başkasını seviyor diye onuda mutsuz etmek , gerçekten seven yapar mı bu kötülüğü , ben gözünden akan tek bir damla yaş için canımı vermeye hazırken , Gizem'in bu hastalıklı aşkı yüzünden  , az kalsın sevdiğim insanı kaybediyordum. Gizem ise attığım tokadı hiç takmamış gibi gülerek uzaklaştı yanımdan , ders zili çoktan çalmıştı , koşarak okulun içine girip sınıfa ilerlemeye başladım. Dersimiz Emir'in idi o gelmeden yetişe bilmiştim. Anıl'ın yanına geçip sırama oturtum. Anıl yüzüme bakıp.
-" Söyleyecek misin ona"
-" Evet teneffüs zili çalar çalmaz , ama ya gelmediyse görmedim onu hiç"
-" Geldi ben gördüm , müdürün odasına giriyordu." Müdürün odasına girmesine hiç takılmamıştım bile gelmişti ya bu bana yeterdi , ilk fırsatta konuşacaktım onunla. Sınıfın kapısı açıldı herkes ayağa kalkarken , gözleri bana hiç değmedi oysa ben nasıl hasret kaldım bir günde o okyanus gözlerine oturun diyip yerine geçerken etrafı inceliyordu. Oda üzgündü bir günde çökmüştü bunu çok net anlaya biliyordum. Elinde yeni farkettigim kutuyu masanın üzerine bırakıp , dolabındaki kitapları onun olan her şeyi kutuya koyuyordu. Herkesin ona baktığını anlayınca
-" Serbestsiniz , isteyen istediğini yapsın" dedi düz bir şekilde , neler oluyordu anlam veremiyordum. Kutuya koyma işlemi bitince ağzını kapattı masanın diğer tarafına itekledi. Masanın üzerine oturup etrafı incelemeye başladı , herkesi tek tek inceliyordu gözleriyle gözlerini beni bulunca sabitlenmişti gözleri gözlerime. Öylece bakıyordu korkmadan çekinmeden kim ne der diye düşünmeden, doya doya bakıyordu bir daha hiç bakmayacak gibi. Ne o çekiyordu gözlerini ne de ben.
-" Kesin artık şunu , herkes size bakıyor farkın da değil misin?" Diyen Anıl baktım , birde etrafa gerçekten bazı gözler bize dönmüştü. Başımı öne eğip bir şeyler yazar gibi defteri karalamaya başladım.
-" Ben gidiyorum arkadaşlar bu okuldan , bu şehirden".  Elimdeki kalem çoktan yeri boylamıştı , ne demişti gidiyorum demişti. Gözümde ki yaş çoktan akıp gitmişti. Bazı öğrenciler merakla soruyordu. "Neden hocam" " Tayininiz mi çıktı hocam "  daha niceleri. Benim tek odak noktağım onun ağzından dökülecek kelimelerdi.
-" Hayır istifa ettim , bu kadarı yeter haydi dışarı çıkabilir siniz."  Herkes birer birer çıkarken o son kalan eşyalarını topluyordu. Yanına gittim.
-"Nereye gidiyorsun " elinde ki eşyaları bırakıp yüzüme baktı iğrenir gibi.
-" Senin gelemeyeceğin bir yere , yurt dışına"
- " Hayır gidemezsin , konuşmamız gerekenler var"
-" Neden gidemezmişim , ahh doğru ben gidersem oyuncağın gitmiş olacak değil mi? Merak etme sen bu azimle yeni bir oyuncak bulursun kendine" benimle alay eder gibi konuşuyordu , sanki hiç sevmemiş gibi.
-" Gidemezsin çünkü ben hamileyim" ellerini karnına bağladı beni süzüyordu , alay edecek yer arıyor gibi bir süzme şekliydi bu sanki.
-" Bende bombayı ne zaman patlatacak diyordum. Senin kadar iğrenç bir insan görmedim hayatımda"
-" Ne diyorsun sen Emir ben hamileyim diyorum sana"
-" Bunu gidip babasına söyle o zaman gelip burda kafamı ütüleme"
-" Sen kafayı yemişsin bu bebeğin babası sensin "  kollarını çizip kollarımdan tuttu tıslar gibi konuştu.
-" Başkasının piçini bana yutturmaya mı çalışıyorsun " sert bir şekilde bırakmıştı beni düşmemek için zar zor durdum dengede canımı fiziksel hareketleri değil söylediği kelimeler acıtıyordu. Bunları nasıl düşüne bilirdi. Yüzüme bir kağıt fırlattı kağıdı yerden alıp okumaya başladım. Okudukça gözlerim olabildiğince açılıyordu sanki. Kağıt da hamileliğimin 4 haftalık olduğu yazıyordu oysaki ben 8 haftalık hamileydim birde doktor onaylıydı. Kafamı ona çevirip hızlı bir şekilde sağa sola sallıyordum.
-" Yemin ederim doğru değil bu ben iki aylık hamileyim, yemin ederim senin çocuğun bu."  Göz yaşlarımdan onu bulanık görüyordum.
-" Hâlâ yalan , dolan peşindesin seni sevdiğim güne lanet olsun, hiç birine değmezmişin" diyerek yanımdan çekip gitti. Yere çöktüm "gitme nolur" diye ağlıyordum. Ne kadar o şekilde durdum bilmiyorum. Anıl koşarak yanıma geldi. O , ne olduğunu soruyordu cevap verecek halim yoktu sevdiğim adam beni bırakıp gidiyordu. Yerdeki kağıdı gördü bir kağıda bir de bana baktı. Kağıdı hemen cebine tıkıştırdı.
-" Kalk hadi Suna , nolur biri bu şekil de görmesin seni"
-" Gitti Anıl, inanmadı bana kendi çocuğuna piç dedi."
-" Tamam hadi kalk , kalkarsan yetişiriz bende konuşurum inanır o zaman." Gözlerim bir umutla Anıl'a döndü. Hemen yerden kalktım pes etmeyecektim gidecektim arkasından bindirmeyecektim o uçağa hemen dışarı çıktım. Koşuyordum insanlara çarpa çarpa okulun dışına çıktım. Anıl da peşimden geliyordu. Bi taksi durdurup bindik , Anıl taksiciye havaalanı  gitmesini söyledi.
-" Yetişiriz değil mi?"
-" Yetişiriz fıstığım daha eve gidip valizlerini alacaktır."  Aklıma gelen şeyle Anıl'a döndüm.
-" Ya buğün gitmiyorsa , evine gidelim Anıl"
-" Buğün gidiyor iki saat sonra uçağı kalkacak , Amerika'ya , havaalanını arayıp sordum."
  Beni bırakıp gidiyor yine ağlıyordum eğer o uçağa binerse belki de her gün böyle ağlayacaktım. Dayanamazdım bu sefer tek başıma da değildim , karnımda bir can vardı ondan bir parça. Anıl'ın geldik deyişiyle düşünceleri uzaklaştırdım beynimden umutsuzluğa kapılmayacaktım. Gitmezdi beni bırakıp gitmezdi , havaalanı girip etrafı aramaya başladık yüzünün her zerresini ezbere bildiğim adamı arıyordum yarım saati kalmıştı her yere baktık yoktu. Tanıdık yüz gelince görüş alanıma oraya koştum. Bir an duraksadım , yanında Leyla hocada vardı. Leyla hoca ile ikisinin elinde birer valiz vardı , ne yani ikisi beraber mi gidecekti.
-" Hocam sizde mi gidiyor sunuz"
-" Evet diyerek Emir'in elini tutmuştu. Emir'e baktım duygusuz bir şekilde bana bakıyordu. Oysa burda görünce bir an şaşırdığını sanmıştım. Şimdi ise şaşıran bendim daha ayrılalı ne kadar olmuştu ki hemen birini bulmuştu. Yanımda hareketlilik olunca Anıl olduğunu anlamıştım. Anıl konuşmaya başlamıştı çoktan.
-" Hocam sizinle konuşmak istiyorum özel olarak "
-" Burda konuş ne konuşacaksan , Leyla her şeyi biliyor."
-" Bakın o zaman hocam Suna doğru söylüyor , fenalaştıgın da ben götürdüm doktora orda öğrendik hamile olduğunu bu bebek sizin , siz şimdi bir şey olmamış gibi kaçıp gidecek misiniz? Bu kız annesine ne diyecek bu okulda bi duyulursa geleceği biter , o kaçmıyorken kaçan sizsiniz"
-" Ovv iş birlikçinde gelmiş kadro tamam oldu. Allah bilir çocuk senindir de şimdi."  Elim yanağıyla buluşmuştu çoktan , gittikçe igrençleşiyordu. Attığım tokatla kafası yana savrulmuştu.
-" Yeter artıkk imalarından bıktım. Bana inan ya bir kez olsun bana inan , yeşil gözlüne inan. Benim elime bile senden başkası dokunmamışken , bana atılan iftiraya nasıl olurda sen bir yenisini daha eklersin. Ben bekledim bir umut ya küçücük de olsa bir umut bekledim. Bana sıkı sıkı sarılıp , baba oluyorum diye sevinmeni bekledim. Kendi çocuğuna piç demeni değil. Ben bekledim bana sahip çıkmanı bekledim. Bir tekme de sen vurmanı değil. Asıl ben ne yaptım sana yedi yaşından beri seni sevmekten başka ne yaptım ben sana. Gitmek istiyorsan git , belki geri döndüğünde senin Suna'n ölmüş olacak , her şey bir gün ortaya çıktığında benden yanı sevgi değil sana Karşı nefretten başka hiç bir duygu olmayacak. O uçağa binip gidersen affetmem seni yemin olsun affetmem. Beni burda ezip bu kadınla gidersen affetmem anladın mı Allah şahidim olsun affetmem. "  Kelimelerim bitmişti bende bitmiştim bağırmaktan boğazım acımıştı ama kalbim daha çok acıyordu. Onunda gözünden bi yaş firar etti. Elinin tersiyle hızlıca silip valizinden tutarak yanımdan sessizce çekip gittiler. Benim ölümü ezip gitmişti , ayakta zor duruyordum. Döndüm arkamı gidişini aklıma kazımak istedim , yavrum babasına son kez baksın istedim. Gitmişlerdi onlar görünmeye kadar baktım. Ne diyordu şair adam gitti , kadın o günden sonra her gün öldü.

Müzüği  dinlemenizi tavsiye ediyorum  şiddetle.
Up uzun bir bölümle sizlerleyim bölümü nasıl buldunuz.

        


 MATEMATİK ÖĞRETMENİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin