Bölüm 20. Her son , yeni bir başlangıçtır

4.8K 149 73
                                    


-" Daha ne kadar oturacaz burda hava karardı Ayşe teyze merak eder" diyen Anıl'a bakma gereksinimi bile duymadım gözüm karşı da bir ileri bir geri sallanıyordum.
-" Sen git istersen ben bekleyecem"
-" Üç gündür , havaalanın karşısında bekliyoruz Suna o gelmeyecek. Annene artık ne yalan uyduracağı mı şaşırdım. Hadi anneni önemsemiyorsan karnında ki günahsızı önemse bari , kalk eve götüreyim seni"
-" Gelecek o Anıl gelecek bırakmaz yeşil gözlüsünü pişman olup gelecek, bana inanacak. Ben kıyamayacam ona affedecem mutlu olacaz. Bunu yapanların hesabını soracak , tek bir göz yaşımın hesabını soracak. Beni üzdügü için her gün özür dileyece-
-" Yeter Suna yeter üç gündür susuyorum. Sen iyi değilsin kalk hastahane gidiyoruz kafayı yemek üzeresin. Kim için ha kim için o şerefsiz , seni hiç sevmemiş anlasana daha ayrılığınızın üzerinde 24 saat geçmeden başkasının elini tutarak yanımızdan çekip gitmedi mi , onca dediğin kelimeye rağmen gitti. O sana değil başkalarına inanmayı seçti." Anıl'ın her bir kelimesini duymamak için kulaklarımı sıkı sıkı kapatmıştım. Ama öyle bağırıyordu ki duymamak imkansızdı. Yanıma çöküp ellerimi kulaklarımdan çekti.
-" Tamam sakinim konuşmayacam onunla ilgili, hadi kalk bak bebeğe bişey olacak. Bak sonra küser sana , annem beni hiç düşünmüyor der. Söz veriyorum yarın yine geliriz erkenden."
-" Oda küsmesin Anıl bana , babası gibi küsüp gitmesin benden."
-" Sen onu düşünürsen gitmez hiç bırakmaz"
-" Yarın yine geliriz dimi?"
-" Anıl sözü , yarın gelecez ve sana bu acıları yaşatanlardan tek tek intikam alacaz"  ayakları mı hissetmiyordum sanki zar zor ayağa kalktım.
    Anıl beni eve bırakıp gitmişti. Annem evde merak içinde bir sağa , bir sola volta atıp hemde bana sorular soruyordu. Hiç birine cevap vermiyordum. Susuyordum bu üç gündür yaptığım gibi yine susuyordum. Annem neler olduğunu anlamaya çalışırken çoktan odama çıkmıştım. Kapıyı kapatıp yatağımın üzerine dizlerimi karnıma çekmiş şekilde oturmuştum. Hiç gitmek bilmeyen o görüntü geldi gözümün önüne Leyla ile birlikte el ele tutuşup gidişleri. Arkasına bile  bakmamıştı. Oysa ben ne çok bakmıştım arkasından gözleri gözlerime değer de bir umut kalır diye.  Ellerimi karnıma sararak yatağa uzanmıştım. Yalnızlığıma üç kişi eşlik ediyordu. Bebeğim , göz yaşlarım ve hiç aydınlanmayan gece. Bundan sonra bunlara alışmak zorundaydım. Kendimi kandırıyordum biliyorum Emir gelmecekti. Giden insan gelmek için gitmezdi.
     Sabah erkenden uyanmıştım. Bir bardak süt içmiştim düşünmem gereken bir bebeğim vardı. Onuda kaybedemezdim. Evden adımı atınca Anıl beni bekler vaziyette duruyordu.
-" Sözünü tuttun " dedim
-" Anıl sözü demiştim sana , hadi arabaya bin gidelim."
Arabaya binip yola çoktan koyulmuştuk. Havaalanına geldimizde etrafta tek tük insan vardı. Yine aynı yerime oturmuştum. Kaldırım sanki beni çoktan bekliyordu. Gel daha burda çok bekliyeceksin der gibi. Oturdum yine karşıya bakmaya başladım. Zaman geçiyor , saatler ilerliyor ama o gelmiyordu. Sana son kez yalvarıyorum gel. Sensizlik boynumu büktü ne olur gel. Ben düştüm bir kere kimse kaldıramıyor beni. Beynimde ki düşüncelerime hıçkırıklarım eşlik ediyordu , bir gün dönecekti biliyorum. Kalbim nefrete dönüşmeden gel.
   

     Onsuz geçen bir hafta yine kaldırıma oturmuş bekliyordum . Anıl'ın çalan telefonu sessiz ortamı bozmuştu. Telefonu açmış karşıda ki kişi konuştukça morali bozuluyordu. Bunu yüzünün gerildiginden anlaya biliyordum.
-" Hemen geliyoruz" diyerek telefonu kapatmıştı. Hemen ayağa fırlamıştı.
-" Kalk Suna gidiyoruz çabuk "
-" Nereye" diyerek bende kalkmıştım.
-" Okula, Can aradı bir olay olmuş okuldan atılman an meselesiymiş müdür anneni aramış"
-" İyide neden ki"
-"Bilmiyorum Suna gidip öğrenelim" onu onaylayıp okula doğru yola çıkmıştım ne olmuş olabilirdi ki , aklımdan bin bir çeşit düşünce geçti ama kötü düşünmeyeyim diye elimin tersiyle itmiştim. Okula geldimiz de herkesin gözü bize döndü. Kendi aralarında gülüşenler , ayıplayanlar , yuhlayanlar. 
-" Lan kim yaptı bunu " diye Anıl'ın bağırmasıyla  onun baktığı yere baktım. Pencerelerden pankartlar sarktırılmıştı. Benim hamile olduğum , Emir'den olduğu her pankartta yazılmıştı. "Öğretmeniyle bir not için yatan öğrenci "  "Öğretmen , öğrenci aşkı bebekle sonuçlandı"  ve okumaya gücümün yetmediği daha nicesi. Anıl bağırıp çağırıyordu. Gizem yanımda gülerek  -"sürprizim nasıl beğendin mi?
-" Nerden biliyorsun?"
-" Zor olmadı öğrenmek , Anıl ile seni takip ettim o parkta. Emir'e de o kağıdı ben gönderdim. Artık tamamen kaybettin."
Kimseyi duymak istemiyordum okulun içine koştum , merdivenleri birer ikişer tırmanıyordum. Son kata gelmiştim bile çatı katına giden kapıyı hızlı bir şekilde açtım. Ölüme doğru bir adım bir adım daha derken. Betonla çevrili küçük kalın duvara çıktım. İşte bitiyordu herşey bir adım daha attım mı bitiyordu çaresizliğim.
   " Senden nefret ediyorum Emir beni burda yalnız bıraktığın için. Senden nefret ediyorum tüm bunları yaşamama sebep olduğun için. Senden nefret ediyorum bana inanmadığın için.  Senden nefret ediyorum beni sevmediğin için. Ölümüm senin elinden oluyor sende nefret et kendinden."  Ve son adımı atıyordum. Bir el yakaladı belimden.
-" Kafayımı yedin sen Suna nasıl yaparsın bunu?"
-"Anıl yalvarırım bırak , benim gücüm yok , bırak bitiriyim sende kurtul benden."
-" Al bıraktım hadi git atla , kendi canından geçtim o karnındaki günahsızın ne suçu var. Onunda katili olacaksın , sen bumusun bu kadar zayıf mısın? Sana yapılan bu kötülüğün hesabını sormayacan mı? Hadi karışmayacam atla kıy onada, babası kıydı sende kıy hiç doğmadan öldür."
-" Başka çarem yok , her gelen ezip geçiyor beni"
-" Kimse ezemez sen güçlü olursan burda bi karar ver tut elimden yalnız olmadığını göster yada at kendini"
-" Nasıl olacak o"
-" Benimle evlenerek"  kulaklarım duyduğum kelimeyi idrak etmeye çalışıyordu.
-" Nee"
-" Duydun işte Suna evlen benimle hemen yarın , herkes bu çocuğu benden bilsin hatta gerçeği biz de unutalım. Yemin ederim kendi çocuğum gibi sevip, koruyup kollayacam.  Bunu kabul etmeden kimse rahat bırakmayacak seni , bir geleceğin olmayacak. Bırak sana yardım edeyim arkadaşın olarak yapamam bunu , ancak kocan olunca susar hepsi."
-" Olmaz , olmaz yapamam bunu olmaz"
-" Düşünmek için zamanımız yok , hayatın alt üst olmak üzere. Yine arkadaşın olacam ben senin eskisi gibi. Suna yalvarırım doğru karar ver bebeğin için Emir gelmeyecek bunu sende iyi biliyorsun." Elim karnıma gitti bebeğim için ne yapacaktım. Herkes bana öğretmenini ayartan öğrenci gözüyle bakacaktı. Kimse sormadan sadece yargılayacaklardı. Peki bebeğim büyüdüğün de ne olacak babasını sorunca ne olacak. Anıl 'a baktım yavaşça kafamı aşağı yukarı salladım. Tebessüm etti elimden tutup aşağı indik. Herkes bize ve elimize bakıyordu. Göz yaşlarım sanki bir perde çekmiş herkesi bulanık görüyordum. Tek kişi hariç annem .
-" Beni iyi dinleyin lan , biz evliyiz bunu kafanıza iyice sokun. Bu bebekte Emir hocanın değil benim bebeğim. O bu durumu bildiği için sadece bize yardım ediyordu o kadar. Günahsız bir insanı pis emellerinize alet etmeyin."
-" Ne demek evli siniz" diyen müdürdü.
-" Duydun işte müdür bey ikimizde 18 yaşındayız ve evliyiz bu kanunen tamamen yasal. Şimdi karım için çıkardığınız kararı iptal edin yarın size aile cüzdanını getiririm."  Annem olan biteni anlamak için eli ağzında hayretle  dinliyordu. Anıl' ın son kelimelerinden sonra başını sağa sola çeviriyordu. Arkasını döndü hızlı adımlarla okulun bahçesinden çıktı. Anıl 'ın elini bırakıp annemin arkasından koştum. Bağırıyordum ama bakmıyordu bana arabasına atlayıp gitti. Bende bir taksi durdurup arkasından gittim.  Annem eve gidiyordu.  Arabası durunca bende taksiciye parasını ödeyip çıktım. Annem eve çoktan girmişti bende peşi sıra girdim. Annem olamaz bu , olamaz  diye söyleniyordu. Ayakkabıları mı çıkarıp yanına geldim. Hiç sevmezdi eve ayakkabıyla girilmesini. Anne diyerek dizlerimin üzerine çöktüm. Oturduğu koltuktan başını kaldırıp bana baktı.
-" Yalan değil mi bunlar , şaka bunlar öyle değil mi"
-" Annecim beni dinle"
-" Neyi dinliyecem hamile misin , değil misin ?  Başımı aşağı yukarı salladım kollarımla tutarak itti beni.
-" Sen nasıl yaparsın bunu, hani siz kardeşten öteydiniz Anıl'la , hani sen Emir'i seviyordun unutamadım diye ağlıyordun. Kimden bu bebek Suna doğruyu söyle."
-" A. Anıl'ın "  ve bir tokat geldi yanağımın sağ tarafına .
-" Yazıklar olsun sana ben seni buğün için mi yetiştirdim. Hem ana , hem baba oldum sana yetmedi mi? Yüzümü yere eğdirdin ne içindi , ne için..."
-" Anne ben sadece sevdim inandım. Bende istemezdim böyle olmasını ama oldu bir kere ne olur affet." Diye boynuna sarılmak istedim. Kollarımdan tutup tekrar itti. Yere kapaklandım.
-" Çabuk gidiyorsun bu evden, benim senin gibi bir kızım yok defol dedim sana" diye bağırıyordu annem avazı çıktığı kadar .
-" Anne yapma nereye giderim ben"
-" Kaç gündür kimin koynundaysan yine git yanına sakın bir daha da geri gelme." Diyerek kolumdan tutup kapıyı açıp beni dışarı fırlattı. Yüzüme kapatmıştı kapıyı.
-" Anne yalvarıyorum aç kapıyı , kimsesiz bırakma beni anneee lütfen"
-" Defoolll diyorum sana git gelme bir daha"
-" Anneee" ben bekledim. Annem kapıyı açmadı. Hava karardı gelen geçen bana bakıp konuşuyordu. Oturduğum kapı önünden kalktım. Yalın ayak olan ayakları mı beton zeminle buluşturdum. Bir tekmede annem vurmuştu , artık kimsem yoktu. Her zaman sorarlardı.
-" Gidene mi zor , kalana mı " diye şimdi çok iyi verebilirim cevabını. Giden kaçmıştı, ya kalan her insanla ayrı ayrı savaşmak zorunda bırakılmıştı. Oysa beraber çıkılmamışmıydı aynı yola. Yürüyordum ayaklarım beni nereye götürürse artık ağlamıyordum da , gözümde yaşlar tükendi. Geldiğim eve baktım. Güvenlikçi beni tanıdığı için hemen açtı kapıyı. Bahçeden geçerek evin önüne geldim. Elim bir kaç kez Zile gidip gelsede en sonunda basabilmiştim. Kapıyı açana baktım. Anıl'dı. Bir bana birde çıplak ayaklarıma baktı.
-" Suna noldu sana böyle"
-" Senden başka kimsem yok artık"

Size bir soru siz olsaydınız ne yapardınız Suna'nın yerinde ?
Sürpriz yeni bölümle geldim. Siz istersiniz de ben kırarmıyım sizi. Bir diğer bölüm geç gelebilir. Eşimin ailesi geliyor uzun bir süre yanımızda kalacaklar. Geç yazarsam şimdiden affola. Birde yazım hatalarım ne kadar dikkat etsemde oluyor. Telefondan  yazdığım için inşallah anlarsınız beni.

 MATEMATİK ÖĞRETMENİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin