Bölüm 21. Çok geç

5K 186 151
                                    

             5 Yıl Sonra

- Her zaman ki yere sürün Şükrü bey.
- Ceza evine mi efendim?
- Biliyorsun neden soruyorsun , her hafta salı günü ben farklı yere mi gidiyorum.
- Özür dilerim Suna hanım bir daha olmaz. Şöförün yüzüne bakmadan camdan dışarıyı seyrederken , sarfettiğim sözleri düşündüm. Beş yıl dile kolay gelen bu beş yıl , her şeyimi çalmıştı benden. Saflığı mı , vicdanı mı, aile mi, sevdiği mi, gülmeyi, güvenmeyi. Daha sayamadığım bir çok şeyi. Ne çok ders çıkarmıştım. Tek bir hata yapman yeterli o çok sevdiğin değer verdiğin insanların , tek bir hatan da nasıl da çekip gittiğini görüyorsun. İşte bu yüzden artık kimseye iyi davranmıyorum. Benim yaşadıkları mı yaşamasınlar diye. Tek bir hataların da , tek başına yaşamayı öğrensinler diye, bu sahte dünya da yapayalnız olduklarını bilsinler.
- Geldik Suna hanım. Diyen şöförle kendime geldim. Arabadan inip büyük yazılarla ceza evi yazan kapıya doğru ilerlemeye başladım. Beş yıldır sürekli geliyordum. Askerler yabancılamıyordu beni. Bilgileri mi verip gardiyanla beraber o uzun karanlık koridorda ilerlemeye başladım. Nihayet buluşma odasına geldim , telle çevrilmiş bölmeler vardı. Yanımda duran telefonla konuşuyorduk. İlk geldiğim zamanlar da ne kadar da yabancı idi bu durum bana şimdi ise çoktan alışmıştım. Karşımda ki silüete baktım. Bana baktı hasret giderircesine oysa her hafta geliyordum, ama yinede vazgeçmiyordu bu huyundan.
- Hoşgeldin kızım
- "Hoşbuldum baba , otursana. " Sanki benden bu cümleyi bekler gibi sandalyeyi yavaşça çekip oturdu.
- Nasılsın baba, bi kaç parça bi şey getirdim. Ben gidince gardiyandan alırsın.
-"Ne gerek var kızım sen geliyorsun ya yeter bana. " Tebessüm etmişti. Hâlâ mahcuptu bana karşı. Oysa ben onu çoktan affetmiştim. Birden yüzü düştü.
- Annen geldi. Çok üzülüyor kızım. Bana verdiğin şansı onada veremez misin?
- Onunla sen aynı değilsin baba. Sen hep bizim için benim için hayatından vazgeçtin. Bizim için bizi terk ettin. Benim için hapise düştün. Sırf ben rahat yaşayayım diye Yağız'ı da kendini de hapise tıktırdın. Ama annem evlatlıktan red etti beni iki kez kapısına gittim. Yalvardım tek bir hareket yaptı ikisinde de kapıyı yüzüme kapadı. Benim annem yok artık.
-" Hepimiz hata yaptık kızım , bu kadar gaddar olmasan. Torununu bir kez görmek onunda hakkı." Sinirlenmiştim ben geçmişten kaçarken , geçmişim hiç peşimi bırakmıyordu bir virüs gibi beni takip ediyordu. Hızla oturduğum sandalyeden fırladım.
- "Ben onun kızı değilim. Masal da onun torunu değil. Eğer baba bir daha bu konuları açacak olursan bu , buraya son gelişimdir , Hoşçakal."  Arkamdan kızım dur diyen babamı duymamazlıktan geldim. Sinirle kendimi dışarı çoktan atmıştım. Çantamda ki telefon çalınca ekranda ki isim biraz olsun tebessüm etmemi sağladı. Açarak kulağıma tuttum.
- Fıstığımm
- Efendim canım
- Gittin mi babamı görmeye.?
- Evet geldim ve gidiyorum okula geçecem birazdan.
- İşimden dolayı gelemediği mi söyledin mi bitanem.
- Fırsatım olmadı , annem konusunu açınca bende apar topar kalktım.
- Ovv benim karım şuan çokmu sinirli bakıyım.
-" Yaa Anıl dalga geçmesene bak sinirimi senden çıkarırım haa." Hem Anıl'a laf yetiştiriyordum hemde arabaya binip okul için yola koyulduk.
- "Ben iki fıstıkla ne yapacam bilemiyorum. Diğer fıstığım da aramış dadısını şikayet ediyor bana. Neymiş efendim parka götürmüyormuş. " Ağzımdan bir kahkaha firar etti. Kızımın o tatlı görüntüsü aklıma geldi.
- Hoşuna gitti gülersin tabi. Neyse fıstığım akşam annem geliyor bize yemeğe onu demek için aradım.
-Gelsin tabi , Masal da çok özlemişti babanesini.
- Hiç sorma annemde direk kızımızı soruyor. Beni sevdiginden şüphe ediyorum bazen.
- Masal'ı bile kıskandınya pes diyorum. Bakıyorum da şirkette işlerin yok o zaman okul çıkışı beni sen alıyorsun.
- Karımın bu emri benim için degerli bir görevdir.
- Hadi kapatıyorum akşam görüşürüz.
İşte böyleydi Anıl , hayatım da iyiki var dediğim iki kişiden biriydi. Bir diğeri ise kızımdı. Arabanın durmasından okula geldiğimi anlamıştım. Arabadan inip okul bahçesine doğru ilerlemeye başladım. Öğrencilerimin " Günaydın öğretmenim" konuşmalarına gülümseyerek "günaydın" cevabını verip öğretmenler odasına girdim.
- "Günaydın"
-"Günaydın Suna , hoşgeldin" diyen Hande'ye yanıt vererek bugünki işleyeceğim konunun dosyalarını dolabından aldım. " Arkadaşlar duydunuz mu , Haluk hoca'nın yerine yeni öğretmen geliyormuş" diyen Ahmet hoca ya baktım.
- Genç olsa bari , bu gidişle evde kalacam. Diyen Hande ise yine herkesi güldürmeyi başarmıştı.
- Kim gelirse gelsin Haluk hoca'nın yerini tutmaz. İyi bir öğretmendi eşinin tayini çıkmasaydı. İyiki burda dediğim öğretmenlerden biriydi bence. Diye konuşan bu kez bendim.
- Senin tuzun kuru tabi evli , mutlu , çocuklusun. Diyen Hande'ye hafif sinir olmuş gibi bakmıştım. Bu uyarı mı alarak "tamam sustum "demişti.  Pek belli etmesem de sevdiğim insanlardan biriydi içi dışı birdi.
- Neyse sizin sohbete doyum olmaz ben derse giriyorum. Yarın akşam Masal'ın doğum gününe hepiniz davetlisiniz ona göre .Diyerek sınıfım 11 B ye doğru ilerledim.
 
    Okul çıkışı Anıl'ın beni okuldan alması ile birlikte evimize gittik. Eve geldiğimizde bu soğuk havada önde Masal arkasında dadısı olan , Gülten hanımı koşarken tabiki beklemiyordum. Bizi görünce benim tatlı kızım bize doğru koşmaya başladı.

 MATEMATİK ÖĞRETMENİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin