Bölüm 18. Bebek

5.5K 160 51
                                    


           Sabah güneşinin ışığı gözlerime vururken , gözlerim kapalı olduğu halde rahatsız ediyordu. Yanağıma bir öpücük konduğunda gözlerimi zor olsada açmıştım.
- "Hadi kalk artık , sen böyle uykucuysan yandım ben,  her gün kahvaltıyı ben hazırlayacam desene." Emir'e yüzünü ekşittim gerçekten böyle mi düşünüyordu. Bugün ilk defa huzurlu uyumuştum onun kollarında , aklıma gelen düşünceyle hemen toparladım kendimi etrafa saçılan kıfetler , üzerimdeki çıplaklık çarşafa sıkı sıkı sarılmama neden olmuştu.  Ben çarşafı kendime sardıkça yatakta belli olan kan lekesi dün gece yaşananların iziydi. Benim baktığım yöne bakınca Emir de  baktı. Utanmıştım o ise çok yanlış anlamıştı.
-" Pişman mısın?" Yüzüme tebessüm yerleştirdim.
-" Değilim" diyebilmiştim o ise yanıma iyice sokularak kollarının arasına aldı beni.
-" Olmada zaten, liseden mezun olur olmaz evlenecez "
- "Üniversite n'olacak? " Bir anda sormuştum  bende onun gibi bir öğretmen olmak istiyordum.
- " Gideceksin , yeşil gözlüm ben güzel karımı sonuna kadar okutacam"
- Seni seviyorum.
- "Benim kadar sevemezsin aşkından divaneye döndüm." Güldü , gülüşüne aşık olduğum adam , o odadan çıkınca banyoya girdim sıcak su iyi gelmişti. Banyodan çıkınca buraya gelirken giydiğim kıyafetimi giydim. Emir kahvaltıyı çoktan hazırlamıştı. Yavaş hareketlerle masaya oturdum.
- Ağrın varmı? Diye bi çırpıda sormuştu Emir , ben ise utanıyordum hâlâ dün gece nasıl öyle sözler söylemiştim.
-" Utanma benden , yeşil gözlüm"
-" Biraz var" diye bilmiştim kelimeler ağzımdan zar zor dökülüyordu sanki.
- " Kendine dikkat et bugün , gözüm üzerinde olacak ona göre tamam mı güzelim?" Tamam anlamında başımı sallamıştım. Zar zor ettiğim kahvaltının ardından Emir masayı kendi toplamıştı bana oturmam için emir  vermişti.
- " Çıkalım istersen okula geç kalmayalım"
- " Tamam çıkalım"
Arabada hiç konuşmamıştık okulun yanında ben inmiştim.
-" Seni seviyorum hatunum"
- Bende seni seviyorum" diyerek ben yürüyerek o ise arabayla okula giriş yapmıştık. Okula girer girmez Anıl kolumdan tutup çekiştirmeye başlamıştı bile. Emir'e baktığımda ise sinirden gözlerinden alev çıkıyordu sanki. Anıl'ı her an öldürecekmiş gibi sınıfa girdiğimiz de Anıl resmen beni sorguya çekmişti.
-" Nerdesin kızım sen ,annen dün beni aradı gezi de biliyor seni. Niye bana haber etmedin ne diyeceğimi şaşırdım. Aklınımı kaybettin sen. O öğretmen bozuntusuylamı beraberdin. Söylesene Suna bir cevap ver.?"
- "Anıl bi sussan cevap verecem"
- Sustum şimdi cevap ver neredeydin?"
- "Benimle beraberdi "  diye arkamızda duran hangi ara geldiğini bilmediğim. Emir bir bana birde Anıl'a bakıyordu.
- Demek sizle beraberdi , bir yalan atarken ortaya bunu bana da söylemeniz gerekmezmiydi ben durumu toplamasaydım ne olacaktı. O zaman böyle bilmiş bir şekilde konuşacakmıydın. " Anıl sinirliydi farkındaydım haklıydı bu siteminde ama Emir de pek sakin gözükmüyordu.
-" Anıl tamamda benimde haberim yoktu , ordada telefon çekmiyordu. Emir de unutmuştur yoksa oda seni böyle bir duruma düşürmek istemez inan bana" Emir konuşacak oldu ona lütfen diyerek susmasını istedim.
-" Dersde görüşürüz " diyerek bana konuşarak çıkmıştı sınıftan. Anıl da gidip sırasına oturmuştu çoktan. Bu ikisi hiç anlaşamayacak bunu şimdiden anlamıştım.

   2 Ay sonra

     - Suna okul çıkışı ne yapacaksın? Diyen Gizem'e çevirdim bakışları mı!..
- Eve gidip uyumayı düşünüyorum bugünler de çok halsiz hissediyorum kendimi.
-" Parkta buluşalım mı , sana anlatmam gerekenler var."
- Ne hakkında ?
- "Benim hakkım da artık içimde tutamıyorum. Lütfen gel bu yükü taşıyamıyorum." Diyen Gizem beni endişelendirmeye başlamıştı. Başımı aşağı yukarı sallayarak tamam dedim. Emir'in kızğın bakışları bizi buldu.
-"Dersde konuşmayın , Gizem önüne dön. Suna sende derse odaklan."  Dengesiz n'olacak derse girince ayrı bi havaya giriyor beyfendimiz. Benim ona kızgın bakışları mı görünce göz kırptı. Aptal bir gülümseme peydah oldu yüzümde işte benim kızğınlığım bu kadar sürerdi. Sevgi , aşk kolay bulunmuyordu bu devirde. Hele doğru kişiyi seçmek samanlıkta iğne aramaktan farksızdır. Ben bu düşüncelere dalmışken çoktan zil çalmıştı. Bu son dersdi , toparlanmaya başlamışken Emir çoktan yanıma gelmişti bile.
- Güzelim biraz hızlı toparlan gidiyoruz.
- Nereye Emir? Sessiz bir şekilde konuşuyorduk bi kaç öğrenci kalmıştı. Onlarda çıkınca rahatlamıştım. Tekrar soran gözlerle Emir'e baktım.
- Evlilik tarihi almaya okulun kapanmasına çok az kaldı.
- Hımm demek öyle beyfendi , sen beni annemden istemedin daha belirteyim dedim." Suratım düşmüştü o ise yanağıma öpücük kondurup.
- Okul kapanır kapanmaz isteyecem yeşil gözlüm. Yaz ayı geldi. Tarihi çok zor alırız diye acele ediyorum. Öyle acele olmayacak dünyanın en güzel gelini sen olacaksın benim gözümde , herşey istediğin gibi olacak.
- Yanımda sen ol gerisi benim için önemli değil bitanem. Diye sıkıca sarılmıştım.
- Ee hadi o zaman geç kalacağız .
- Ben gelemem Gizem'le buluşacam söz verdim. Yarın gitsek olmaz mı?
- "Peki bakalım tatlı cadım öyle olsun. Yarın görüşürüz" diyerek alnımdan öpüp çıkmıştı.
    Okuldan çıkarken Anıl'ı aramıştım bugün okula gelmemişti merak etmiştim.
-Alo
- Nerdesin sen?
- Sanada  merhaba fıstık.
- Hee hee ondan Anıl niye gelmedin okula bakim sen?
- Şirkete gitmem gerekti fıstığım işim bitince gelmek istemedim anlarsın ya kız meselesi işte cazibeme dayanamıyorlar.
- Olmayan cazibene mi Anıl. Neyse iyi olduğuna göre kapatıyorum işim var.
- Dur gız gapatma ne işi , nerde, kimle bu soruların cevaplarını istiyorum.
- Gizem'le bizim okulun ordaki parkta oturup sohbet edecez anlatacakları varmış. Başka sorunuz varmı Anıl bey.
- Yok gapatt , belki bende gelirim kız falan tavlarım orda .
- Şapşal. Diyerek telefonu sonlardırdım. Yüzümü güldüren nadir insanlardandı Anıl. Ben çoktan parka gelmiştim ama Gizem ortalıkta yoktu. Bi banka oturup beklemeye başladım.Biraz sonra yanımda bir hareketlilik olunca başımı çevirmemle yanımda sırıtarak oturan Yağız vardı. Sinirle hemen ayağa fırladım .
- " Ne işin var senin burda ruh hastası"
-"Cık cık hiç yakışıyor mu senin ağzına böyle laflar" diyerek oda ayaga kalkarak karşımda durdu.
- "Hem bence böyle bağırmamalısın dikkat çekeriz , sonra baban görür adamın kalbine iner mazallah" diyen Yağız yüzündeki o alay ifadeyi hiç silmiyordu o ifade benim başıma felaket olaylar getireceğinin habercisiydi. Bir adım daha atarak ellerimden sıkıca tuttu öyle sert sıkıyordu ki ellerimin kan akışı durmuştu sanki, uzakta biri görse sevgili zannederdi ama durum hiçte öyle değildi.
- " Benim babam yok o aptal kafana sok ne planlıyorsan vazgeç onunla ilgili çünkü zerre kadar ilgilendirmiyor beni, şu ellerimi de derhal bırak."
-" Ya canım bırakmak istemezse hatta daha fazlasını isterse."  Bir eliyle iki elimi kavradı tek eli boşta kaldı  , o sırada kurtarmak için uğraştım yine kurtaramamıştım.
-" Bu ne demek , ne diyorsun ruh hastası" etrafına göz ucuyla baktı bende bakacağım sırada.
- İşte bu demek. Diyerek dudaklarıma kapandı.  Midem altüst oldu öpmesiyle kusma isteğim giderek artıyordu. Biri ellerimde bir elimi başımda adeta hareket etmemi durdurdu başımı sağa sola çevirmek istiyorum başımdaki eli buna mani oluyordu. Tam bacagımla tekme atacağım sırada üzerimden çekildi.  Emir , Yağıza yumruklarını arka arkaya geçiyordu. Bayıltana kadar vurunca gözleri beni buldu . Gözlerinde hayal kırıklığı bitmişlik vardı. Yaşlar birer birer dökülüyordu gözlerinden bu tablo içimi acıttı oracıkda ölmek istedim. Sevdiğimin göz yaşı benim yüzümden akıyordu.
- " Yine bana yalan söyledin"
- Emir ben" sözümü keserek boğazı acıyana kadar bağırdı.
- Bu it yüzünden bana üçüncü kez yalan söyledin. Her fırsatta soluğu bu itin yannda alıyorsun. Madem onu seviyordun ne diye kalbime girdin lann. Niye kandırdın beni niye seni seviyorum dedin." Göz yaşlarım Emir'i görmek de zorlanıyordu neler söylüyordu böyle ayakta durmakta zorlanıyordum.
-"Yemin ederim hiç birini yalan değildi. Buraya da Gizem'le buluşmak için geldim. Beni zorla öptü. "
-" Ordan bakınca el ele ,göz göze , hatta dudak dudağa gayet keyfin yerinde gözüküyordu. Yalanlarına başkalarını alet etme Gizem anlattı bana herşeyi , ona inanmamıştım her şeyi kendi gözümle gördüm. Artık gözümde bir hiç kadar değerin yok" diyerek yürümeye başladı. Kolundan tuttum.
- Beni dinlemek zorundasın , sevdigine inanmayacaksan niye sevdin o zaman , nasıl bir tuzağın içine düştüm bilmiyorum ama yemin ederim hiç biri göründüğü gibi değil."
Kollarımdan kurtulup beni tüm gücüyle itti . Yere kapaklanmıştım .
- Bir daha sakın bana dokunma. Diyerek uzaklaşıp gitmişti. Anıl yanıma gelmiş beni sarsıyordu  gözlerim benden bağımsız kapanırken tek gördüğüm Emir'in gidişiydi.

      Gözlerimi zor olsada açmıştım gözlerim beyaz tavanla buluşunca etrafıma baktım. Hastahane kokusu midemi bulandıyordu. Anıl fark edince uyandığımı hemen yanıma geldi.
- İyi misin fıstığım ağrın sızın varmı." Anıl'a yok anlamda başımı sağa sola çevirdim.
- Noldu bana neden burdayız.
- Bayılmıştın. Diyen Anıl'ın sözünü içeri giren doktor kesmişti.
- Hastamız kendini nasıl hissediyor bakalım. Diyen doktora.
-"İyiyim ben çıkabilir miyim artık buradan"
- Bebeği de kontrol ettikten sonra bir sorun yoksa çıkabilirsiniz. " Gözlerim sonuna kadar açılmış doktorun dediğini anlamaya çalışıyordum. Ağzımdan kelimeler birden dökülü verdi.
- Ne bebeği?
- Haberiniz yoktu sanırım iki aylık hamilesiniz.Tebrik ederim.

 MATEMATİK ÖĞRETMENİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin