- Ya.Yağız hocam sizin burda ne işiniz var?
- Sanada merhaba Suna.
-Şey pardon hocam ben sizi görünce biraz şaşırdım kusura bakmayın. Buyrun lütfen kapıda kaldınız.
- Yok girmeyeğim sen bi beş dakikalık dışarı gelebilir misin? Sana söyleyeceklerim var.
- Peki hocam. Dedim ama kafamda bir sürü soru işaretleri oluşmaya başlamıştı. Yağız hoca buraya neden geldi? Bana ne söyleyecek ? Beni bi kere bıraktığı yabancı bi evi niye hiç karıştırmadan kolaylıkla bulabilir? Bu sorularla birlikte kaldırım taşına oturduk.
- Sizi dinliyorum hocam.
- Söyleyeceğim ama öyle hayır diyerek kestirip atma tamam mı biraz düşün lütfen.
- Neyi hocam?
- Biraz hızlı girecem konuya ama beklemeye de gerek yok. Benimle sevgili olur musun?
-NNeeee. diye bağırarak ayağa fırladım kafayı mı yedi bu adam bana nasıl böyle söyleye bilir ne zannediyor bu beni.
- Siz ne dediğinizin farkında mısınız hocam.
- Bak Suna yanlış anladın.
-Neyini yanlış anladım ya resmen sevgili olmayı teklif ettiniz.
- Öyle dedim ama bir dinle hemen bağırıp çağırma bir günlüğüne sadece aile mi ikna etmek için yani gerçek anlamda demedim.
- Hangi anlamda olursa olsun olmaz böyle bir şey unutun hocam.
- Suna bak zor durumda olmasam kapına gelip böyle zor durumda bırakmak istemem seni sadece bir günlüğüne , bir günlüğüne bile değil bi kaç saatliğine ailem senin sevgilim olduğuna inansın hemen ayrılırız partiden , geleceğim buna bağlı lütfen.
- Ya olmaz hocam neden anlamıyor sunuz?
- Neden daha önceden sen zor durumda iken bir birimizi tanımadığımız halde sevgili rolü yaptık. Yine yapabiliriz.
- Siz kendi ağzınızla söylüyorsun hocam birbirimizi tanımıyorduk ama şimdi durumlar farklı siz benim öğretmenim siniz biri görecek olsa benim öğrencilik hayatım , sizinde öğretmenliğiniz biter. Her zaman farklı bir arabaya bindiğinize göre siz varlıklı bir aileden geliyor olabilir siniz ama ben öyle değilim. Benim elimde olan tek şey geleceğim ve annemin güveni kusura bakmayın.
- Sorun buysa sana söz veriyorum tanıdık hiç kimse olmayacak , fotoğrafın felan kesinlikle çekilmeyecek lütfen Suna sadece bir iki saatliğine bunu yapmak zor değil.
- Neden benden bunu istiyorsunuz size borçlu olduğum için mi? İyiliğinizi karşılıksız yaptığınızı zannediyordum.
- Yine öyle Suna karşılık beklemeden yardım ettim sana. Senden istememin sebebi o iki adamı nasıl kandırdıysak ailemin evlenmem konusunda ki baskısını da ancak senle sevgili olduğumuza inandırırsak yok ederim.
- Benim kafam karışık hocam düşünmem lazım yarın okulda söylerim size kararı mı iyi akşamlar.
- Bekliyor olacağım iyi akşamlar Suna. Yağız hocanın söylediği son sözleri dinlemeden arkamı dönüp eve doğru yürümeye başladım. Kafam karışık bir halde odama çıkıp yatağıma attım kendimi. Düşünmeye ihtiyacım vardı. Annemin bi ara odama gelip yemeğe inmemde ısrar etse de canım istemiyor diye reddettim. Ne yapsam işin içinden çıkamıyorum. En iyisi uyumak sabah ola hayrola diyerek üzerimi değiştirip uykunun kollarına kendimi bıraktım.Sabah alarımsız ilk defa kalkmıştım. Ne kadar üşüyen bir insan olsam da duşun iyi geleceğine inanıp , güzel bir duşun ardından üzerimi değiştirip evden çıktım. Bugünlerde Düldül'ü mü de çok ihmal ettiği mi düşünerek okula buğün Düldülümle gitmeye karar verdim. Okul yolunda giderken Emir Hoca'nın bana çarptığı an aklıma geldi nede çok sinirlenmiştim. Ama haketmişti yılların birikimi varmış demek ki hissetmişim , keşke bide ağzına patlatsaymışım. "Of Suna kendine gel ne saçmalıyon sen kafayı yedin yine" kendi kendime söylenerek okula geldim.
- Yine kim kızdırdı seni? Arkamdan gelen sese dönerek kimden geldiğini anlamaya çalışıyordum ki arkamı dönmemle Emir hocaya çarpmam bir oldu.
- Hocam özür dilerim.
- Önemli değil benim yeşil gözümü kim kızdırmış yine. Ben söylediği o cümlede takılı kaldım "benim yeşil gözüm" bunu söyleyen kişinin ağzını burnunu kırmam gerekirken neden şuan içimde öyle bir istek yok , neden hoşuma gitti.
- Suna iyi misin?
- Şey i. iyim ho. hocam.
-Emin misin yanakların kıpkırmızı oldu ateşin felan mı var. Gel bakayım bi alnına.
-Yok hocam iyim size öyle gelmiş. Diyerek Emir hoca elini alnıma koyacakken bi adım geri attım. Allah'ım ne oluyor bana böyle.Arkamı dönüp hızlı bir şekilde ordan uzaklaşarak sınıfa girdim. Anıl çoktan gelmişti. Kardeşime sıkıca sarıldım şu iki günde nede çok özlemişim.
- Artık bu işi ticarete dökecem fıstığım ?
-Hangi işi?
- Sarılmak 20 lira , tek yanakdan öpmek 50 lira , iki yanaktan öpmek 100 lira. Diyince Anıl kafasına bi tane patlattım.
- Bak bunu unutmuşum dayak atmak 500 liradan başlıyor. Çocukluktan başlarsak senin hesap bayağı bi kabardı haberin olsun.
- Her kızdan ayrılınca gelip omuzumda salya sümük ağlamanı sayarsak , bu arada ben psikolok oluyorum. Psikolokların da ücretleri bi yüksek olduğu için Anıl bu durumda yuvarlak hesapla senin bana 10. TL borcun çıkıyor. Alıyım ücretimi lütfen
- Fıstığım şimdi bizim bu durum inek şabanın filmine döndü. Biz en iyisi eski tas , eski hamam tekniğini uygulayalım.
-Bencede. Biz konuşurken geçen hafta yeni gelen Gizem geldi oturdu önümüze onunla da selamlaşıp biraz sohbet ettikten sonra Coğrafya hocamız geldikten sonra derse başladık. Ders bitiminin ardından Anıl ile birlikte sınıftan çıkarken koridorda beni bekleyen bi Yağız hoca beklemiyordum.
- Anıl bize biraz izin verir misin? Dedi Yağız hoca Anıl bana bakarak cevap bekliyordu. Ona hafif başımı olumlu anlamda salladım. Anıl gidince Yağız hocaya döndüm.
- Suna düşünüp kararını verdin mi?
- Evet düşündüm hocam. İyiliğinizi karşılıksız bırakmaz bana yakışmaz o yüzden kabul ediyorum ama aileniz ister inansın , ister inanmasın bu ilk ve son olacak dediğim gibi tanıdık kimse olmayacak, fotoğraf felan da çekilmeyecek. En fazla iki saat kalabilirim.
-Her dediğine tamam Suna , çok mutlu oldum gerçekten , çok teşekkür ederim.Ben seni saat sekizde alırım. Birde kıyafet , saç makyaj konusunu düşünme ben halledecem hepsini.
- Peki hocam benim şimdi gitmem lazım.
Sınıfa giderken annemi aradım zorda olsa akşam için izin alabildim. Hadi hayırlısı inşallah bir aksilik çıkmaz. Dersimiz matematik Emir hocayı beklerken Anıl'a olan biteni anlattım.
- Manyak mısın Suna kimseye sormadan nasıl tamam dersin. Yağız hoca için mafya diyorlar kaç tane masum insanı gözünü kırpmadan vuruyormuş.
- Sende buna inandın mı şimdi Anıl saçmalama okuldan biri uydurmuştur. Sence o Yağız hocada o tip var mı?
- Bence var nasıl şu yeni gelen kızı gözüm tutmadıysa o hoca bozuntusunu da gözüm tutmadı haberin olsun. Akşam bende seninle geleyim yada takip ederim sizi
- Yok daha neler Anıl paranoyaklaştın iyice haa. Biz konuşurken Emir hoca sınıfa girince ikimizde susmak zorunda kaldık. Çünkü Emir hoca sınıfa girince ilk bize bakıyor. Oturun komutunu verince yerlerimize oturduk.
- Cuma günü verdiğim ödevleri herkes yaptı mı gençler.
- Anıl Emir hoca ödev vermiş miydi?
- Tabi kızım sözlü notu sayılacak dedi ben bile yaptım.
- Vallahi unuttum ben. Emir hocayla göz teması kurmaktan köşe bucak kaçasım var. Benim yapmadığı mı bi duyarsa bu kız iki gündür benle birlikteydi demez burnumdan getirir yeminle. Herkesin ödevine bakmaya başladı , vay arkadaş herkes mi yaptı bi ben mi unutmuşum. Bana sıra geldikçe ayaklarım ve ellerim benim iznim olmadan sogukda kalmışcasına titriyorlar. Bana sıra gelmişti. Emir Hoca'nın yüzüne yine bakamıyordum.
-Kalk bakalım Suna sıra sende , ödevini yaptın mı?
- Ben. ben.....şey hocam.
- Kesin yapmamıştır hocam , bence direk sıfırı verin. Diyen Ceyda uyuzunu öldürmemek için bi sebep söyleyin hem kesin beraat ederim hapise de atılmam herkesin hayır duasını da alırım bu kızı öldürdüm diye. Bu gözlerimin dolması da nerden çıktı şimdi sakın ağlama Suna sakın Emir hoca yine herkesin içinde seni küçük düşürecek , belki çok üzüleceksin ama sakın ağlama güçlü dur. Başka şeyler düşün dolma mesala çok güzel olur annemde ne güzel yapar, yaprak sarmayı da , karnı yarığı da severim ben Off olsada yesek.
- Yüzüme bakar mısın Suna? Dedi Emir hoca yavaşça yüzümü kaldırıp gözlerinin içine baktım. Oda benimkine baktı. Keşke gözlerimizin dili olsada ne söylediklerini anlaya bilsek. Gözlerini gözlerimden çekti. Eline defterimi aldı baktı.
- Aferim unutmamışın yapmışın ödevini. Diyerek diğer öğrencilerin yanına gitti. Ne yani ben yapmışmıydım ödevimi hemen defterimi alıp baktım bom boş bi sayfa , ne yani ben herkesin içinde küçük düşmüyüm diye yalan mı söyledi. Neden yaptı ki böyle bişey.
- Fıstığım neydi bu şimdi
- Valla Anıl bende hiç bir şey anlamadım. Nihayet ders zili çalmıştı. Emir hoca sınıftan çıkınca bende peşinden gittim.
-Hocam!
- Efendim yeşil göz.
- Neden öyle dediniz , ödevimi yapmayı unuttum ama siz! Yani ben özür dilerim sizi zor durumda bıraktım.
- Evet seni korudum ama bu demek olmuyor ki ceza almayacaksın. Ödevini unutmanda benim de payım var.
- Hocam ben matematik dersini sevmiyorum ama bu demek olmuyor ki ben sorumsuz biri değilim gerçekten.
- Biliyorum yeşil göz , şimdi izin verirsen cezanı düşüneyim.
- Peki teşekkür ederim hocam.
Emir Hoca'nın yanından ayrılıp kardeşimin yanına gittim diğer derslerde sorunsuz bir şekilde geçince nihayet okul çıkış zili çaldı. Off ya matematik ek dersim var napacam ben şimdi daha akşama hazırlanmam lazım ne dicem ben Emir hocaya şimdi. Herkes dağılınca Emir hoca sınıfa girdi.
- Merhaba yeşil göz neden ayaktasın sen?
- Merhaba hocam buğün bana izin verseniz eve erken gitsem.
- Neden?
- Şeyden şey yüzünden şey karnım ağrıyor o yüzden.
- Yediğin bir şey mi dokundu hadi hemen hastaneye gidiyoruz.
- Yok hocam gerek yok eve gitsem dinlensem geçer.
- Olmaz benim içim rahat etmez yüreyemeyecek gibiysen kucağıma alayım.
- Teşekkür ederim hocam ama eve gitsem yeterli.
- Tamam o zaman seni ben bırakayım
- Onada gerek yok hocam taksi çağırdım kapıda beni bekliyor.
- Ne gerek vardı seni ben bırakırdım.
- Yok hocam zahmet olmasın , ben gideyim.
- Peki tamam. Emir Hoca'nın yanından ayrılıp hızlı bir şekilde okuldan çıktım. Yalan söylediğim için o kadar kötü hissediyorum ki vicdan azabı çekiyorum resmen , hastayım diye ne kadar endişelendi oysa off of. Allah'ım şu günü bi atlatayım başka bir şey istemiyorum. Eve gelince kapıda bi bayanla elinde paketlerle bekleyen bi erkek vardı. Konuşunca Yağız hocanın beni akşam hazırlamaları için gönderdiğini söylediler. Onlarla beraber eve girerek akşam için hazırlanmaya başladık.Saat sekizde Yağız hoca beni almaya geldi. Kapımı açıp arabaya binmemi sağladı. Kemerimi takıp Parti'nin yapılacağı yere gitmeye başladık.
Multimedya Yağız hoca
- Çok güzel olmuşsun
- Teşekkür ederim hocam
- Heyecanlı mısın?
- Biraz
- Merak etme ben yanındayım bir sorun olmayacak.
- İnşallah. Parti yerine gelince arabadan indim parti beş yıldızlı bir otelde yapılıyor. Yağız hoca koluna girmem için uyarınca koluna girip ailesinin yanına gittik. Yağız hocanın babası Kerem bey soğuk kanlı dursada annesi Nazan hanım çok sevecendi beni akrabaları , Yağız hocanın arkadaşları ile tanıştırdı sürekli artık bayağı bi sıkılmıştım Yağız hoca sürekli yanımda hiç ayrılmıyor iki saatin dolmasına biraz daha zaman vardı. Herkese sevgili rolü yapmaktan bıkkınlık geldi. Kendime alkolsüz içecek almak için garsona döndüm. Nazan hanım yanıma gelip
- Kızım bak seni Yağız'ın en sevdiği arkadaşıyla tanıştırayım. Diye arkamı dönme mi işaret etti ona hafif tebessüm ederek arkamı döndüm keşke dönmez olaydım.
- Emir Hocam!Arkadaşlar sabredip beklediğiniz için size sürpriz yapmak istedim umarım beğenmişsinizdir. Birde sizden fikir almak istiyorum daha bu hikayenin başları o kadar olaylar olacak ki şok olacaksınız eminim size sorum şu özel bölüm yapmak istiyorum yani gelecekte neler olacağı ile ilgili bir bölüm yayınlayayım mı yoksa , herşey zamanında mı yazayım ne dersiniz?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MATEMATİK ÖĞRETMENİM
Teen FictionDaha çocuk yaşlarda aşık olmuştu Suna , Emir'e. Emir kardeşi gibi gördü Suna'yı . Kader yıllar sonra Öğretmen öğrenci olarak buldu onları . Peki şimdi ne olacak , bu sefer kurallar değişecek mi bu kez aşık olan hangi taraf olacak. Hikaye ş...