Bölüm 2. Yeşil Göz

16.3K 476 36
                                    

Multimedya Emir

Sonra Emir hoca anlatmaya devam etti.
- Bugün ilk dersimiz olduğu için, serbest siniz. Sorusu olan varsa sorabilir. Bizim sınıfın kızları hemen soru yağmuruna tuttular Emir hocayı. Herkes sorular soruyor bizde Anıl' la okul çıkışında ne yapacağımızın planını yapıyorduk.
- Hocam evlimi siniz?
- Bekarım.
- Hocam peki sevgiliniz var mı?
- Yok. Dedi Emir hoca. Bir kulağım nedense onları dinliyordu. "Herkesin bir özeli var neden soruyorlar ki üstelik yakışıklı bile değil" dedim Anıl'a.
- Eee bulmuşlar yakışıklı adamı , tabi sorurlar. Ama benden sonra tabi , okulun en yakışıklısı benim öhöm öhöm. Dedi Anıl.
- Tabi tabi , ondan mı bi tane bile sevgilin olmadı. Diye kıkırdadım.
- Hep senin yüzünden, dibimden ayrılmıyon ki , kısmeti mi kapatıyon fıstık.
- Sende benimkini kapatıyorsun, ben bir şey diyormuyum. Diye küsüp arkamı döndüm Anıl'a. Oda kollarıyla bana sarıldı.
- Bizim ikimiz den başka kimsemiz yok fıstığım küsme.Anıl'a dönerken yüzümü, Emir Hoca sert bir şekilde bize baktığını gördüm. Zilin çalmasıyla bir oh çektim. Kızlarla , Emir hoca konuşarak çıktılar. Bizde Anıl'la okul bahçesine indik. Bu sırada Anıl'ın aşk hikayelerini dinliyordum.
- Dün kızın teki bizim evin önüne, güllerle Seni Seviyorum Anıl yazmış. Görür görmez hemen dışarı çıktım. Fıstık kızı görmeliydin, ben diyim 1.90 sende 2 metre.
- Onun kız olduğuna emin misin? Dev olmasın o. Diye kahkaha atmaktan kendimi alı koyamadım. Emir hocagilde bahçede öğretmenlerle bir şey konuşuyorlardı. Sonra dönüp bize baktı. " Yok bu öğretmen sabah ona öküz dedim diye gıcık kaptı bana, bittim ben" diye içimden konuşuyodum. Ders zili çalınca. Bizde Anıl'la oturduğumuz yerden kalkıp sınıfa gidip oturduk. "Anıl saçımı örür müsün? Dedim, söylene söylene kabul etti. Hemde sabah anlattığı hikayenin rüya olduğunu anlatıyordu.
- Anıl sen kuaför olsana? bide lütfen balık sırtı örmeyide ögren.diye gülüyodum.
- Ben Anıl Kaya, Kayalar Holding'in tek veliahtı kuaför mü olacam. Hem ben senin saçından başka kimseninkini örmem. Hem o balık sırtı da neymiş, ben bunu bile senin yüzünden zor öğrendim fıstığım.
- Anıl sınıf niye bu kadar sessiz
- Bilmem ki. Dedi Anıl ile sınıfa göz gezdirince yerin dibine girdik resmen. Emir hoca ve sınıftakiler sessizce bizi dinliyorlarmış.
Emir hoca sinirli bir şekilde.
- Kusura bakmayın, aşkınızı yarı da kestik. Anıl sen okul çıkışı eve gitmiyorsun spor salonunu temizliyorsun. Sen yeşil göz.
- Suna hocam adım.
- Bundan sonra adın yeşil göz, sende okul çıkışı sınıfda kalıp, benle beraber bi saat matematik dersi işliyoruz.
- Ama hoc-.
- İki saate çıktı.
- Ne yaptık ki biz?
- üç saate çıktı. Her itiraz edişinde yükselecek saatler. Dedi ve mecbur susmak zorunda kaldım.O kadar sinirli ve öfkeliyim ki. En son Galatasaray ve Fenerbahçe maçını izlerken bu kadar sinirlenmiştim. Gidip ağzını burnunu kırasım geldi kör öküzün. Bide sınıfa alay konusu olduk , herkes bize gülüyor. Anıl elimi tutup " sakin ol fıstık" dedi. Olur anlamında başımı salladım.
En son ders zili de çalınca okuldan kurtulmanın rahatlığıyla bi nefes aldım. Ama bu uzun sürmedi. Cezalı olduğum aklıma çabuk geldi. Herkes dağılınca Emir hoca girdi. Belki insafa gelmiştir diyerek.
- Hocam şu dersi bi saate indirsek. Diye mazlum mazlum baktım ama nafile yanıma oturup.
- Ben sana demedim mi yeşil göz , her itiraz edişinde cezan yükselecek diye. Her gün bir saat ders alacaksın.
- Nee.
- Hergün iki saate mi çıkmasını istersin.
- Tamam hocam.
- Aç hadi matematik kitabını , derse başlayalım. Dedi arada saate bakıyorum. Ama yok zaman inadıma yavaş ilerliyor sanki. Emir hoca bir şeyler anlatıyor. Yok almıyor kafam hadi verdiğim örnekleri çöz diye yanıma oturdu.
Bir deftere , bi tahtaya bakmakdan boynum ağrıdı , yok anlamıyorum.
- Hocam parfümünüzün markası​ ne?
- Neden sordun , çok mu güzel kokuyor.
- Hayır , çok kötü kokuyor lütfen bir daha kullanmayın.dedim bide alaycı bakışı mı attım.
- Demek öyle, kızlar genelde çok güzel koktuğu mu. Söyler halbuki.
- Zaten sizin özürlülerle takıldığınızı biliyorum. Dedim anlamamış gibi bi bakış attı.
- Yani siz görmüyor sunuz. Sabah ki olaydan bunu zaten anladım. Kesin o kızların da burunların da bi sorun vardım.
- Neden benden bu kadar nefret ediyorsun?
- Etmiyorum hocam, ben annem ve Anıl dışında herkese karşı ön yargılıyım. Bu değişmedi bundan sonra da değişmeyecek.
- Sevgilimi siniz Anıl'la?
- Özel hayatım sizi ilgilendirmez hocam.İzninizle zaman doldu ben gideyim.dedim ve hızlı bir şekilde eşyaları mı çantaya tıkıp okuldan çıktım. Eve geldiğim de Annem gelmemiş , üzerimi değiştirip mutfağa yemek hazırlamaya başladım. Annem geldiğin de yemek yedik.Sofrayı toplamak da anneme yardım edip film izlemeye karar verdik. Film izlerken annem konuya girerek.
- Kızım sana bir şey söylemem gerek.
- Söyle Anneciğim.
- Kızım Melek teyzenler varya hani Manisa da ki Emir'in annesigil. Onlar İstanbul'a taşınmışlar.
- Eee ne olmuş anne taşındılarsa.
- Melek teyzen aradı bugün beni, çok özledim bir araya gelip yemek yiyelim yarın akşam dedi ama sana sormadan kabul ettim. Senin için sorun olur mu?
- Yok anneciğim üzme sen canını , Emir benim için çocukluk aşkıydı geçti gitti. Zaten annesigil gelse o gelmez ben olduğum için yemeğe, unuttun mu benden nefret ediyordu.
- Tamam kızım sen öyle diyorsan
- Öyle annem , hadi ben yatıyorum. Sabah okul var malum, iyi geceler.😘😘
- İyi geceler prensesim. Odama çıktım pijamaları mı giyip , kardeşlerin en tatlısına da iyi geceler mesajı attıktan sonra, Uyumaya hazırlandım.Annemin söyledikleri aklıma geldi. Gelirmiydi acaba Emir de , ne kadar yakışıklıdır kesin şimdide eskiden olduğu gibi.Unut onu Suna dedi. İç sesim sana söylediklerini unuttun mu? Senin onun gözünde küçük çocuktan başka bir şey değildin.dedi haklıydı Emir defteri artık geçmişte kaldı. Diyerek uykuya teslim oldum.
Sabah alarmın sesiyle yorganıma ve yastığıma veda ettim. Banyoda işlerimi halledip.Kısa beyaz eteğimi onun üzerine bordo göbeği açık tişörtümü giydim. Saçlarımı dağınık topuz yapıp , ayakkabıları mı ve çantamı alarak aşağı indim. Zaten kahvaltı yapmazdım , düldülüm de yok mecbur yürüyerek gidecektim okula. Okula giderken Emir hocanın düldülümü cafeye getireceğini hatırladım. Ben geldiğim de Emir hoca çoktan gelmiş beni bekliyordu. Göz ucuyla bana bi baktı.
- Bugün çok kötü görünüyorsun.
- Zevkler ve renkler tartışılmaz hocam. Diyerek gıcık oluyorum sana der gibi bi ifade yolladım. Hafif tebessüm ederek.
- Düldülün kapıda , açsan bir şeyler söylüyüm.
- Gerek yok hocam, sabahları ben kahvaltı yapmam hadi iyi günler.dedim ayağa kalkıp giderken arkamdan bağırdı.
- Rica ederim. Diye anlamadım bakışı attım.
- Düldül için teşekkür ettin ya , rica ederim .
- Neden teşekkür edecekmişim ki size , kendi hatanızı telafi ettiniz , siz olmasaydınız benim düldülüme bir şey olmazdı. Dedim cıklayarak düldülümü de alıp okulun yolunu tuttum.Okula geldiğim de arkamdan birisi yanağıma öpücük kondurdu. Baktığım da " Anıl "dedim. Bende ona sarıldım.Emre hocanın arkamız da bize , baktığını gördüm.
- Sarılmanız bittiyse hadin sınıfa. Dedi kaşları çatık bir şekilde.Sınıfa geldiğimiz de Anıl ile yerimize geçip.
- Dün dersin nasıldı? diye sordu Anıl.
- Çok sıkıcıydı, senin temizlik nasıldı.
- Bilmem parasıyla birini tutup ona temizlettim. Dedi gülerek " gıcık" dedim bende gülerek. Son ders zili çalınca.
- Anıl akşam bize gelsene.dedim
- Neden ki?
- Akşam misafirler gelecek , benim için zor bir gün olabilir sana ihtiyacım var.
- Tamam fıstığım, sen yeter ki iste. Hadi çıkalım.
- Sen çık benim cezam bitmedi, her gün bir saat matematik dersi alacam. Dedim üzgün bir şekilde.
Herkes gidince kitabımı defterimi açıp Emir hocayı beklemeye koyuldum.Ve nihayet sonunda gelebildi.
- Merhaba ufaklık
- Merhaba hocam.dedim kızgın bir şekilde , ufaklık diyenlere sinir olsam da Emir hocayı dövecek halim yok sonuçta.
- Hadi başlayalım. Derse diyerek o anlattı ben her zaman olduğu gibi anlıyormuş gibi dinlemeye başladım.
Bir saat nihayet dolunca okuldan çıkmak için hazırlandım. Emir hocada arkamdan çıktı, okuldan.
- Gel seni evine kadar bırakayım.
- Gerek yok hocam.
- İyi peki sen bilirsin.diyerek gitti. Eve geldiğim de Annem işden erken çıkmış yemek hazırlıyordu.
- Hadi kızım misafirler gelir birazdan, üzerini değiştir.
- Tamam anneciğim. Diyerek odama çıktım. Üzerime kot dar paça pantolonumu ve onun üzerine pudra pembesi göbeği açık tişörtümü giydim. Saçlarımı da yandan at kuyruğu yaptım. Aşağı indim anneme yardım etmeye başladım. Sofrayı kurduğumuz da kapının zili çalındı.Kapıyı açtığım da Kemal amca, eşi Melek teyze girdi. Tam kapıyı kapatacağım da biri kapıyı ittirdi , kapıyı tekrar açtığımda gözlerime inanamadım kekeleyerek ve kısık sesle.
- Ho. Hocam siz?

Sizce hikayem nasıl gidiyor arkadaşlar?
Hikayemin sonları bende gözükmüyor nedense, sizde de mi öyle , eğer öyleyse lütfen bana bildirin.

 MATEMATİK ÖĞRETMENİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin