Elvan..
Telefonum çalmaya başladı. Yavaşça kollarımı belinden ayırıp, telefonumu elime aldım. Annem arıyordu. Yavuz'dan biraz uzaklaşıp telefonu açtım.
Efendim anne.
Kızım misafirin var, eve gelebilirmisin?
Kim anne?
Mersinden geldiğini adının da Melis olduğunu söyledi.
Bir anda buz kesmişti bedenim. Melis neden gelmişti? En önemliside annem benim mersinde olduğumu öğrenecekti. Ne olursa olsun hiçbirşey sır olarak kalmıyordu.
Kızım ordamısın?
Evet anne birazdan evde olurum.
Tamam kızım.
Annem nerden tanıdığımı sormamıştı. Belkide evde sormak istemişti. Ama biliyordum kafasının bir hayli karıştığını.
Omzumdaki baskıyla bir anda irkildim. Ne zaman dalmıştım düşüncelere? Yavuz yavaşça karşıma geçti. Gözlerini gözlerime dikti. Kendimi toparlayıp gülümseyerek konuştum.
Beni eve götürürmüsün?
Biraz durup gözlerime daha derin daha hasretle bakmaya başladı.
Biraz daha kalamazmısın yanımda?
Onun sözleriyle içimdeki başlayan umut feryat ediyordu. Kalbim hiç olmadığı kadar hızlı atıyordu. Gururum yok olmuştu. Kendi karanlığına çekilmişti artık. Ona biraz daha yaklaşıp konuştum.
Bir ömür kalırım yanında. Ama şimdi gitmem gerekiyor.
Bundan rahatsız olmuş gibi gözlerini kaçırdı. Derin bir nefes çekip sesli bir şekilde geri verdi. Kafasını olumlu olarak hareket ettirip konuştu.
Tamam.
Yavaşça arkasını dönüp dış kapıya doğru yürümeye başladı. Neden bir adım uzaklaşsa kalbim korkuya kapılıyordu? Onun kendini yine yanlız bırakacağını sanıp içindeki acıları sessizce gösteriyordu.
Arkasından öylece onu izliyordum. Benim gelmediğimi anlayınca durup bana doğru döndü.
Neden bekliyorsun der gibi gözlerime bakıyordu.Hadi.
Omzumu hayır anlamında hareket ettirdim. Gülümseyerek bana doğru yürümeye başladı. Neden bana doğru geliyorduki?
Ne olduğunu anlamadan biranda kendimi omzunda buldum. Küçük bir çığlık eşliğinde.
Yazuz indir beni.
Beni dinlemeden kapıya doğru yürümeye başladı. Ben sürekli konuşuyordum. Aslında o kadar çok mutlu ediyorduki beni. O mutluluğu tarif bile edemiyordum. Arada gülme sesini duyuyordum.
Bahçeye çıkınca dönüp kapıyı kilitledi. Bedenimdeki kanların beynime doğru aktığını hissediyordum.
Yavuz eğer beni indirmezsen üzerine kusarım.
Anahtarı aldığını, sesinden anlıyordum. Tekrar dönüp yürümeye başladı. Biraz yürüdükten sonra durup, beni yere indirdi.
Başı aşşağıya durduğumdan. Kafam dönmeye dengemi kaybetmeye başladım. Ben arabanın kapısını ararken o kahkahalarla gülüyordu.
Biraz başımın dönmesi durunca. Ona öfkeyle yaklaşıp sert bir şekilde ayağına bastım.
Aahhh diyerek ayağını kavradı. Bir anda pişmanlık sardı bedenimi hemen eğilip ayakkabısını çıkarıp bakmak istedim. Onun canı yanması katlanılmaz bir acıydı benim için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTSAK 2 "Aşkın Esiri" (Tamamlandı)
Ficção GeralUzun zaman oldu. Kalbimi kendisiyle dolduran adamdan ayrılalı. Hergün sızlayan ve yalvaran kalbim yorgun. Sessizce köşesine oturdu. Onsuz yeni bir sayfa açmıştım kendime ama bu kadar zor olacağını bilmiyordum. Onu gün geçtikçe daha çok özlüyorum. Y...