bölüm 24

9.9K 515 142
                                    

Artık neden oluyor bunlar demiyordum. Ben kendi kaderimi yaşıyordum. Yavuz son sözlerini söylediği gün deniz kenarında akşama kadar ağladığımı hatırlıyordum. O kadar çok ağır gelmiştiki söyledikleri kalbim artık kimseyi sevmeyeceğine yemin etmişti adeta. .

Herşey hazırdı gidiyordum buralardan. Acıları, yaşanmışlıkları, herşeyi arkamda bırakıyordum.

Melis'i arayıp özür dinlemiştim. Bana yapılanların arasında melis'in yaptığı bir hiç gibi kalıyordu. Herkesin gerçek yüzünü görmüştüm artık.

Sevda'yla da vedalaşmak istiyordum. Birdaha onu göremeyecektim. Yaptıklarından pişman olduğu gözlerinden belliydi. Ailemin yaptığının yanında onun yaptığı küçük kalıyordu aslında.

Arabayı evin önünde dur durdum. Yavaşça arabadan inip, eve doğru yürümeye başladım. Evin önüne gelince kalbimi kaplayan acıyı bir türlü anlam veremiyordum. Neler oluyordu burda ev neden bu kadar sessizdi.

En azından televizyon sesi olurdu. Sevda sessizliği pek sevmezdi. İçimi kaplayan korkuya engel olamıyordum. Ya ona birşey olduysa kendimi suçluyacağımdan o kadar emindimki.

Elimi kaldırıp korkarak zile bastım. Beklemeye başladım. Esen rüzgar korkuma eşlik eder gibi soğuk soğuk esiyordu.

Biraz bekledikten sonra açan olmayınca bir panik kapladı kalbimi. Telefonumu elime alıp sevdayı aramaya başladım.

Telefonun sesi içeriden geliyordu. Ama neden acmıyordu telefonu. Kapıyı yumruklamaya başladım. Sevda diyerek bağırıyordum bir yandanda.

Hemen sevgiyi aradım. Birkaç çalmaya açtı telefonu.

Efendim kuzum.

Sevgi. Sevda nerde.

Biraz duraksadıktan sonra cevap verdi.

Bilmiyorum ben Antalyadayım. Yarın döneceğim. Ne oldu kötü birşey mi var Elvan?

Geldiğinde konusuruz canım birşey yok. Görüşürüz.

Telefonu kapattıktan sonra korku iyice sarmıştı bedenimi. Evde değildi ama neden telefonu evde çalıyordu.

Tekrar vurdum kapıya. Açan yoktu. Bu böyle olmayacak, birşeyler yapmam lazım. Bir anda aklıma sakladığı yedek anahtar geldi. Zor durumda kalırım diye hep yedeğini saklardı sevda.

Hızlı bir şekilde evin bahçesini dolaşmaya başladım. Pencerenin kenarındaki saksıyı elime alıp yere atarak kırdım. Biraz karıştırdıktan sonra toprağı içinden çıkan anahtarları alıp, evin kapısına doğru koştum.

Kapının önüne geldiğimde kapının açık olduğunu farkettim. Hayır olamaz. Hızlı bir şekilde etraf koşmaya başladım. Kimse yoktu. Kimse görünmüyordu.

Sevdanın başına kötü birşey gelmiş olmalıydı. Çok değil biraz önce onu kaçırmış bile olabilirlerdi. Kim yapar bunu? Kim ne istiyor sevda dan? Onun bir düşmanı falan olamazdıki.

Bir anda aklıma gelen kötü senaryolardan titremeye başladım. Benim yüzümden ona birşey yapmış olabilirlermiydi?

Eğer öyle birşey olursa kendimi asla affetmezdim. Belkide sevda evde olabilirdi. Koşarak eve girdim. Salona girdiğimde kimsenin olmadığını farkettim. Sevdanın odasına daldığımda yerde kanlı bezler gördüm.

Gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı. Sevda'ya birşey olmuştu. Yaralı bile olabilirdi. Ya onu öldürdülerse.

Yerdeki sargıları elime aldığımd hala sıcak olduğunu farkettim. Yavaşça kokladım. Bu koku Ayaz'ın kokusuydu.

TUTSAK 2 "Aşkın Esiri" (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin