-Vaaov İstanbul’a bak ! En son daha çok bebeyken gelmiştik. Hatırlamıyorum bile, baya güzel gözüküyor. Umarım içinde yaşaması da güzeldir !
Miray’a dönüp başımı onaylarcasına salladım. Onca olay, onca film, onca insan bu şehirde barınıyordu. Bizi neler bekliyordu en ufak bir fikrim dahi yoktu.
Uçak indi sonunda. Bizi Ekrem amca, bey, beyamca off ne diycem ben bu adama ya bir türlü seçemedim ! İşte o karşılayacaktı. Evden çıkmadan önce telefonda konuşmuştuk, inşallah tanır bizi.
Karşıdan bize doğru kır saçlı kırklı yaşlarda takım elbiseli bir adam otuz iki diş sırıtarak yanımıza geliyordu. ‘’Ne bahıyon amca’’ demek istesemde ayıp olur diye demedim. Aa-aa-aa e bu Ekrem amca ! Bir anlık boşluğuma gelmiş herhalde. Yoksa niye koca adam Heidi’nin Clara’ya doğru koşması gibi gelsin buraya?
Ben de güleyim de ayıp olmasın. Yüzüme şeker kız candy gülümsememi yerleştirip Ekrem beye baktım :
-Oh oh hoş geldiniz kızlar !
Bana dönüp işaret parmağını uzattı :
-Senn.. kıvırcık, Zeynep olmalısın, sen de Miray ?
Miray ve ben onaylayarak sırıtmaya devam ettik. Sonra da Ekrem bey-amcanın elini öptük. Büyüğümüz sonuçta, şeker kız candy’liğe devam..
Korumalarına işaret yaparak yanımıza çağırdı. Ve elimizdeki 4-5 adet bavulu kaptılar. Bize gel deyip önümüzdeki siyah limuzini gösterdi. Miray kısık bir sesle ‘’çüüüş’’ dese de dirseğimle birtane geçirdim susması için.
Ne kadar hızlı gelmiştik böyle, Ekrem bey-amcanın sesiyle geldim kendime. Lüks ve müstakil iki katlı evin önünde durduk. Bu sefer ben Miray gibi ‘’çüüüş’’ dememek için dudağımı ısırdım. Renkli çiçeklerle bezenmiş bahçeden eve girdik. Burası bildiğimiz saray yavrusu ! Salona girdiğimizde hafif sarışın saçlı, yine kırklı yaşlarda resmi giyinişli bir kadın bize gülümseyerek baktı. Bu da normal olarak Mükerrem hanım-teyze oluyordu.
Yanına gidip sarıldık. Bize çok içten davranmıştı. Hoşgeldiniz-hoşbulduk fasıllarını bitirdikten sonra bize aç olup olmadığımızı sordu. Öküz gibi açtım tabi, ama yinede salak gibi ‘’yok teşekkürler aç değiliz’’ dedim. Allahtan kabul etmedi de hizmetliye bir şeyler hazırlamasını söyledi.
Miray ile mutfakta biraz atıştırdıktan pardon sofradakileri silip süpürdükten sonra yanlarına gittik. :
-Teşekkür ederiz Mükerrem hanım atıştırdık bir şeyler.
-Rica ederiz Zeynepçim. Artık buradasınız çekinmeyin, rahat olun. Bu arada bana hanım deme lütfen teyze de. Aynı şey Ekrem amcanız için de geçerli.
Oh bee! Bütün gün Ekrem amca, bey, beyamca demekten kusucaktım neredeyse!
-Peki Mükerrem ha- teyze. Yalnız biz size ufak tefek de olsa hediye getirmiştik. Onları getirelim.
dedim ve ayağa kalktım. Girişteki bavullarımızdan en küçüğündeki hediyeleri çıkardım.
-Ah çocuklar ne zahmet etmişsiniz hiç gerek yoktu.
Mükerrem teyze bize sevgiyle baktıktan sonra ona uzattığım pakedi açtı.:
-İnanmıyoruuum ! Çocuklar ne zevkli çıktınız siz ben de bir katolokta görmüştüm çok beğenmiştim. Hangi zevkli seçti bunu?
diyip çocuk gibi sevinerek bize baktı. Gören de diyecek zengin bir milyoner değilde sokakta kalmış yaşlı bir kadın ! Biz de ona ev tahsis etmişiz sanki. Ekrem amca da saatini koluna geçirmiş, kedi sever gibi okşuyordu. Noluyo lan yoksa bunlar kendilerine hiçbirşey almayarak hep başkasından geçinerek, pintülük yaparak mı zengin oldu ? Olur mu olur valla !
Ay Mükerrem teyze bir soru sormuştu hala bize bakıp cevap bekliyor. Aşk olsun Mükiiş bu zevksiz Miray’ın mı seçtiğini sanıyorsun yoksa ! Tam ağzımı açmış ‘’tabiki de ben’’ diyeceğim sırada Miray :
-Eheheh.. Aşk olsun Mükerrem teyzeciğim ben seçtim tabiki. Başka kim olacaktı ?
dediğinde içimden 100 defa kalp krizi, 200 defa sinir krizi, 300 defa da baygınlık geçirdim. İşin garip yanıysa hala yaşıyorum.
-Aaa çok zevkli gerçekten canım harika bir seçim. Teşekkür ediyorum.
deyip kalkıp Miray’a sarıldı. Miray ise çaktırmadan dil çıkardı bana. Şimdi oraya gelirsem ki şuan imkansız, senin saçını başını yolucam bir yalnız kalalımda.. Seni orangutan yüzlü inek bacaklı kız seniii. Bu da ilkokul küfürleri gibi oldu ya neyse.
Kısık bir öksürükle tutkallanmış gibi iki saat -yada sinirden bana geçmek bilmedi- süren sarılmalarını kestim ve elimdeki pakedi Mükerrem teyzeye uzattım. :
-Eveet, bu da Kerem için. Sahi nerde bizim afacan?
Mükerrem teyze elimdeki pakedi açıp kitabı gördüğünde biraz şaşırsa da :
-Te-teşekkürler Zeynep. Sen bizi veya Kerem’i hiç hatırlıyormuydun ?
Nerden biliyim bea ! Taa 4 yaşlarında görmüşüm sizi nasıl hatırlıyım ? Tabi bu şekilde söylemedim. Kibar çıcığız şurda. :
-Maalesef çok küçük yaşta olduğum için hatırlayamıyorum.
-Hm.. O zaman bu kitap nasılsa sizin Kerem’e hediyeniz. Gelince ona verirsiniz o da sevinecektir, eminim.
dedi ve kitabı bana uzattı. Verelim bakalım. Akşam vakti nerde el kadar çocuk ? Bu aile de amma sorumsuzmuş! Dışarıda çocuk olur mu akşamın bu saatinde İstanbullarda !
Biri içimdeki annemi şırıngayla çeksiiin !
Giriş kapısından bir anahtar sesi geldi, ve evin kapısı açıldı :
-Heey anne, baba ben geldim !
Tövbesteyşın !!!
Mükerrem teyze ayağa kalktı, normal olarak bizde.
- Çocuklar, sizi Kerem ile tanıştırayım. Kerem bunlar evimize yeni gelen bahsettiğim kızlar. –beni gösterek- bu Zeynep, Cihan amcanın kızı, bu da Miray kuzeni. Eee Zeynepçim tahmin ettiğin gibi birisi mi çıktı karşına ?
Kıkırdayarak gülüyordu Mükerrem teyze. Bense onu duyamıyordum çünkü karşımda tahmin ettiğim Kerem’in 10 beden büyüğü sırıtarak bana bakıyordu.
-Ha şe-şey evet, yani hayır beklemiyordum.
diye karşılık verdim Mükerrem teyzenin sorusuna. O anda Miray ile tokalaştılar. Elini bana uzatarak :
-Selam ufaklık.
Nee? Ufaklık mı yok anan! Tövbe tövbe o lafı ben sana düşünüyordum bikere!
-Selam, bende onu senin için düşünmüştüm.
-Anlamadım?
-Yok bişey.
dedim ve bana cool bir şekilde bakmasını sağladım maalesef. Nçk nçk olmamış bu Kerem ben ordan bi küçük boy çıcık Kerem’i alabilirmiyim? Olmaz mı ? Peki.
Mükerrem teyze iyice rezil olmamı istermişçesine bana döndü :
-Zeynep, Kerem’e aldığınız hediyeyi göstermiyecek misin?
Allahını seven üstüme toprak atsın bu ne ya Mükkerem teyzemizdir, canımızdır, ciğerimizdir dedik bizi yerin dibine soktu! Ben boşluğu koyayım hiç söylemeden siz tahmin edersiniz. Miray o sırada ……. !
-Bence de Zeynep hadi göster hediyeni. Bu arada kesinlikle ben seçmedim o aldı yani.
Sende mi Brütüs ! Sende mi beni arkamdan vuracaktın ha Miraaay ! Çaresiz boynumu eğerek sehpanın üzerindeki ilkokul okuma kitabını Kerem’e uzattım. Çaresiiiiiz içim yanar da içim kanar da isyaaaaaaağğn! Şu an kesinlikle kıpkırmızı kesildiğimi hissedebiliyorum. Herkes ağzını iki metre açmış Kerem’in ona aldığım muhteşem(!) hediyeye nasıl tepki verecek merak ediyorlardı. Kerem ise tepkisiz kitapla dakikalarca bakıştı..