-Ne mi yapıyorum, anlatayım. Bunların hergün başıma yeni bir iş açmasından bıktım. Bir gece de şöyle rahat uyuyamıyorum. İkiniz, artık istediğiniz oluyor buradaki üniversiteye gitmeyeceksiniz. Sizi Özel Sayer Üniversitesine göndereceğim.
Whoa-oa-oa! I feel good, I knew that I would, now
Whoa-oa-oa! I feel good, I knew that I would, now
Whoa! I feel nice, like sugar and spice-vaav
I feel nice, like sugar and spiceNot: Şarkıyı kopyala yapıştır yaptığımı da kim söyledi ?! Çok ayıp! :)
Ben böyle James Brown'un şarkısını içimden danslar yaparak söyleyedurayım babamın bizden birşeyler beklediğini hissettim ve ona döndüm :
-Aaa-yaaa peki baba sen öyle diyorsan..
dedim. Babam bu sefer Miray'a döndü:
-Peki sen ne diyorsun Miray? Hoş, siz istemeseniz de yine yollayacağım ya ayrı bi mesele.
-Yook enişte, gideriz tabi. Bir ev tutarız, uslu uslu otururuz evimizde.
dedi ve bana çaktırmadan göz kırptı. Bense poker gülüşümle karşılık verdim, çaktırmadan! Babamsa içimizi okurcasına atladı hemen:
-Yalnız hiiiiç sevinmeyin ayrı eve çıkıcaz diye, o biraz zor!
İkimiz de aynı anda:
-Neee? Yurtta mı kalıcağız?
Bu karşılıklı maç boyunca ağzını açmıyan annem, konuşmaya başladı:
-Ben sizi hiç yurtlara, evlere bırakırmıyım ha kızlar? Bırakmaaam! Çünkü ben bir kız annesiyim benim sorumluluklarım var. Bulaşığım var, ütüm var, çamaşırım var, yemeğim var, çoluğum var, çocuğum var, derdim var heeeeeyy !
Diye yerinden zıplayarak ellerini çırptı. Annemi de kaybettik, geçmiş olsun.
-Kusura bakmayın çocuklar kaptırmışım kendimi, eee bütün evin yükü benim üzerimde olunca daralıyo insan, konumuza dönelim ne diyorduk?
Ev kadını olmak da zor bütün gün annem gibi evin içinde işler yapınca sonuç bu oluyor. Ama benim annem hergün böyle, yaptığı her işi bir solukta anlatıp, birden normale dönüyor. Aslında ev kadını değil, moda tasarımcısı ama çoğu kıyafeti evde dikip hazırlayıp götürüyor..Konu bu değildi ya. Babam:
-Neyse kızlar nerede kalıcağınızı söyliyim. Biliyorsunuz ki belki çok küçüktünüz hatırlamazsınız. İstanbul’da Mükerrem teyzeniz ve Ekrem amcanız var. Bizim taa gençliğimizden beri dostumuzdur kendileri. Her ne kadar 13 yıldır orada otursalar da..
Ehh be baba kısa tut artık şu lafını da ne diyeceksen de!
-İşte biz her zamanki gibi telefonda konuşurken, sizin burada okumak istemediğinizi İstanbulda okumak istediğinizi anlattık. E tabi onlarda sizi yurtlarda veya evlerde gezdirmek istemediler, gelsinler bizde kalsınlar dediler.
Neee banane ya o nedir öyle sanki dışarıda kalmış da sığınacak ev arıyormuş gibi !
-Baba kabul etmedin inşallah?
-Etmedim canıııım, ‘’ olmaz biz onları yurtta oturturuz. Hiç rahatsızlık vermesinler’’ dedik de dinletemedik ‘’ biz sizi en yakın aile dostumuz bilirdik güvenmiyo rmusunuz bize, ne rahatsızlığı 3 kişi kalıyoruz zaten evde’ diye sitem etti. Haklılarda. Ehh kızlar uzun lafın kısası toplayın eşyalarınızı çok istediğiniz üniversitenin sahibinin evine gidiyorsunuz.
Miray ile oflayıp puflamaya devam ederken babamın söylediği son cümleyle yerimizden fırladık.
-Neeeeee, sahibinin evine mi gidiyoruz, Miray toplan kalk hadi kaaaalk oyalanma!!
-Koş sende hadi toplayalım şu eşyaları bir an önce!
Dedikten sonra ultra hızla odamıza koştuk. Ardımızdan bakakalan annem ve babam ise ahh şu gençlik diyen bakışlarıyla güldüler..
Bu kadar heyecanlanmamızın sebebi Miray’la benim gelecekte hep büyük bir iş kadını olup okul açmak istemişizdir. Öyle yardımsever kadınları hep örnek almışızdır. Mükerrem Hanım-veya teyze- la tanışmayı çok isteriz. Birde bu kişi hem benim hatırlayamadığım aile dostumuz hem de İstanbul’da okumak istediğim bi üniversitenin sahibi olunca tanışma isteğim artıyordu. İnşallah iyi birisidir..
-Zeynooo! İyi yırttık teyzemlerden, bizim vukuatımız da kaynadı arada. Tabi ağzını açıp aldığımız paradan bahsetmeyeydin iyiydi !
-Sen hala ordan konuşuyomusun? Herşey senin yüzünden oldu hamster!
-Bir dakika, bir dakika sen bana fare mi dedin?
-Burada soruları ben sorarım küçük kız !
-Heey Zeyno sen bi kavga ettin açıldın herhalde. Bir kavga daha mı istiyorsun? Kamooooooon !!
dedi ve sanki karşısında biri varmış gibi boşa yumruklarını salladı.
-Üff Miray dur tamam yok bir şey. Sahi ne zaman gidiceğiz hazırlanıyoruz ama..
-Doğru ya. kaydımız yapıldı mı, hazırlıklar falan hiçbirini bilmiyoruz. Neyse, herşeyi yarın öğreniriz teyzemden.
Ben de ‘’tamam’’ dedim ve uyuduk. Bugün baya hareketli geçmişti. Yarın akşama kadar yatarım artık..
Sabah uyandığımda beni maalesef filmlerdeki gibi gül yapraklarıyla bezenmiş romantik kahvaltı tepsisi değil, Miray’ın horlayışı ve yataktan düşmüş, ağzı açık pozisyonu karşılamıştı. Çk rmıntik çk (!) Yan sehpada duran telefonumdan saate bakınca ağzımdan kısık bi ‘’ohaaa’’ çıktı. Çünkü saat tam 15.20’ydi. Bu da demekti ki tam 15 saattir uyumuştuk !
Karşımdaki küçük ayıya yatağımın altındaki pufuduk terliğimi fırlattım. Gerçi pufuduk terliğim ona ne kadar etkili olacaksa artık..
-Mirayolelliiiiiii lellii lelliii !
Gözlerini açarak dik dik bana baktı.
-Sanada günaydın! Mirayolelli de ne be? Şimdi de ismimle mi dalga geçiyorsun?!
diye atar yaptı bana. Tersinden kalkmış bu belli. Suyuna gideyim bari büyüklük bizde kalsın. diye düşündüm ve elimi yerden kalkması için uzattım:
-Günaydın canım cicişim bebişim kuzencim. Hadi kalk.
Uzattığım elimi, elinin tersiyle itti :
-O ne öyle cıvık cıvık kelimeler, hiç sevmem!
dedi yerden kendisi kalktı. Noldu buna ya amma da abarttın beeğ! Hiç bu içine ergen kaçan deliyi çekemezdim.
-İyi hadi kalk akşam olmuş zaten bu saate kadar uyumuşuz
Beni hiç takmadan yatağını toplamaya başladı. Bende kendimkini.
Odamızı topladıktan sonra salona geçtik. Annem her zamanki gibi masada oturmuş yeni dikeceği elbiseyi tasarlıyordu. Babam ise basketbol antrenörlüğü yapıyor, şu anda iştedir kesin.
-Günaydın anneeeeeeğğ!
-Günaydın teyzeeeeeğğ!
-Size de iyi akşamlar çocuklar! Kıyamadım yatsın yavrucaklar dedim ama saat kaç olmuş ! Onca şeyi kendim yaptım sabahtan beri ayol ! Gidin kahvaltı hazırlayın kendinize. Sizinle hep ben mi uğraşacağım ya ?! Hem benim işim var gücüm var yemeğim var ütüm var bulaşığım var çoluğum var çocuğum var, ütüm var, ahh onu söylemiştim ! Çamaşırım var, dikilecek kıyafetlerim var heeeeey !
Ya bir gün de yaptığın işi blender gibi bir çırpıda anlatmasan nolurdu haa nolurduuu?!
-Tamam annecim biz kendi kahvaltımızı kendimiz hazırlarız ‘’heeeey’’ ! Oldu mu?
-Sen benim laflarımla dalga mı geçiyorsun? Hadi yürü kızım yürü !
Töbe töbee.. İnşallah gideceğim yerdeki insanlar normaldir de bi kafa dinlerim artık..
Bir bölüm sonu daha.. Oy veren ve yorum yapanlara gerçekten çoook teşekkür ederim :) Seviliyorsunuz okuyucularııım ! :)
![](https://img.wattpad.com/cover/15607961-288-k283387.jpg)