Merhaba, vote ve güzel yorumlarınız için teşekkür ederim. Ama voteleri yükseltelim yerinde sayıyor öylece..Bu bölümü dsrlove'ye ithaf ediyorum. Beğenmen dileğiyle :) İthaf devam ediyor, iyi okumalar!
Kerem’in Ağzından :
Hayatımda bu kadar deli varken ben nasıl normal davranabilirim ki? Ailem, arkadaşlarım yetmezmiş gibi iki tane daha İzmir kaçkını geldi bu eve. Hepsi de mıknatıslanmışım da beni mi çeker anlamış değilim.
Sabahki tartışma yüzünden her zamanki gibi kaçtım ve benim doğal alanıma gittim. Koşmak..Stresi biraz da olsa atıyor gerçekten. Geceleri sinirlenince bara akarım, akmak nedir Kerem ya! Ergenleştin iyice. Her neyse, gündüzleri ise kaçınca drek koşarım ya da basketbol oynarım. Spor olmadan tek bir günüm bile geçmez herhalde. Zeynep ile tartıştıktan sonra yine kaçtım ve koruya gidip koştum.
Zeynep’e geldiği gibi sinir olmuş ve takmıştım. Miray pek de öyle değil. Komik bir kız, pek de ciddiye almıyorum. Ama o kıvırcık..
Kısacası kim olursa olsun kimse bana karşı gelemez. Hele Zeynep hiç!
Akşam olduğunda kafam iyice sakinlemişti. Sabah Zeynep’le olan tartışmamızdan sonra galiba benden bir özür bekliyordu. Bir düşüneyim..Avcunu yalarsın Zeynep!
Gün boyunca uzandığım çimlerden üstümü silkerek kalktım. Birkaç yüz metre ilerisindeki arabama doğru yürüyüp bindim sonunda. Eve geldiğimdeyse yarım saat kapının önünde dikildim. Bu Melis’i boşuna mı tuttuk hizmetçi diye !
Kapı açıldığında karşımda Zeynep tüm gü.. çirkinliğiyle yani açtı kapıyı. Sabahki davranışından sonra hiç üzerine gitmemem gerekirdi yoksa kas mas dinlemez yapıştırır yine çatalı etime! Ama ben ona dalaşmadan duramam ki. O köylüden mi korkucaksın ha Kerem? Köylü falan olmadığını ben de biliyordum ama sırf onu kızdırabilmek için herşey.. Odama çıkıp yeni resmime başladım.
Zeynep’in Ağzından :
Günaydıııııın! Ciddi ciddi gün aydın valla helal Zeynep iyi alıştın güneşi görmeye. Bugün kalktığımda ilk kez karşımda horul horul horuldayan Miray yoktu, yatağından düşmüş salyaları yandan akmış bir Miray da yoktu. Söz sanatı yapıyım accık..
Güneş karşımda bana merhaba diyordu. ‘’malmısın güneş konuşur mu?’’ hoş geldin saçmasapan iç sesim. Lan şurda ciddi ciddi söz sanatı yapıcaz geldin içine ettin, neyse.
Güneş karşımda bana merhaba diyordu. Işıkları odanın dört bir yanını sarmış sıcacık gülümsemesiyle..’’harbi mal! Güneş hiç sıcak sıcak güler mi?’’ Lanet olsun sana, yapmıyorum sanat manat. Kısacası kalktım. Kendimde birşeyler eksik hissediyordum.
Anaaam akşam yemek yemedim ya ben!
Karnım Beethoven’ın 5.Senfonisi gibi çalıyordu. Karşıdan birisi gelip görse beni karnımın gurultusu eşliğinde dans ederdi resmen. Hiç şaşırmam yani, çünkü şuan benim de bu bitmeyen gurultu sayesinde dans edesim var!
Öyle bi uyumuşum ki hatırladığımda dün hizmetçi Melis’in ‘’Zeynep?Zeyneeep, uyan hadi yemek hazır’’ deyişinde bile uyanamamıştım. Yoksa yemek masasına koşarak değil uçarak giderdim kesin.
Aşağı indiğimde Mükerrem teyze baş köşeye oturmuş kitap okuyordu. Ne görmüş insan ya! Anneme kitap okutmaya kalksam ‘’Benim yaşım geçmiş okumaya ihtiyacım mı var senin okuman gerekir öğrenci sensin. Öyle kitap okuma hem sen ders kitaplarını oku emi evladım. Of Zeynep zamanımı çalma benim yemeğim var bulaşığım var onca elbiseyi dikmem var alışverişim var alışverişin dönüşü var heeeey!’’ diyordu. Bense ‘’he anne he ondan’’ deyip bi ya havle çekiyordum. Cahil qaDıN! :