Alexandros

3.6K 315 628
                                    

17 saat sonra
Bakışlarımı zemine çevirdiğimde sanırım Anysia'nın sorusunun cevabı apaçık ortadaydı. Anysia tekrar "Alison hey ! Sana diyorum ! Bir şey buldun mu !" bakışlarımı odada çevirdiğimde kendimi tanımadığım bir cesete kilitlenmiş bir şekilde buldum. Arkamdan odaya girdiklerinde cevap tam karşımızdaydı.
***
Dionysos ve Jason'ı takip ederken bir yandan da Anysia ile Logan hakkında konuşuyorduk. Birlikte olmalarının üzerinden uzun bir süre geçmişti ve Anysia sanırım sadece Logan'dan bahsederken bu kadar gözlerinin içi gülüyordu. "Çocukluğunu hatırlıyor musun ?" dediğinde sorunun cevabı beni rahatsız etmişti. Logan sonradan hayatıma dahil olmuştu. Varlığından bile habersiz büyümüştüm. Ayrıldığımız zamanı ve öncesini hiç hatırlamıyordum. Logan hayatımdaki en kıymetli parçaydı. Bana bağlı tek parça. Öz ailem diyebileceğim tek parça. "Ben pek bir şey hatırlamıyorum Anysia. Hepimiz üstünde yapılan şu hafıza büyüsü..." Anysia durgunlaştığımı anladığında başını aşağı yukarı salladı. Tam olarak konuyu kapatacağını düşündüğümde ise bir anda kendisinden bahsetmeye başladı. Kimsenin bilmediği kendi geçmişinden... "Ben de pek bir şey hatırlamıyorum. Ara sıra gelen görüntüler dışında." Jason ve Dionysos bizden biraz daha uzaklaşmıştı. Konuştuklarımızı duymadıklarından emindim. Merakla Anysia'ya döndüğümde "Nasıl görüntüler Anysia ? Bir dakika geçmişe dair mi ? Senin geçmişine ?" Anysia anlatıp anlatmamak arasında gidip geliyordu. Tedirgin bir şekilde Jason ve Dionysos'u son kez kontrol ettikten sonra "Kesit kesit. Bazen objeler bazen bazı mekanlar ve insanlar..." ormanlık alana girdiğimiz esnada Jason arkaya dönüp sessiz olmamızı işaret etti. Başımla onaylayıp sesimi alçalttım. "Anysia biraz daha açar mısın genel konuşmayı bırak neler oluyor ? Bu tedirginliğin niye ?" Anysia yavaşça durdu gözlerinde yaşlar vardı. Bir anda bu duruma nasıl geldi olay anlamasam da korkuyla söyleyeceklerini bekliyordum. "Sarışın bir kadın , mavi gözlü sarışın bir kadına hizmet ediyordum. Savaşçıları vardı. Neredeyse bizim bütün ordumuzun beş katı kadar savaşçı... Bir de sürekli yanında dolaşan kendisi gibi giyinen 4 farklı savaşçı daha... Yaşlı bir adamın beni bir kapıya götürdüğünü hatırlıyorum. Sonrasında sizin yanınızda buldum kendimi. Oraya geri döneceğimi gördüm Alison sorun nasıl döneceğim. Ally... Ally ben... Logan'ın cesedini geri götürüyorum." son sözleri suratımda tokat etkisi yaratmıştı. Baştan aşağıya kalakalmıştım. Jason'ın seslendiğini duysam da tepki veremiyordum. "Sen , sen ne diyorsun Anysia ?" Jason kolumdan sarstığında hala Anysia'nın ifadesine odaklanmıştım. Çaresizce karşımda durmuş vereceğim tepkiyi bekliyordu. Anlattığı için pişman olmuş bir tavrı vardı. "Hey size sesleniyorum ! Böyle durmaya devam ederseniz 5 Aris'in de sadece ölümlerini izleyeceğiz." başımla onaylayıp Dionysos'a doğru yürümeye başladığımda Jason'ın Anysia'yı tekrar sorguya çektiğini fark ettim ama en ufak bir laf bile alamadı ağzından. Anysia'nın bunu başka kimseye söyleyebileceğini sanmıyordum. Göreceği tepkiden korkuyordu. Hele ki benim tepkimden sonra...
***
"Karanlığa teslim olunduğunda
Ruhun kanı akıtılıp suya karıştırıldığında
Uyuyan uykusundan uyandığında
Sonsuz savaş başlayacak
Rüzgar alevi söndürecek ve
Her şeyi bir çift kanat sonlandıracak.
Kutsal kılıç tarafından öldürülecek
Ateş harlanıp dalgaları yok edecek
Ölüler tamamlandığında
Yaratılmış ya Ariçem'i kurtaracak ya da yok edecek.
Gece şeklini aldığında
Anahtar kehaneti duyacak
Tayfun kaostan gelecek
Yaratılmış , Triptolemus'a güç verecek
Çiğ et yiyenler yeryüzüne çıktığında
Masumlar bilinmeyeni çözemeyecek
Anahtar en güçlüye boyun eğecek
Pandora armağanı emanet edecek
Aldara karar verdiğinde
Ay tamamlanacak
Ya kayık batacak ya nehir kaybolacak." Dionysos baştan sona kehaneti mırıldandığında cümleleri kafamda oturtmaya çabalıyordum. Yürümeye devam ediyorduk. Dionysos'un yanında kalmam sanırım şu an benim için daha iyiydi. Anysia'ya ne diyeceğimi bilmiyordum ne tepki vereceğimi de. Kalbini kırmak istemiyordum ama şu an konuşmalarıma dikkat edebilecek bir kafada değildim. Ormanın derinliklerinde sayılırdık. "İlk adres." diye parmağıyla işaret ettiğinde görünürde hiçbir şey yoktu. "Odaklan Ally." diye fısıldadı omzumun üstünden Jason. Büyü ile gerçeklik Ariçem dünyasında örtülebiliyordu. Bakışlarımı sabitlediğimde her şey netleşmeye başladı. Yıkık dökük bir kulübe vardı. Birkaç odadan oluşuyordu. Jason ve Dionysos önden biz arkalarından içeri girdiğimizde odalara dağıldık. Sonda kalan kapıya yöneldim. Anysia "Herhangi bir şey buldunuz mu ?" diye seslendiğinde duymamazlıktan gelip bakışlarımı zemine çevirdim. Sanırım Anysia'nın sorusunun cevabı apaçık ortadaydı. Anysia tekrar "Alison hey ! Sana diyorum ! Bir şey buldun mu !" bakışlarımı odada çevirdiğimde kendimi tanımadığım bir cesete kilitlenmiş bir şekilde buldum. Arkamdan odaya girdiklerinde ise cevap tam karşımızdaydı.
***
Şu ana kadar 3 Aris'in mekanını kontrol etmemize rağmen elimizde sadece tanımadığımız bir Aris'in cesedi vardı. Diğer iki alan boştu ve sanki yıllardır kimse uğramamış gibi tek bir iz bile yoktu. 4. alana yaklaştığımızda herhangi bir şey bulabileceğimize dair içimde hiç umut yoktu. Etrafı kontrol etmek için bakışlarımı çevrede gezdirdiğim sırada "Hey sen ! Sen Yaratılmış olan kızsın değil mi ?" hızla arkamı döndüğümde Jason aynı hızda yanıma geldi. "Hey hey ahbap sakin ol ! Kız arkadaşına bir şey yapacak olsam böyle açık alanda seslenmem." Jason yine de tedirgin bir şekilde çocuğu izliyordu. Dionysos birkaç adım öne çıkarak "Alison'ı nereden tanıyorsun ?" diye sorduğunda çocuk omuzlarını silkti. "Tanımayan kaldı mı ?" verdiği cevap olağandı. Çocuk rahat tavırlar sergilese de ayakkabıları çamurla kaplıydı. Kıyafetlerinde yırtıklar vardı ve sırtında küçük bir çanta taşıyordu. Ya birinden kaçıyordu ya da çatışmaya girmişti. "Seni buldular değil mi ?" Jason'ın sorusu çocuğu anlık bir gerginliğe sürüklese de derin bir nefes verdi. "Diğer çocukları aramanızı tavsiye etmem. Sırayla her birini öldürdüler. Hep onlardan bir adım geride kaldım." çaresizlik ve öfkeyle doluydu sesi. "Sen Bitki Elementi Aris'i misin ? Kayıp olan Aris ?" çocuk hafifçe gülümseyerek "Ta kendisiyim. Adım Alexandros. Bu arada Alison asıl görevim seni uyarmaktı. Düşündüğünüzün aksine Lucifer'ın istediği beden seninki değil."
#alexandros

ARİÇEM 3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin