Birkaç Kelime

4.3K 363 971
                                    

Ölüm :
1.
İnsan, hayvan, bitki gibi herhangi bir canlının yaşamının tam ve kesin bir biçimde sona ermesi.
2.
Ölme biçimi.
Sanırım kendisi dışında birçok kelimeyi de içinde barındıran nadir sözcüklerden. Üzüntü , gözyaşı , acı , çaresizlik , korku , ağlamak... Gibi birkaç kelime... Baktığında sadece harflerden oluşan bu sözcük bana ve çevremdeki tüm sevdiklerime saydığım ve saymaya devam edebileceğim o birkaç kelimeyi yaşattı. Ki şu anda da durumumuzun pek de farklı olduğu söylenemez. Ortak salonda oturmuş elbisemin kumaşıyla oynuyordum. Siyah pek sevdiğim bir renk değildi. Anysia odaya girdiğinde gözyaşlarımı göstermemek için başımı biraz daha aşağıya eğdim. Çıkıp gitmesini ya da o anki durumla alakasız bir şey söylemesini beklerken bir anda yanıma gelerek bana sarıldı. Ben daha ne olduğunu anlamadan... Sesinden ağladığı belli oluyordu ki Anysia hiçbir zaman o ana uygun davranışlar sergilemezdi. Henüz nedenini bilemesek de tuhaf ve hatta bazen komik sayılabilecek davranışları vardı. "Hey Ally , Andela böyle olmasını istemezdi." diye fısıldadı. Bakışlarımı yerden kaldırmadan Jason'a söylediğim şeyin aynısını söyledim. Hissettiğim buydu çünkü. "Onları daha erken görseydim ya da daha erken anlayabilseydim şu an yaşıyor olabilirdi." dediğimde Anysia buruk bir şekilde tebessüm etti. Şaşkın şaşkın suratına baksam da ifadesinde gördüğüm şefkat ve sevgiydi. "Herkesi kaybediyorum. Çevremdeki herkesi ve kimseyi de kurtaramıyorum. Ne anlamı kaldı ? O kadar görevin bu kadar çabanın ? Hepsi boşuna. Daha kendi arkadaşlarımı koruyamazken..." sesim beklediğimden sert çıkmıştı. "Hey , saçmalamayı keser misin ? Dediklerinin hiçbirine katılmıyorum ve kimsenin katılmayacağından da eminim. Ava'yı tanımıyorum ama bugün burada olsa senin yanında olacağından eminim. Jackson'ı da tanımıyorum ama seninle gurur duyduğundan eminim. Andela'yı çok iyi tanıyorum ve bugün burada olsa onu kurtarmak için her şeyi yaptığını söylerdi. Alison senin seçilmiş olman kusursuz olacağın anlamına gelmiyor. Hatalarınla doğruyu bulman anlamına geliyor. Şimdiye kadar ben kesinlikle batırmıştım. Her defasında bir şekilde ellerinden kurtulmayı başardın , her görevden bir şekilde geri dönmeyi başardın evet kaybettiğin insanlar olmuş ama kurtulanlardan koca bir aile içeride seni bekliyor. Kim ne der veya nasıl görür bilmiyorum ama seni tanıdığım kadarıyla ki bu kadarı yeterli oldu , başaracağından eminim Ally. Herkesin zayıf tarafları vardır. Her seferinde yıkılman , her seferinde kendinden kayıplar vermen sonunda kazananın sen olmayacağın anlamına gelmiyor. Kahramanlar bile kusursuz değil bak içeride biri." Percy'den bahsettiğinde istemsizce kıkırdadık. "Benim tanıdığım Alison pes etmez , bırakmazdı." ayağa kalktığında gülümseyerek kapıya yürüdü. Gözlerimin dolduğunu hissetsem de bu sefer kendimi sıkmadım. "Herkes içeride ve seni bekliyor." diyerek çıktığı anda gözyaşlarım da serbest kaldı. Sanki ağlayacak tek bir damla kalmayana kadar ağladım. Sevdiğiniz ve kaybettiğiniz insanların sanırım sizi hala sevdiklerini duymanız daha çok ağlamanıza neden oluyordu. Galiba ölümün içinde barındırdığı onca kelimenin sebebi olan tek bir kelime vardı : Sevgi.
***
"Günaydın Alison." sesin geldiği tarafa şaşkınlıkla döndüğümde Theron bana sırıtıyordu. "Hey ! Sen normale dönmüşsün !" sarıldığımda gülerek bana karşılık verdi. "Aynen sürekli aynı şekilde durmak bayağı rahatsız edici. Şey bu arada Andela için üzüldüm." diyerek elimi tuttuğunda hafifçe tebessüm ettim. "Gel kahvaltı hazırmış." diyerek basamakları inmeye başladığımda "Ben atıştırdım bir şeyler , Riddle antrenmanları tamamlamam gerektiği konusunda son derece ısrarcı , bilirsin." diyerek gözlerini devirdi. Gülerek elimi salladım. Hızla mutfağa giden basamakları inerken Andela'nın ismini tekrar duymak yine içimdeki kırgınlığı geri getirmişti. Üstünden 3 hafta geçmişti... Hayatımızda değişen hiçbir şey yoktu. Sadece toparlanmamız için Riddle görevleri ertelemişti ki bugün son gündü.
"Herkese günaydın !" diyerek içeri girdiğimde Logan üzerime atladı. Percy masanın üstüne oturmuş çikolata kasesini kaşıklarken Jason ile bir şeyler konuşuyordu. Jason'ın yanına gitmeye çabalasam da üzerimde Logan varken pek mümkün olmuyordu. "Şu kızın üstüne atlamayı bırak. Koskoca Ariçem tarihi ve Dünya tarihi bu kızın elinde ve sen o kızı bir gün sakat bırakacaksın." Percy'nin dediğine herkes gülerken Logan bana daha sıkı sarılıyordu. Jason ayağa kalkıp kahve makinesinin o tarafa geçti. Bakışlarını bana çevirdiğinde gözlerimi kırparak "Olur." demeye çalıştım. Mutfağın teras kapısı açıldığında Anysia içeri girdi. Eğitimden geldiği her halinden belliydi. Herkese gülümsediğinde Logan bu sefer de koşarak onun üzerine atladı ki benden farkı Anysia gayet kolaylıkla Logan'ı kucaklamıştı. Dios benim arkamdan içeri girdiğinde ikisine tuhaf tuhaf baktı ama kafasını sallayarak hiçbir şey demedi. Hızla kahvesini alıp teras kapısından çıktığında herkes kahkahayı bastı. "Biraz önce ilişkinizle bir Tanrı'yı tepkisiz bırakmayı başardınız , bravo ! Bizden ümidi kestiler." herkes gülüyordu. İstemsizce kıkırdarken Jason elinde kahveyle yanıma geldi. Dışarı çıktığımızda eğitime giden ve geri dönen Arisler vardı her tarafta. "Saat kaç gibi ayrılıyoruz ? Riddle söyledi mi ?" dediğimde "Planlar değişmiş sanırım gece yola çıkıyoruz. Anysia , Logan ve Noah da bizi arkadan takip edecekmiş. Böylesi daha güvenli olur dedi Riddle." başımla onayladığımda Noah'u kahvaltıda da göremediğim aklıma geldi. Ne kadar Jason ile aramızdaki zihin bağını Dard bir şekilde engellemiş olsa da Jason ifademden bazı şeyleri çıkarabiliyordu. "Merak etme Alison. Toparlayacaktır." Noah , Andela'yı kaybetmemizin ardından çok zor günler geçirmişti. Logan ve Jason'ın onu toparlamak için gösterdiği çabaların çoğu boşa gitse de son bir haftadır sanırım daha iyiydi. Eğitim alanına girdiğimizde Ladon'un Arislerle oynadığını gördüm. Boynundan devasa bir zincirle bağlı bile olsa halinden gayet memnun görünüyordu.   Dionysos'u gördüğümde ise gülümseyerek bize el salladı. "Ally , üçünüz görevdeyken sanırım Percy ile aranda bir gerginlik yaşanmış ?" Jason aklına bir şey takılmış gibi sormuştu soruyu. "Evet , küçük bir şeydi. Paeon ayrılmadan önce çantama bir not bıraktı. Sen ve Percy dışında kimseye söylemememi istedi. Yanımızda Dionysos da olduğu için tabiki o da öğrendi. Ama garip bir şekilde Percy daha çok tepki gösterdi. Yani şu Dysdaimon kanına sahip olma konusuna... Anlam veremesem de üstünde durmadım." diyerek bakışlarımı ona çevirdim. Jason sanki aklında parçalar yerli yerine oturuyor gibi birkaç saniye duraksadı. "Seninle alakalı değil Alison. Yani tabiki seninle alakalı ama sanırım onlardan birine dönüşmenden korkmuş." dedi. Kahveden bir yudum daha alıp "Neden ki ? Yani Dysdaimon kanından kimi tanıyor veya ne alakası olabilir ?" diye sorduğumda Jason hafifçe tebessüm etti. "Percy'nin geçmişi hakkında pek fazla bir şey bilmiyorsun değil mi ? Neden bizim dışımızda kimsesi olmadığını ya da neden Kahraman olarak anıldığını ?" başımı iki yana salladım. Gerçekten de bilmiyordum ve sorgulamak pek aklıma gelmemişti. "Lucifer'ın elinden sağ kurtulan tek kişi Alison. Tüm ailesi ve sevdiği herkes teker teker öldürüldü. Percy de karşılığında Lucifer'ın tek oğlunu öldürdü. Ariçem Meydan'ında can çekişmesini herkese izletti. Kimsenin o görüntüleri unuttuğunu sanmıyorum. Lucifer'ın da... O günden sonra Percy kahraman olarak anılmaya başladı. Lucifer'ın tek hedefi haline geldi. Ama bugüne kadar yakalanmadı." Percy'i ne kadar tanımadığımı düşünürken bulmuştum kendimi. Bana verdiği tepki bu yüzdendi. Ailesini yok eden , hayatını mahveden bir soya bağlı olduğum içindi. "Peki ya bulursa ? Yani Lucifer , Percy'i yakalarsa ?" Jason'ın ifadesi anlık olarak değiştiğinde gelecek cevabı sanırım ben de biliyordum : "Onu öldüreceğini sanmıyorum Alison , o kadar merhamet göstermez."

#Percy'ningeçmişi

ARİÇEM 3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin