Ali
Işimi bitirip Hastahanenin Cafesine inmiştim. Sonra ordan çay alıp boş bi yere oturmuştum ki, arkamda iki hemşireyi konuşurken duymuştum.
"Ay Ali hocaya bak sen. Adam hem başarılı hem de baya yakışıklı."
"Aynen öyle. Ama maalesef, adamın karısı var. Zaten bizde nerde o şans Ali Asaf hoca gibi birini bulmak..."
Ne demişlerdi demin? Karısı mı var? Arkamı dönüp onlara seslenmiştim. Ikiside şaşırmıştı ve sonrada yanıma gelmelerini istedim.
"Buyrun Hocam."
"Özgül sen az önce ne dedin?"
"N-ne dedim?"
"Özgül bak az önce ne dedin, tekrarla diyorum sana."
"Hocam şey ya..."
"Hadi kızım söylesene!", Pelin dayanamayıp kendisi söylemişti.
"Hocam Özgül şey diyordu, sizin karınızın olduğunu ve onun karşına sizin gibi birsinin çıkması imkansız olduğunu."
Sonra da bunun üzerine gülmeye başladı. "Karım mı?"
"Evet Hocam, noldu ki?"
"Kimden duydunuz bunu?"
"Bahar Hocam sizin telefonda birine Hayatım dediğinizi duymuş." Özgül yine konuşmaya başlamıştı. Aklına tek ve onun için çok değerli kuzeni gelmişti. Hastahane'ye geldiğinde beni aramıştı ve kapatmadan önce o bana 'Canım' demişti bende şakasına 'Hayatım' demiştim ve sonrada gülüp kapatmıştık. Demek bana bundan dolayı soğuk davranıyorsun Eylül.
"Bakın Kızlar. Siz her duyduğunuz şeylere inanmayın. Benim Hayatım dediğim kişi kuzenimdi ve sadece şakalaşıyorduk. Ne evliyim, ne de Sevgilim var. Dedikodu yaymayı da bırakın!" Diyip tam gidiyordum ki, arkadan Samet seslendi.
"Hocam hemen Acil'in önüne gitmemiz gerekiyor, Hasta geliyormuş!" Kafamı sallayıp Acil tarafına gidiyorduk.
"Bilgi ver."
"Hocam bize gelen Bilgi'ye göre burda Doktor olarak çalışıyor. Ve Olayı görenlerde bir Arabanın bilerek Doktorun arabasına ilerleyip kaza yaptırdığını gördüklerini söylemişler. Kazayı yaptıran Adam Olay Yerinde Ex olmuş."
"Başka Bilgi var mı?" Diye sordum ve bana "Maalesef Ali Hocam." demişti.
Acilin önüne indiğimizde Ambulansı bekliyorduk. Bir kaç Dakika sonra Ambulans gelmişti ve Görevliler Kapıları açıp, Sedye'yi yere indirdikten sonra gördüm ki, Kaza yapan Kişi Eylül'müş...
Dakikalarca kendime gelemedim ve sadece Eylüle bakıyordum. Kafası Kan içindeydi ve hâlâ kanıyordu. Kollarında yaralar vardı ve Boynunda bir Kesik vardı. Ne istemişlerdi Mavim'den? Selim Abimin "Ali kendine gel! Ali!" demesiyle kendime sonunda gelmiştim.
"Durum ne?" diye sormuştum Görevliye.
"Hocam, Kollarında ve ayrıca Boynunda Kesikler var. Kafasında da derin bir Yara var, Kanama devam ediyor. Bulduğumuzda Bilinci kapalıydı."
Ben devam edicektim ki, Selim Abi sözüme girdi. "Tamam, hemen Acile alalım, ayrıca Samet sende Ameliyathane'yi hazırlat, Ameliyat etmemiz lazım, iç kanaması olabilir."
Eylül'ü içeri alıyorlardı, bende hemen arkalarından gelmiştim. Orada Müdahale etmeyi başlamışlardı, bende hâlâ ağlıyordum. Elime Eldivenleri giyip yanlarına gittim. Yarayı tam temizleyecekken Selim Abi durdurdu beni. "Hayır Ali! Senin Müdahale etmeni istemiyorum!"
"Ne?"
"Öyle. Bu Hasta benim ve bende senin yardımını istemiyorum. Çünkü şuan normal değilsin. Sağlıklı düşünemiyorsun!"
"Abi saçmalama! Eylül o! Sevdiğim kadın!"
"Ali. Ben senin iyiliğini istiyorum. Lütfen çekilirmisin."
Hâlâ orda duruyordum. Gitmicektim. Ama Selim Abi Hemşireyi çağırıp beni oradan uzaklaştırmıştı. Şu an kimseye karşı gelemiyordum. Çünkü sadece Eylül'ü düşünüyordum. "Kim yapar bunu sana Eylül? Kim? Ne istiyorlar senin gibi Melek bir Kızdan?" Ağlıyordum hâlâ. Sonra önümden Sedyenin üstündeki Eyül ile gitmişlerdi, Ameliyathane'ye doğru. Hemen Izleme Odasına girip gelmelerini bekledim. 25 Dakika sonra gelmişlerdi. Eylül'ü öyle görmeye dayanamıyordum. Oğuz, Selim Abi, Samet, Alp...
"Herkes o Ameliyatta, peki ya ben neden değilim?"diye kendi kendime konuşuyordum.
"Bana'da izin vermediler. Yalnız değilsin."
Arkama baktığımda Bahar'ı gördüm. Onunda Gözleri ağlamaktan şişmişti. En Son duyduğumda Bahar ve Eylül'ün yıllar sonra bugün barıştıklarını duydum. Onlar adına sevinmiştim. Ama beraber hiç Vakit geçiremeden o Kaza olmuştu. Sonra aklıma yine Bahar'ın yaydığı Dedikodu geldi. Ali Hoca Evli, ya da Sevgilisi var. Birisine Telefonda 'Hayatım' dedi!
"Ya sen neden bilmeden Dedikodu yayıyorsun? Senin yüzünden Eylül benim Sevgilim varmış biliyor! Ve şimdide onu kaybetme korkusu yaşıyorum!" Bahar bana öylece bakıyordu.
"A-ama evlisin. Yani, birine Hayatım dedin!"
"Ya sen konuyu biliyorsun sanki! 1. Hayatım dediğim kişi benim Canım Kuzenim 2. O bana Canım dedi bende Hayatım. Şakalaştık yani!"
"B-ben bilmiyordum Ali. Özür dilerim. Bende sizin mutlu olmanızı istiyorum. Çok özür dilerim!"
Ağlamaya başlamıştı. Bende dayanamayıp ona sarıldım. Birbirimizi çok iyi anlıyorduk. Çünkü ikimizinde çok değer verdiği birisi Ölüm ile yarışıyordu.
Ameliyat çoktan başlamıştı. Sarılırken Ameliyathane'den bir Ses geldi. Nefret ettiğim bir Ses. Düz çizgi. Eylül'ü kaybediyorduk. Hemen Cam'ın önüne yapıştım.
"Kurtarın onu!", diye bağırmıştım. Bahar da "Eylül...", diye ağlamaya devam ediyordu. Selim Abi Kalp masajına başlamıştı. Ama geri gelmiyordu. 5 Dakika böyle devam etti. Sonra Selim Abi bıraktı.
"Hayır! Hayır! Hayır! Selim Abi devam et!", diye devam bağırıyordum. Ama o Bana sadece üzgün bi şekilde bakıyordu.
Hayatımda belki en çok sevdiğim Kişi benden gitmişti. Ve bir daha dönmemek üzeri. Dayanamazdım ki ben. Onsuz bi Hayat... Tahammül edemem. Yapamam yani! Selim Abi Ameliyathane'den çıkmıştı. Ve bitti. Her şey bitti. Eylül ölmüştü. Gitme Eylül... Gitme!Eğer Sevdiğini hiç gitmeyecekmiş gibi seversen, gittiğinde de hep gelecekmiş gibi beklersin...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalp Atışı
FanfictionBi Insan neden nefret doludur? Yaşadığı acı yüzünden mi? Yoksa hiç görmediği ve bilmediği sevgi yüzünden mi? Peki ne zaman o büyük nefret ile yüzleşir? Intikamdan sonra mı? Yoksa aradığı sevgiye kavuşunca mı?...