Sonsuzluğa...

693 34 3
                                    

Eylül
Oda'ya girdiğimde Nisan'ın Anne ve Babası perişan bir halde ağlıyorlardı.
Ne oldu burda?
Ali'ye bakıyordum. O da her halde aynısını düşünüyordu.
Sonra beraber içeri girdik. Yatağın baş ucunda Sinan Bey. Ve Yatağın içinde birisi vardı, ama beyaz bir Örtüyle örtülmüştü.
Daha da yaklaştığımda Örtü'yü çektim.
Yatak'ta Nisan yatıyordu. Hareketsiz, Gözleri kapalı bir şekilde. Bu demek oluyordu ki Nisan ölmüştü.
Nasıl ya? Onun daha en az 5 Yıl'ı vardı!
Sinan Bey'e baktım. Sen yaptın!
Onun yanına gittim ve bağırmaya başladım. "Sen naptın da bu Kız öldü? Söyle naptın?"
Sinan Bey bana kötü kötü bakıyordu. Ama umursamıyordum, çünkü beni daha tanımıyordu!
"Tıpkı Babaannemi öldürdüğün gibi şimdi Nisan'ı da öldürdün! Katil!"
"Eylül, tamam. Sakin ol!" Ali beni sakinleştirmeye çalışıyordu.
Sonunda Sinan Bey'de konuşmaya başlamıştı: "Laflarınıza dikkat edin Eylül Hanım!"
"Dikkat etmesem ne yaparsınız? Beni de mi öldürürsünüz? Işte o biraz zor!"
"Bakın Eylül Hanım. Ben Nisan'ı kontrol etmek için geldim. Her şey gayet normal'di. Ama çıkacakken Kalp Krizi geçirdi. Bende Müdahale ettim, ama başaramadım!"
"Ya size ne benim Hastam'dan? Siz öldürdünüz onu! Ve merak etmeyin. Elbet bir gün gerçek ortaya çıkacak ve sizde Hapis'de sürünceksiniz! Ayrıca ne demek başaramadım? Nasıl bir Doktorsunuz siz?"
Oda'dan hızlı bir şekilde çıktım, arkamdan da Ali.
"Eylül, lütfen. Biraz sakin ol!"
"Ali nasıl sakin olurum ben? O Adam Babaannemi öldürdü. Yetmedi şimdi bir de küçük, masum bir Kızı öldürdü!"
"Belki gerçekten sadece yar-"
"Ali sus! Ne yardımı ya? Ben kötü bir Doktor değilim ki, benim yardıma ihtiyacım yok!"
"Tabiki yardıma ihtiyacın yok. Sen benim tanıdığım en iyi Doktorlardan birisin!"
Sonra beni Kollarına aldı. Hâlâ o kadar sinirliydim ki, her şeyi yıkasım geliyordu. Ama Ali'nin Kollarında çok daha iyi hissediyordum kendimi.
Beni Odama götürdü ve oradaki Koltuğa yatırdı.
"Bak, şimdi biraz dinleniyorsun. Bende senin yanında kalıyorum. Sonra beraber çıkıp bir yerlere gideriz, tamam mı?"
Kendimi o kadar güçsüz hissediyordum ki, sadece "Tamam." diyebildim ve Gözümü kapattım...

Uyandığımda Ali yanımda, Saçlarımı okşuyordu.
"Uyuyan Güzel uyanmış. Hadi kalk, gidiyoruz."
"Nereye ya?"
"Gel sen, gel!"
Elimden tutup beni dışarı çıkardı ve Arabasına bindirdi.
"E benim Arabam ne olacak?"
"Merak etme. Zaten yarın yine Hastahane'ye gelceksin. O zaman alırsın işte."
"Peki Hastahane'ye nasıl gelicem?"
"Ben varım. Seni seve seve getiririm."
Ve Arabayı kullanmaya başladı. 15 Dakika sonra Esma ve Benim Evin önünde durduk.
"Hadi üstünü değiştir, sonra geri gel. Ama bak güzel bir şeyler olsun!"
"Tamam, tamam. Bekle."
Arabadan inip, Evin içerisine girdim.
"Kızlar ben geldim!"
"Hoşgeldiiin!"
Salona girmeden direk Odama girdim ve bir şeyler giymeye başladım.
Sonunda siyah, dar, dizime kadar bir Elbise, altına siyah topuklu Ayakkabılarımı ve siyah bir Çanta aldım ve Kapıya yöneldim.
"Ben çıktım!"
Çıkacakken Esma ve Bahar geldiler.
"Ooo Eylül, nereye böyle süslenmiş?"
"Ya Bahar! Oyalama beni! Zaten Ali bekliyor, Adam beni beklemekten ağaç olmuştur!"
"Ali mi?"
Eyvah! N'aptım ben?
"Bir yere götürecekmiş, bana güzel giyin dedin, bende işte birşeyler giydim."
Esma çıldırmış gibiydi.
"Ay ay ay!! Kesin Evlilik Teklifi. Kesin!"
Sahi, ben neden böyle düşünmedim ya? Yok ama daha yeni Sevgili olduk saçmala Eylül!
"Esmaaa! Saçmalama sadece bir Yemek, bu kadar!"
"Tabii, tabii. Öyledir. Hadi neyse o zaman sen geç kalma!"
"Öptüm.", dedikten sonra dışarıya çıktım ve Ali beni bekliyordu.
"Yeni çok güzel olmuşsun Mavim."
"Teşekkürler. Ama biraz abartılı olmuş sanki.."
"Hayır Eylül. Gayet iyi ve şık olmuş. Hadi gel, bin."
Ali bana Kapıyı açtı ve içeri bindim, sonrada kapatıp kendi bindi.
Araba yolculuğu kısa sürmüştü ve geldiğimiz yer çok güzeldi.
Içerisi ama daha da güzeldi.
"Ali ben buraya bayıldım! Nerden buluyorsun böyle güzel Yerleri?"
"Sen yanımdayken, böyle senin gibi güzel ve şık Restoran bulmak çok kolay."
Ali'ye gülümsemiştim, onun Iltifatları beni o kadar çok mutlu ediyordu ki, anlatamazdım.
Bir Masaya oturduk ve Siparişimizi verdik, Yemekler geldi ve yemeğe başladık.
"Her şey o kadar güzel ki, bir şey olacak diye çok korkuyorum Ali."
"Merak etme, ben varken sana hiç bir şey olmaz! Ve artık hep yanındayım, söz.."
"Seni çok seviyorum."
"Bende seni çok seviyorum Eylül."
Ali Hesabı ödedikten sonra tam çıkıyorduk ki, beni durdurdu.
"Eylül, beklermisin?"
"Noldu?"
Bana biraz daha yaklaştı ve sonra da diz çöktü.
Allahım gerçekten evlilik teklifi mi geliyor?
O kadar çok sevinmiştim ki Yüzüm gülüyordu resmen.
"Ya Ayakkabı bağım açılmışta, şimdi sende önden yalnız çıkma, beraber çıkalım diye bekle dedim."
Yüzümdeki o gülücük söndü.
"Hee.. Tabi ya, beklerim sorun değil."
Ayakkabı bağını bağladıktan sonra dışarı çıktık.
Tüm yolculuk boyunca konuşmadık, daha doğrusu ben hep ters tepki verdim.
Sonunda Araba durmuştu. Ama benim Evimin önünde değil, burası başka bir yerdi.
Ilk defa kendi isteğimle konuşmaya başladım: "Neresi burası?"
"Evime hoş geldin Eylül!"
"Evin mi? Neden geldik ki?"
"Içeri gelirsen görürsün."
Başta istemesem de merakımdan Ali ile birlikte içeri girmeye kabul ettim.
Girdiğimizde her taraf karanlıktı.
Ve birden Lambalar açıldı ve herkes, Ali'de dahil, "Sürpriiiz!", diye bağırdı.
Bu gün özel bir Gün mü? Doğum Günüm? Hayır. Ne o zaman?
Herkese teker teker baktım.
Esma, Bahar, Oğuz, Samet, Selim Abi, Alp ve tabii ki Ali.
"Ne oluyor ya burda?"
Kimse Soru'yu cevaplamadan Ali yanıma geldi. Ve ilk önce bakıştıktan sonra, Diz çöktü. Ve artık hiç bir şey anlamıyordum.
"A-Ali?"
"Eylül... Hayatımın anlamı. Hatırlıyormusun, ilk karşılaşmamız. 12 Yıl önce, Sene 2005. Seni ilk gördüğüm An, Okul Kordidorunda. Ben işte o Gün, değiştim - senin sayende. O Günden beri seninle beraber o kadar çok şeyler yaşadık ki, artık anlatsam Sabah'a kadar sürer... Ve sonra ayrıldık. Benim salaklığım ve bencilliğim yüzünden. Seni bırakıp terk ettiğimden beri pişmandım ben. Yanına o kadar çok gelmek istedim ki, ama kendimden utanıyordum. Ve bi bakmışsın, 12 Yıl sonra karşılaşıyoruz, birlikte çalışıyoruz falan. Her şey değişmiş olsa bile, bizim sevgimiz, bizim Aşkımız değişmedi! Ve artık küçük Çocuk değilim, seni hiç bir daha bırakmak istemiyorum, Eylül Erdem. Sonsuzluğa kadar benimle birlikte 'Biz' olurmusun Mavim?"
Şok olmuştum 1-2 Dakika bir şey diyemedim. Sonra her şeyin farkına vardım. Ali bana Evlilik Teklifi etmişti. Büyük bir çığlıkla "Eveet!" dedim ve Ali'ye sarıldım, Ali'de Boynuma Öpücük bıraktı.
O An her halde Dünya'nın en mutlu Kadınıydım. Sevdiklerim yanımdaydı ve 12 Yıldır sevdiğim ve beklediğim Adam bana beklemediğim bir anda evlilik Teklifi etti...

Bizden daha güzel şarkı olmaz,
Bizden daha güzel şiir bulunmaz.
Film olsa aşk sen olurdun,
Kalp sen diye atar atar yorulmaz... Sana sevdalıyım işte ,
Göz gözü görmüyor burada,
Razıyım bir ömür senle sonsuzluğa...

______

Herkese merhaba,
Umarım Hikâyemi buraya kadar beğenmişsinizdir.
Istekleriniz, Fikirleriniz vs. olursa, bana yazın sizin Fikirleriniz benim için çok değerli.
Ayrıca şunu belirtmek istedim, Pazar'a (31.12) kadar yeni Bölüm gelmicek, çünkü uzun bir Bölüm ve Yılbaşı ile ilgili bir Bölüm olsun istiyorum.
Sevgiler

Kalp AtışıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin