Yüzleşme

692 34 9
                                    

Eylül
"Esma... Yalan olduğunu söyle! Şaka dimi, çok güzel bir Şaka, bende inandım. Esma! Desene Yalan, Şaka! Sana diyorum!"

"Ben gerçekten böyle kötü bir Haber vermek istemezdim Eylül'üm, üzgünüm."

Sinir'den nasıl bağırdığımı fark etmemiştim, tüm Hastahane Başıma toplanmıştı, bense yerde oturarak hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. O Adam benim Hayatımı çalmıştı, şimdi Yıllar sonra Yüzsüz bir şekilde geri gelmişti? Niçin? Hayatımı yine mi Elimden alacaktı? Ama bu sefer güçlü Eylül'düm, bu sefer o sürünecek'ti!
"Açılın! Herkes Işinin başına!" , Ali yanıma gelip, Yere oturmuştu. Onu bırakmayacak gibi sarıldım.
"Noldu Hayatım? Kim seni bu Hâle getirdi?"
"Ali, Babam dönmüş! Beni sokağa fırlatan Adam Yıllar sonra yine Istanbul'da!"
"Hocam Tomografi sonu-.."
"Samet, Hasta'yı başka birisine devr et. Eylül Hoca'nın dinlenmesi gerekiyor."
"Peki Hocam, ben bi Oğuz Hoca'ya gideyim."
Samet yanımızdan ayrıldıktan sonra bende Ali ile birlikte Hastahane'den çıktım. Onun Arabasına binip, Evin'e götürmüştü beni.
"Ali sana'da Zahmet oldu. Ben Evim'e giderdim."
"Saçmalama Eylül, ne Zahmeti! Senin Evin benim Evim, benim Evim senin Evin. Hem biraz Kafanı dinlersin, fena olmaz. Merak etme, ben Esma'ya az önce Mesaj attım, Haberi var."
"Peki, öyle olsun."
Beraber içeri geçtik, ben Salona geçtikten sonra, Ali'de Mutfağa girip bir şeyler hazırlamaya başladı. Hazırladıklarını getirip benim yanıma geldi ve Yemeğe başladık. Bittikten sonra Ali Tabakları alıp Masa'ya koydu.
"Şimdi ne yapmak istersiniz Eylül Hanım?"
"Bilmem ki, beraber sarılıp konuşabiliriz meselâ."
Bana sarıldı, bende konuşmaya başladım.
"Ali beni hiç bırakma tamam mı?"
"Asla. Ben o Hatayı sadece bir kere yaparım. Artık hep beraber."
"Hep beraber... Ali? Sence Babam neden geldi? Yine bana Zarar vermek için mi?"
"Bilemiyorum Hayatım, ama sen takma bunu o güzel Kafan'a. Hem ben yanındayım, hiç bir şey yapamaz sana."
"Iyi ki yanımdasın Ali. Sen olmasan ben n'apardım?"
"Böyle düşünme, bak ben burdayım."
Ona daha da sıkıca sarıldım ve Gözlerimi kapattım, beraber uykuya daldık...

Sabah uyandığımda yanımda Ali yoktu.
"Ali?"
Ses gelmedi. Ayağa kalkıp Mutfağa girdim. Kahvaltı hazırlıyordu, beni duymamıştı. Sessizce yanına yaklaştım ve Yanağını öptüm.
"Günaydın Aşkım."
"Günaydın Eylül, gel bak Kahvaltı bitti, hemen yiyelim, çünkü bir yere yetişmemiz gerek."
"Ne bu acele? Nereye gidiyoruz?"
"Sürpriz Hayatım, söylenmez."
Söylemeyeceğini bildiğim için daha fazla zorlamadım ve birlikte Kahvaltı yaptık. Hızlı bir şekilde Masayı topladık. Hiç bir şey anlamamıştım, ne oluyordu?
"Hadi Hayatım, bak geç kalacaz senin yüzünden!"
Saçlarımı bağlayıp, Montumu aldım ve Çantamı koluma taktım. Ali Kapıyı açtı, bende önden çıktım ve Araba'nın önünde bekledim. Ali'de geldiğinde Arabasına bindik ve Arabayı kullanmaya başladı.
"Eee artık anlatsan, nereye gidiyoruz?"
"Az kaldı, geldik sayılır."
"Ben ama dayanamıyorum. Söyle artık, lütfen Ali!"
"Hayatım bak geldik diyorum, az daha Sabır!"
Sonunda gideceğimiz Yere varmıştık, ve ben iyice şaşkına dönmüştüm.
"Ali sen ciddi misin?"
"Evet Hayatım, bugün sonunda Nikah Tarihini alıyoruz. Artık Vakti geldi, diye düşündüm."
"Güzel düşünmüşsün de, benim Kimliğimin yanımda olduğunu nerden biliyorsun?"
"Sen uyurken baktım, olmasaydı da Esma'yı arayıp ondan isterdim. Neyse artık iceri girsek, geç kalıyoruz."
Beraber içeri girdik ve Işlemler tamamladık'tan sonra benim Ev'e gidecektik.
"Inanmıyorum ya, 2 Hafta sonra evleniyoruz!"
"Evet, hep seninle artık, Sonsuz'a kadar."
"Ama Ali çok az kaldı, daha bunun Kız Istemesi var, Davetiyesi'dir, Gelinlik, Damatlık, Sonra birde Esma'lar."
"Merak etme, hallederiz. Bak şöyle düşündüm, bir Hafta'ya Kına Gecesi'ni yaparız, iki Hafta'ya da Düğün. Oldu'da, bitti işte."
"Kına? Kına derken?"
"Bildiğimiz Kına Hayatım."
"Yok Ali, ben sevmem Kına falan. Iğrenç kokuyor, hiç dayanamam."
"Eylül, o Kına Gecesi yapılacak!"
"Ya Ali hayır, istemiyorum! Sevmiyorum, böyle şeyleri."
"Peki, biz bunu Vakti Saati gelince seninle tekrar konuşuruz."
"Görüceksiniz Ali Bey. Neyse istersen gel, sana bir Kahve hazırlarım."
"Senin Elinden güzel bir Kahve... Olur."
Beraber içeri girdik, Bahar ve Esma daha burdalardı.
"Kızlar siz daha gitmediniz mi?"
"Gideriz de, sen bi gel bizimle."
Ali'ye gülümseyerek beni Mutfağa çekiştirdiler.
"Anlat, noldu!"
"Of Esma, ne olsun. Dün işte biraz konuştuk falan, sonra uyuduk. Sabah kalktık birlikte Kahvaltı yapıp çıktık."
"Düğün ne Zaman?"
"19.01"
"Ne? Iki Hafta kalmış! Eylül sen iyimisin? Biz nasıl hazırlanacağız iki Hafta'da? Daha Kız Isteme var, Kına var, bir de Düğün Telaşı!"
"Aynen Eylül, Esma haklı. Iki Hafta kime yeter?"
"Bahar! Sende Yangına körükle gitme! Ya Ali 'Ben hallederim' dedi, ayrıca Kına falan istemiyorum!"
"Eylül bak sinirlendirme beni! O Kına yakılır. Nokta!"
"Neyse tutmayın beni ben Ali'ye Kahve yapıyorum, isteyen?"
Ikiside Elini 'Ben' anlamlı Hava'ya kaldırdı ve içeri girdiler. Bende Kahveleri hazırlıyordum. Kahve'yi hazırlayıp, Tepsinin üstüne koydum ve içeri götürüp herkese dağıttım. Bende Ali'nin yanına oturup Kahve'mi içmeye başladım.
"Bak Eylül, şimdi seni Istemye gelince, böyle biraz nazikçe vereceksin Kahve'yi. Ne o öyle Odun gibi!"
Ali yanımda Esma'nın dediklerine gülüyordu, bende Kahvemi çok zor bir şekilde yutup Esma'ya 'Ali'nin yanında ne saçmalıyorsun Esma?' Bakışı attım.
"Esmam, Kahven soğucak, sen onu bi iç istersen."
"Tabii dur daha, tadına bakmadım. Bakalım güzel yapmış'mısın."
"Esma! Saçmalamayı keser misin artık?"
Ama çok geçti, Kahve'den bir Yudum alıp Yüzüme baktı.
"Eylül, Canım. Bunun Kahve olduğuna emin misin? Bu sadece az Kahve Aromalı Su!"
"Esma, bak ayıp oluyor. Sus ve Kahveni iç."
Bahar'da olmasa ben burda rezillik'ten ölürdüm her Hâlde.
"Biz artık kalksak mı Ali?"
"Yoo, iyi böyle. Esma anlatıyor, biz dinliyoruz."
"Yok, yok biz kalkalım artık. Hastalar bizi bekliyor."
Ali'yi Kolundan çekiştirip Kapıya kadar çıktık, Ali önden çıkmıştı bende Esma ve Bahar ile vedalaşıyordum.
"Görüşürüz Kızlar, Esma sana'da sağol, Adamın yanında beni bi Rezil etmediğin kalmıştı, onuda yaptın aferin sana!"
Ali Araba'da beni bekliyordu, bende hemen binip, Hastahane'ye gittik.
Ama girişteki Adam'ı gördüğümde tüm Mutluluğum kaybolmuştu.
"Ali geri dönsek?"
"Hayır, Eylül. Ben yanındayken Baban'la yüzleşeceksin. Ben senin Elini sımsıkı tutacağım ve hiç bırakmayacağım!"
"Tamam.."
Derin Nefes alarak yanına gittim, ağlamamak için kendimi çok zor tutmuştum.
"Ne istiyorsun?"
"Kızım.."
"Bana sakın Kızım deme! Anladın mı beni? Şimdi ne söyliceksen söyle ve git burdan."
"Eylül... Ben pişmanım, sana Babalık yapamadım diye pişmanım. Ve artık yanında olup, sana Babalık yapmak istiyorum, o sıcaklığı hisset istiyorum. Düğününde yanında olmak istiyorum..."
"Çok geç kaldın Ba-.. Vedat Erdem. Seni beni o Gün Çöp gibi Sokağa fırlattın. Hemde sadece o Nesrin Karısı yüzünden! Şimdi de Babalık mı yapmak istiyorsun? O Tren çoktan geçti Vedat Erdem!"
"Kızım lütfen bana bir Şans ver!"
"Git! Yoksa Güvenliği çağırmak zorunda kalırım!"
Ali ile birlikte hiç konuşmadan içeri geçtik.
"Ben bi Odama gideceğim. Sonra istersen bir Çay falan içeriz?"
"Olur, görüşürüz."
Odama gittim ve düşündüm. Neden geldiki şimdi? Para mı lazım? Başı mı sıkıştı? Noldu da Yüzsüz bir şekilde döndün Vedat Erdem?
"Of, her şey üst üste geliyor yeter ama!"
"Hoop Eylül Hanım. Neler üst üste geliyor, anlat bakalım."
Oğuz içeri girdi ve karşıma oturdu.
"Babam geldi, daha ne olsun?"
"Hıı şu Bahar'ın anlattığı Baba Meselesi. Takma Kafana, boş ver gitsin."
"Boş veriyorum da, bir An karşımda görünce beni nasıl dövdüğü, Sokağa nasıl attığı aklıma geliyor."
"Sen düşünme şimdi böyle şeyler. Bahar 2 Hafta'ya Düğün var dedi."
"Yani, evet. Her şey biraz hızlı ilerledi, Ali'nin işleri işte."
Kapı açıldı ve bir Ses "Ben orada Ali Ismini mi duydum acaba?", diye seslendi bize.
Ali gelmişti, ve Oğuz'da gidiyordu.
"Ben Âşıkları yalnız bırakıyorum, iyi Akşamlar size."
Oğuz gidince, bu sefer Ali karşıma oturdu.
"Sen gelmeyince Ben geldim."
"Ya özür dilerim, Oğuz'la Konuşmaya daldım."
"Sorun değil, alıştım zaten."
"Pardon? Ne dedin sen?"
"Yok bir şey. Bugün çok güzel olmuşsun dedim."
Ve Dudağımı öptü. Seni seviyorum Adamım... Bana bu Zamanlarda destek olduğun için teşekkürler. Iyiki varsın, iyiki yanımdasın...

• Sen Aşk ile kutsanan Güzel Kadın,
Ne güzel şey varlığın,
Dilime duadır Adın.
Olduğun yer Gönlümün mabedidir
Sanadır Kalbimdeki her atım...
Sen Ömrüme yazılan Güzel Kadın,
Ne güzel şey Varlığın,
Dilime Duadır adın.
Olduğun yer Cennetin Bahçesidir
Sanadır attığım her Adım.
Sevilmek ne çok yakışır sana,
Adının yanında ne güzel durur Adım.
Al Cennetine kabul et sen beni,
Seni çok seviyorum Güzel Kadın... •

Kalp AtışıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin