Bende...

913 41 3
                                    

Eylül
Ali Asaf'ın son dediklerine şok olmuştum. Ama daha da çok sevinmiştim.
Beni bunca Yıl unutmamış.
Ne diyeceğimi bilemiyordum. Ve o sırada zaten beni Kontrol etmek için içeri Oğuz girdi. Ve o An onun girmesine o kadar çok sevinmiştim ki, çünkü böylelikle Ali'ye cevap vermek zorunda değildim.
"Eveeet, Eylül Hanım. Ilk öncelikle geçmiş olsun."
Sonrada Kontrollerime başlamıştı.
"Gayet iyisin, merak etme. Seni üç Gün daha burda tutucam, sonrada çıkabilirsin."
"Sağol Oğuz... Ama sence üç Gün çok fazla değil mi?"
Oğuz konuşamadan Ali Laf'a girdi.
"Eylül! Çok zor bir Ameliyat geçirdin ve şimdide 'Üç Gün çok' diye ağlıyorsun. Sende biliyorsun ki dinlenmen lazım!"
"Evet, Eylül. Ali haklı. Hem sende Doktorsun bilmen lazımsın bunları."
"Offf.. Tamam ya. Zaten kaçış yok, o belli. Artık mecbur kalıcaz!"
"Ee neyse ben sizi baş başa bırakayım, benim işim var. Bahar'a bir uğrayayım."
Sonrada Oğuz pis pis sırıtarak çıkmıştı.
"E neyse, ben de Odama gideyim, mağlum Hastalar falan."
Ve ardından Ali'de çıkmıştı. Iyiki de çıkmıştı, çünkü kalsaydı ne yapacağımı bilemezdim.

3 Gün sonra

Bugün sonunda taburcu oluyordum! Yanımda biricik Arkadaşım Esma vardı. Ara sıra Bahar'da geliyordu, neticede artık barışmıştık. Bi kaç Dakika sonra Ali içeriye geldi. O da çoğu zaman yanıma geliyordu. Her halde başıma yine bir şey gelecek diye korkuyordu.
"Evet, Eylül. Bugün taburcu oluyorsun! Ama bak, fazla hareket yok, aksiyon yok ve ayrıca kendini çok yormucaksın. Anlaşıldı mı?"
"Tamam, tamam. Hadi siz çıkında, bende üstümü giyip bir an önce Işimin başına döneyim."
Ali bana son kez uyarıyormuş gibi baktı ve herkes dışarıya çıktı.
Esma bana kıyafetlerimi getirmişti. Bende açık mavi bi Bluz, siyah Kot ve siyah Spor Ayakkabılarımı giyip odadan çıktım. Kendi Odama uğrayıp, Beyaz Önlüğümu giydim. Ne kadar da özlemişim..
Odaya Esma girdi ve bi şey mi oldu diye merak etmiştim.
"Kuzum ben şimdi çıkıyorum, Café'ye üç gündür uğramıyorum. Gizem'e emanet ettim Café'yi."
"Gizem kim ya?"
"Hani şu bizim Komşu yok mu? O işte."
"E o Avukat değilmi? Ikisini nasıl idare etmiş?"
"Vallahi bilmiyorum, merak etme Esma, ben hallederim dedi. Umarım her şey yolundadır."
"Tamam o zaman sen git. Bi şey olursa ara!"
"Merak etme sen. Görüşürüz."
Esma gittikten sonra bende Odamdan çıkıp Acile inecektim. Bunun için Asansöre binmiştim. Asansör bir kaç Kat sonra durmuştu. Ve içeri Ali girmişti.
"Oo, bakıyorum da Eylül Hanım yine Iş başında."
"Tabii ki de. Bi kaç gün dinlendim, şimdi kendimi iyi hissediyorum ve bunun için de Işime kaldığım yerden devam ediyorum."
Ali bana biraz daha yaklaşmıştı ve Yüzümün önündeki Saçlarımı alıp Kulağımın arkasına atmıştı. Tıpkı eskisi gibi. O daha da yakınlaşırken Kokusu hep daha yoğun geliyordu. Çok özlemişim onun Kokusunu. Bana güven veriyordu, sevgi veriyordu ve yalnız olmadığımı gösteriyordu bu güzel Koku. Ben o An hiç bir şey yapamıyordum, sanki Elim Ayağım bağlıymış gibi.
"Eylül... Ben seni çok özledim...", diye fısıldadı.
"Bende... Bende seni özledim..."
Allahım, hayır ne dedim ben? Off salaksın Kızım ya!
Ali tebessüm etmişti ve her an Dudağıma bir Öpücük kondurabilirdi. Ama ben hazır mıydım buna? Karşımdaki Adam, sevdiğim Adam, beni terk etmişti. Şimdi de her şey eskisi gibi mi olacaktı?
O beni tam öpecekken Asansör durmuştu. Acile gelmiştik.
Şükürler olsun!
O An kurtulmuştum, ama biliyordum ki, bir dahakine beni öperdi. Çünkü artık biliyordu ki, bende onu hâlâ seviyordum.
Hemen Asansörden inmiştim, ve indiğimde tek duyduğum şey Ali'nin "Biliyordum!" demesiydi. Sonra Acile geldiğimde Oğuz ile karşılaştım.
"Hoş geldiniz Eylül Hanım."
"Hoşbuldum Oğuz. Ee ne var ne yok? Hiç Hasta yok mu?"
"Vallah inanırmısın hiç Hasta yok. Ilginç değil mi?"
"Şaşırdım. Normalde en az 5 Hastanın olduğu Acilde şuan hiç kimse yok!"
Ve tam Acil'deki Koltuğa oturacaktım ki, bir Ses duydum.
"Yardım! Yardım edin lütfen!"
Oğuz ve Ben hemen koştuk. Sesler Hastahane'nin girişinden geliyordu.
Oğuz hemen Hasta ile ilgilenirken ben yanındaki Kadına seslenmiştim.
"Hanımefendi? Hanımefendi noldu? Olayı anlatırmısınız?"
"Bende bilmiyorum... Kocam.. Kapının önünde bu Hâlde buldum..."
Kadın ağlıyordu, o kadar çok ağlıyordu ki devam edemiyordu. "Tamam, tamam. Bak şimdi sakin ol, güvendesiniz. Gel hadi Kocanın yanına gidelim."
Kadın ile birlikte Kocasının yanına giderken, hemen arkamı dönüp, bir Güvenlik Görevlisini çağırdım yanıma.
"Hemen Polisi arayın, Adam uyandığında Ifadesi alınsın, kim yaptıysa Cezasını çekecek."
"Tabi Eylül Hanım. Arıyorum şimdi."
Oğuz Adam'a ilk Müdahale'yi yaparken, bende Kadının yanında duruyordum.
"Merak etme, Kocana bişey olmayacak. Oğuz Bey Hastahane'nin en iyi Doktorlarından biri."
"Biz bir kaç Saat önce tartışmıştık. O da sinirlenip Ev'den çıkmıştı. Geldiğinde bu halde buldum onu.. Keşke hiç kavga etmeseydik. Şimdi bu halde olmazdık. Hepsi benim yüzümden! Benim yüzümden!"
Kadın daha da şiddetli ağlıyordu. Elindeki Cam Bardağını o kadar çok sıkmıştı ki, kırılmıştı. Eli Kan içindeydi ve hemen Yara Bandını getirdim ve Elini sardım.
"Birisi burdaki Cam Kırıklarını hemen alsın!"
Yer temizlendikten sonra Oğuz'a gidip Adam'ın Durumunu merak etmiştim.
"Adam iyi. Iç Kanama ve benzeri şeyler ile karşılaşmadık. Yaralarını temizledik. Ama yinede bir Gün için Yoğun Bakım'a aldık. Ne olur, ne olmaz."
"Iyi.. Iyi yapmışsın."
Sonrada bekleyen Karısına Haber vermiştim. O da hızlı bi şekilde Yoğun Bakıma gidiyordu. Fazla bişey yapmış olmasam da, yorulmuştum. Çünkü Yaralarım daha duruyordu ve ağrıyorlardı. Oğuz'a Haber verip Odama çekilmiştim. Orda Koltuğuma uzanıp biraz uyumaya karar vermiştim.
Gözümü açtığımda yanımda Ali'yi gördüm. Beni izliyordu, onu anlamıştım. Ama ne zamandan beri? Ve ben kaç Saattir uyuyordum?
"Ali..? Sen ne zamandır burdasın?"
Bana Cevap vermeden Dudağıma yaklaşıp beni Öpmüştü.
"Asansörün telafisi, Mavim."

Aldım başıma belayı
İlk günden belli biraz delisin
Biraz kendine has
Biraz maceracı...
Sesinde Aşk Var Bir ben duyuyorum
Kalbimde taşla yapamam Biliyorum,
Sabah olunca çık gel Bekliyorum...


Kalp AtışıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin