Ne Hakla?

955 42 6
                                    

Eylül
Ali'nin konuşması bittikden sonra, odadan çıkmıştım. O kadar kişi varken neden ben Ali? Neden?
Acile inerken Ali peşimden gelmişti. Ama ben onu görmemezlikten gelmiştim. Sonra kolumdan tuttu. "Eylül nereye?"Sertce Gözüne baktım.
"Müsade edersen Acile inip, hastalara bakmak istiyorum!"
"Neden benden kaçiyorsun Eylül?"
"Yıllar önce sevdiğim biri beni terk edip geri geldi. Şimdi karşımda duruyor ve bana 'Neden kaçıyorsun?' diye soruyor. Ne yapmamı bekliyorsun? Ayrıca sana ne ya? Neden deminden beri peşimdesin ya? Ne Hakla?" Acı dolu Yüzüne baktım. Ağlamak istiyordum. Ama güçlü durmak zorundaydım.
"Eylül... Ben pişmanım. O günden beri pişmanım. Özür dilerim."
"Pişman olsan ne değişir? Sen kararını vermişsin bile!" Arkama bakmadan hemen gittim. Ali lütfen benden uzak dur. Benim için... Çünkü böyle sana sadece daha çok bağlanıyorum..
Acile indiğimde iyi olmadığımı fark ettim. "Selim Abi? Acaba bi kaç saatlik beni idare eder misin?"
"Tabii ne demek, Eylülcüm. Ama sen iyimisin?"
Kafamı olumlu sallayıp ve teşekkür ettikten sonra Hastahaneden çıktım. Sahile inmiştim ve boş bir banka oturmuştum. Aklıma Ali ile birlikte eski ve güzel anılar geliyordu.

-Flashback-
Ali ve Eylül birlikte bisiklet sürüyorlardı. Eylül Dengesini kaybedince yere düşmüştü.
"Eylül! Iyi misin?" Ali bisikletinden inip Eylülün yanına koşmuştu. Sevgilisinin Bacağı hafif kanıyordu. "Ayağım acıyor biraz. Ama merak etme geçer şimdi, Gamzelim."
Ali Eylülün ayağına baktıktan sonra bi yara bandı sarmıştı ve sonra ona yürümekte yardım etmişti. Bisikletleri bi kenara koyup onları sonra alacağını söylemişti.
"Eylül, bak gerçekten iyisin dimi? Lütfen bi yerin acıyorsa söyle."
"Benim düşünceli Alim. Merak etme ben iyiyim. Yeterki sen yanımda ol!"
"Söz sevgilim. Seni hiç bırakmayacağım!" Eylül sonra Aliye sarılmıştı ve Ali Eylül'ü evine bırakmıştı.

-Flashback son-

Ama şimdi noldu? Hani hiç bırakmıcaktın beni? O sözüne noldu? Sana ihtiyacım vardı Ali...
Eylül ağlamaya başlamıştı.
"Eylül Erdem." Birisi bana seslenmişti. Göz Yaşlarımı silip o kişiye baktım. Bahar Tunç. Babaannemin katili'nin kızı. Onun bi suçu yoktu biliyorum. Ama çok öfkeliydim o gün ve olan olmuştu.

-Flashback-

Eylül Babaannesinin Ölüm haberinden sonra yerle bir olmuştu. Hayatındaki tek ailesi Babaannesiydi. Ve o ölmüştü. Eylül çok sinirliydi. "Senin Baban yüzünden! Her şey onun yüzünden! Baban bi katil anlıyormusun? Her şey sizin yüzünüzden!" Bahar şaşmıştı.
"E-Ey-Eylül, ne diyorsun sen?" Eylül Bahar'a çok öfkeliydi. Her an bi şey yapabilirdi. Ama kendisini zor olsa da tutuyordu. "Baban diyorum! Babaannemi öldürdü!" Bahar dona kalmıştı. "Ne?"
Eylül sinirden gülmüştü. "Bilmiyormuş gibi yapma ya!" Ve arkasına bakmadan gitmişti.

-Flahsback son-

O günden beri ne Bahar'ı aradım ve sordum ne de onu bi daha görmüştüm. Ve benim yüzümden arkadaşlığımız bitmişti.
"Bahar?"
"Noldu? Neden şaştın? Sonuçta bende Babamın Hastahanesinde çalışıyorum. Artık sık sık görüşürüz!" Tam arkasını dönüp gidiyordu ki, ben ona 'Dur' dedim.
"Noldu? 'Bahar beni lütfen kovdurtma!' diye yalvaracak mısın?"
"Hayır. B-Ben özür diliyorum senden Bahar." Bahar bana bi kaç dakika baktı. Her halde şaka yaptığımı zannediyordu. Yanıma oturmuştu.
"Sen ciddi misin?" Kafamı 'Evet' diye sallamıştım.
"Senin hiç bir suçun yok biliyorum. Ben o gün sadece çok öfkeliydim. Seni, canım kardeşimi hiç kırmak bile istememiştim. Ama ölüm'ü öğrendiğimde çıldırmıştım. O benim tek ailem'di!"
"Ben seni anlıyorum Eylül. Inan aynısını her halde bende yapardım. Ayrıca sen bilirsin beni, ben haksızlığa hiç tahammül edemiyorum! Babam olsa bile, birisi Babam ve ya başkası yüzünden haksız yere öldüyse o zaman hesabını verecek!"
"Yani barıştık mı?" Bi umudum vardı. Belki yine eskiden gibi olurduk. Bahar, Esma ve Ben. Hep beraber.
"Evet. Ben zaten siz olmadan yapamadım ki hiç!" Gülümseyip ona sarılmıştım. Yine her şey eskiden gibiydi. Ali hariç tabii.
"Olanları duydun mu?" Bahar bana bakmıştı.
"Evet. Ali geri döndü."
"Evliymiş. Biliyordun mu?"
"Evet, duydum." Bahar yine bana sarılmıştı. Sonra da gülmüştü.
"Amaan, boşver. Daha iyilerine layiksin sen Eylül'üm!" Beni ne kadar neşelendirmek istesede asla başaramazdı. Ama başarmış gibi yapıp güldüm. Ve Hastahaneye gitmeye karar verdik. Içeri girdik ve tam ayrılırken beklememi istedi.
"Bak ne yapalım. Işimizi bitirip biraz erken çıkalım, sonrada Esma'yı alıp bi yerlere gideriz. Hem barışmamızı kutlarız, hem de kafamız dağılır biraz..."
"Tamam olur. Yalnız böyle eğlenmek yok, bi restorana gider yemek falan yeriz."
Bahar gülmüştü. Her halde aklı eskilere gitmişti. Çünkü eskidende böyleydim. Gülerek gitmişti yanımdan. Bende odama çıkmıştım. Bi kaç hastam vardı onlara bakmıştım. Saat'in nasıl geçtiğini anlamamıştım bile. Hemen toparlanıp Hastahane'nin girişine inmiştim. Bahar daha ortalıkta yoktu. Iyi bari geç kalmadım. Giriş'deki koltuklara oturmuştum. O kadar yorgundum ki, oracıkta uyuya kalmışım...
"Eylül?" Gözlerimi açmıştım. Karşımda bana bakan Oğuz'u gördüm.
"Napıyorsun burda?"
"Ya Oğuz Bahar'ı bekliyorum. Hiç gördünmü?"
"Bahar mı? Kayıp mı? Noldu?" Hafifce bi gülmüştüm. Bahar'dan hoşlandığın çok belli Oğuz.
"Sakin ol bi. Benden daha fazla sen endişelendin."
"Haa.. Yok ya ben öyle merak ettim sadece. Hani arkadaş ya. Ondan."
"Tabi tabi. Sadece merak, sadece arkadaş." O anda Bahar gelmişti.
"Eylül çok özürdilerim, bi hastanın ameliyatına girmek zorunda kaldım da.. Işim uzadı." Sonra Oğuz'a baktı.
"Siz hayırdır bi sustunuz ya?"
"Oğuz seni merak etmiş'de gelmeyince. Böyle endişelenmiş..." Alttan alttan gülüyordum. Oğuz'da biraz utanmış ve bana kızgınca bakıyordu. Ay bu ne böyle ya. Oğuz Bahar'dan, Bahar Oğuz'dan hoşlanıyor ama itiraf etmiyorlar. Dizi mi bu ya?
Sonra sessizliği ben bozmuştum.
"Aman yeter ya! Siz birbirinizden hoşlanıyorsunuz ya! Bi konuşunda halledin şu meseleyi. Bahar ben kaçar, sizde bu meseleyi halletmeyip burdan ayrılmıyorsunuz!" Iyi yaptım ya.
Sonra ikisinide dinlemeden gitmiştim. Arkamı son kez döndüğümde ikisi oturmuş baya güzel sohbet ediyordu. Bende artık Esma'ya gidecektim. Kız meraktan çatlıyordu kesin. Arabama binimiştim ve yavaşca cafe'ye sürüyordum. Yolda önüme bi araba çıktı. Üstüme doğru sürüyordu. Düdüğe basıyordum. Ama o hâlâ hızlı bi şekilde sürüyordu. "Napıyor bu ya? Kaza olucak şimdi." Ve dediğim olmuştu. Araba'ya yol vermek için kenara sürmüştüm. Ama o da benim yoluma yine sürmüştü. Belliki birsi bilerek yaptırmıştı bunu. Ve olan olmuştu...

Bir kişinin kıymetini neden ya ayrılınca ya da öldüğünde anlarız? Yanı başımızdayken kıymeti neden bilinmez? Çünkü çok gururluyuz. Ve belkide bi gün bu gurur benim sonum olacaktı. Sevdiğim Adam'a doymayıp gidecektim, istemesem de. Ama belki de yaşadıklarımdan sonra sevdiğim Adam'a daha da çok bağlanıp mutlu olacaktım. Kim bilir?

Kalp AtışıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin