Eylül
Ali beni öptükten sonra kırmızı olmuştum ve biraz da kızmıştım. Sen dua et, seni hâlâ seviyorum. Yoksa seni döverdim!
Ali'nin yüzüne bakmadan hemen Odam'dan çıkmıştım.
Arkamdan "Beni seviyorsun Eylül Erdem. Bunu sen de biliyorsun, kaçma artık!" diye bağırmıştı.
Bende kendi kendime "Bana biraz Zaman ver Ali..", demiştim.
Sonrada önde Oğuz'u görmüştüm.
"Oğuz!"
"Hayırdır, Eylül?"
"Ya yapılacak bi şey var mı diye soracaktım."
"Yok. Bugün Nöbetçi Doktor sen değilsin, hatırlatırım. Bu demek oluyor ki, gidebilirsin."
"Peki, tamam. O zaman sonra görüşürüz." Tam gidecekken, bana "Bir Dakika Eylül!" dedi.
"Noldu?"
"Bahar'ı gördün mü? Çıkışta yemeğe gidecektim onunla.."
"Vay... Oğuz ve Bahar. OğBah."
"Ya Eylül ciddi bir şey soruyorum!"
"Tamam, tamam.", güldükten sonra devam ettim: "Görmedim. Ama Bahar'ı tanımıyormusun? O hep geç kalır."
Gidecekken Bahar geldi. 'Gördün mü?' diye işaret ettim Oğuz'a.
Sonra'da Eve gittim. Kapıdan girdiğimde karşımda Esma'yı gördüm. Sanki beni bekliyormuş gibi bakıyordu bana.
"Esma çok yorgunum, hemen söyle ne diyeceksen, çünkü çok uykum var!"
Esma en ince Ton'u ile konuşmaya başlamıştı."Eylüüül...Sen yine birliktemisin onunla?"
"Esma sen ne diyorsun? Kiminle?"
"Ali diyorum.. Yine eskisi gibi Sevgili misiniz?"
Kendimi Salon'daki Koltuğa atmıştım.
"Off Esmaa... Bilmiyorum, hiç bir şey bilmiyorum!"
Esma'da yanıma oturmuştu. Biraz üzülmüştü sanki. "Neden Kuzum? Kafanı karıştıran ne?"
"Ali beni 12 Yıl önce terk edip gitti. Şimdi yine geri geldi ve birlikte olalım istiyor. Ona nasıl güvenebilirim?"
"Ama seni seviyor! Ilk Gün ki gibi. Belkide bu Ayrılık size iyi geldi? Belki sizin Aşkınız bu Ayrılık yüzünden daha da güçlendi? Sende onu seviyorsun.. Inat etme Eylül!"
"Sorun hiç bir zaman bizim Aşkımız değildi ki! Sorun onun beni en kötü Günümde yalnız bırakması idi!"
"Ama şimdi yanında... Ve hep yanında olacak! Ben inanıyorum Ali'ye. Sizi artık hiç kimse ayıramaz!"
"Bilemiyorum... Ya beni yine terk ederse?"
Esma elini, elime koymuştu. Sonra sıcak bir Sesle konuşmaya devam etmişti: "Bence Ali hatasını anladı. Sence bir daha böyle güzel bir Kadını terk eder mi?"
"Sadece Zamana ihtiyacım var. Belki sonra Ali'yle yine eskisi gibi oluruz. Yeter ki bana biraz Zaman tanısın."
"Sen bilirsin Eylülüm... Sen bilirsin."
Esma'ya yatmak istediğimi belirterek Odama çekilmiştim. Üstümü değiştirip, Saçımı bağlayıp, Yatağıma yattım. Ve Ali'yi düşünmeye başladım. Gülüşü, Konuşması, Iş Konusundaki Yeteneği. Her şeyi! Ali hep mükemmeldi. Boşuna Esma ile ona Bay Mükemmel demezdik. Sonra aklım yine bugün ki Öpücüğe gitti. Her halde 12 Yıl sonra en Mükemmel 1 Dakikamdı.
Kendi kendime konuşmaya başladım. "Her halde konuşma Zamanı geldi. Yarın Ali ile konuşup, onu hâlâ sevdiğimi söylemek istiyorum artık. Bende mutlu olmak istiyorum! Belki Ali benim yanımda olsa yine eskisi gibi çok mutlu olucaz. Evet, yarın kesinlikle Itiraf edeceğim! Ama ya benimle sadece Alay ediyorsa? Belki de beni Üzmek için. Hayır ya. Yoksa neden öpsün ki? Ayrıca kaybedeceğim ne var ki? En iyisi açılmak olucak."
Bu düşünceler arasında uykuya dalmışım...Ertesi Sabah; Ali
Hastahane'de Nöbetçi olduğum için, Gecem orada geçmişti. Fazla yoğun olmasa da, bir kaç Hasta vardı. Sabah olmuştu ve artık Eve gidebilirdim.
Acaba Eylül'ü görüpte mi gitsem? Ama belki daha dünden utanıyordur falan. En iyisi Öğle Saatlerinde onunla konuşmak olacak.
Kararımı vermiştim. Evde biraz dinlendikten sonra, Hastahane'ye dönüp Eylül ile konuşacaktım. Hastahane'den çıkıp Arabama gitmiştim. Oradan da Eve gidiyordum. Arabayı kullanırken Esma arıyordu. Kulaklık takıp açmıştım Telefon'u.
"Efendim Esma?"
...
"Güzeel, Haber verdiğin için sağol. Ben bir şeyler yapmaya düşünüyorum. Ama senin yardımına ihtiyacım olabilir."
...
"Tamam, sağol. Sonra görüşürüz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalp Atışı
FanfictionBi Insan neden nefret doludur? Yaşadığı acı yüzünden mi? Yoksa hiç görmediği ve bilmediği sevgi yüzünden mi? Peki ne zaman o büyük nefret ile yüzleşir? Intikamdan sonra mı? Yoksa aradığı sevgiye kavuşunca mı?...