Eylül
Acil'e girdiğimde Sedyenin üstünde bi Adam yatıyordu, yanında Ali Müdahale ediyordu.
"Ali? Ne oldu? Ali ne oldu?"
"Bilmiyorum Hayatım. Hastahane Girişinde buldum!"
Yanına koşarak gittim ve Sedye'nin üzerindeki Adam'a baktım. Baba? Kalp Masajına başladı Ali, şu an Babamı kaybediyordum. Evet, belki bana hep kötü davrandı, ama o yinede benim Babam'dı. Hem son Zamanlarda değişmişti. Şok olmuştum, kıpırdamıyordum. Bi Babam'a, bi Ali'ye bakarken, oradaki Hasta Yatağın'dan destek alıyordum. Farkına varmadan yanıma Bahar gelip beni Kolumdan tutup, Yatağa oturttu.
Kendime geldiğimde her şeyin farkına vardım, şu An Babam ölmek üzereydi!
"Baba!!!"
Yanına gelmişken Ali Kalp Masajına devam ediyordu.
"Babaa! Baba! Lütfen geri dön! Babaa!"
"Eylül, Eylül sakin ol!"
Bir yandan Ali, Bir yandan Bahar ve Selim Abi beni sakinleştirmek istediler. Yapamadım, sakin olamadım. Ona en söylediğim Laflar, Sözler aklıma geldi. Ölseydi ben nasıl yaşardım? Bu Vicdan Azabı ile nasıl yaşardım?
"Kurtarın onu! Kurtarın onu, kurtarın onu!"
Dengemi kaybedip Yere çöktüm, heryer karanlık.Birisi Saçımı okşuyordu ve bana sesleniyordu.
"Eylül? Daha iyi misin?"
"Babam? Babam nasıl Ali!"
"Yoğun Bakımda, ama iyileşecek. Söz veriyorum."
"Neden hep benim başıma geliyor bunlar Ali? Hayat benden nefret mi ediyor?"
"Şşhh, öyle deme. Herkesin Sınavı farklı Hayatım, bak senden daha kötü Durumda olanlar var. Şükret."
"Biliyorum Ali, biliyorum. Ama herşey üst üste geliyor.."
"Tamam, hadi gel Baban'a bakalım."
El Ele Babamın yattığı Oda'ya yöneldik. Cam'dan ona bakıyordum, Gözümden bir Damla düştü.
"Özür dilerim Baba..""Abla?"
"Ipek?"
"A-Abla? B-Babam?"
"Üzgünüm..."
Iki Kardeş birbirimizi bir daha bırakmayacakmış gibi sarıldık. Birlikte Babam'a baktık. Saatler geçmişti ama o hâlâ olduğu yerde yatıyordu. Arkadan bir Ses yükseldi.
"Katil! Katil'sin sen!"
Ipek'ten ayrılıp arkamı döndüm. Nesrin gelmişti. Üzgündüm zaten, neden uğraşıyordu benimle?
"Evet! Hepsi benim yüzümden! Tamam, mı? Rahatladın mı?"
"Mahkemeler'de sürüneceksin sen!"
"Bilemicem artık sen mi ben mi?"
"Ne diyorsun sen be?"
"Yaptığın Suçlar yanına kalmıycak diyorum!"
"Abla! Abla Babam uyandı!"
Hemen Nesrinden uzaklaştım ve içeri daldım, Ipek arkamdan ve Kapıyı kapattı.
"Baba, Iyimisin?"
"Iyileşiyorum."
"Ben özür dilerim, benim yüzümden oldu!"
"Senin hiç bir Suçun yok, böyle deme..."
"Ama ben sana bağırmasaydım, seni kovmasaydım bunlar yaşanmazdı."
"Demek ki bazı şeyleri anlamak için yaşanması lazımmış.."
Babamın Elini alıp uzunca öptüm, belli etmesem de onu çok özlemiştim.
"Değerlerini kontrol edip çıkıcam, sen dinlenmene bak."
Elime Babamın Dosyasını alıp inceledim.
"Her şey yolunda. Seni Normal Oda'ya alıp, bir kaç Gün orda dinlenirsin sonrada çıkarsın."
"Sağol Kızım."
Oda'dan çıktım karşımda Ali'yi gördüm.
"Eylül sen ne yaptığının farkında mısın?"
"Babama baktım, bir şey mi oldu?"
"Peki bize Haber vermek aklına gelmedi mi?"
"Şey.."
"Ne şey?"
"Esma beni çağırdı, zaten Babam'da iyi oh her şey yolunda."
Ali beni Belim'den tutup kendisine yaklaştırdı.
"Ali n'apıyorsun? Birisi görecek!"
"Ne olmuş yani Nişanlandık biz! Yakında Düğün'de var!"
"Ah evet Düğün dedin aklıma Kına geldi. Kızlarla Alışverişe gideceğiz biz."
Asaf'tan kurtulup, Dudağına küçük bir Öpücük kondurdum ve hemen kaçtım.
Aslında Yalan da söylememiştim, gerçekten Kına için Elbiselere bakacaktık.
Buluşup birlikte gerekenleri aldık, hem benim Elbisemi hemde onların Elbiselerini aldık.
Ve bir Gün daha böyle bitti...3 Gün sonra (Kına Gecesi - Düğune son 10!)
Saat 05.00'di ve ben erkenden uyandım. Alışığım böyle erken uyanmaya, çünkü hep böyle erken uyanıyordum.
Ama Bugün daha da bi heyecanlıydım, Kına Gecem vardı bugün!
"Kızlaaar! Uyanın, hadi! Hoop, kime diyorum? Esma, Bahar!"
Bir Yandan onlara sesleniyordum, diğer yandan Kahvaltı'yı hazırlıyordum.
Sonunda ikisi de uyandılar ve birlikte oturduk.
"Günaydın."
"Günaydı Kızlar, Gün aydı. Saat 7'ye geliyor. Kuaför Termini 8.30'ta. Yol zaten Trafikle birlikte yarım Saat sürüyor, bir Saatimiz kaldı."
"Abartma Eylül, zaten her şey hazır. Elbiseler Arabaya konulacak, bitti. Sakin ol biraz."
Daha fazla tartışmadan başladık ve güzelce doyurduk Karnımızı.
Birlikte Masayı toparladık ve Elbiseleri alıp çıktık.
Gerçekten'de yarım Saat sürmüştü yol ve içeri girip bir yandan Saçlar yapılıyordu diğer yandan da Makyaj.
Saat geç olmuştu ama sonunda hepimiz bitmiştik, Elbiseleri varınca orda giyecektik.
Kına'ya son iki Saat kalmıştı, ama Mekâna önceden varıp, Oda'da oyalandık.
Son bir Saat kala herkes Elbiseleri giyip hazırlıklar sona eriyordu.
Omuzları açık, Kollarında Dantel, kırmızı balık Formunda Elbisemi giydim, Makyajım yine Hafif, ama Rujum kırmızı olmuştu, Saç Modelim örgülü bir Topuz oldu. Esma bana döndü.
"Hazırmısın?"
"Sayılır, nasıl olmuş?"
"Yaa çok çok güzel olmuşsun!"
"Tamaaam, ben hazırım, iniyorum."
Derin bir Nefes alıp aşağıya indim, Ali beni bekliyordu, âdeta büyülenmişti.
Elimi tutup birlikte Salonun ortasına yürüdük. Ve Dans etmeye başladık.•Umut yok bir ışık yok gözlerinde
Ben hala bekleyenim olsun
Ateş yok sıcaklık yok ellerinde
Ben yanarım aşkın sağolsunSen kapımı çal ansızın gir içeri
Her zaman başımın üstünde senin yerin
Dilim tutulur sözcükler uçarsa aklımdan
Benim güzel misafirim sen hep hoşgeldinSen sevda mısın yoksa yalan dolan
Püsküllü belamı bu derde salan
Var bir yaşanmamışlık sanki özünde
Benim içimde ukde kalan..•"Çok güzel olmuşsun Hayatım.."
"Sende çok yakışıklısın Ali'm.."
"Demek büyük Gün yaklaşıyor.."
"Evet. Artık biz olacağız gerçekten.."Ve her şey yine Yoluna girmişti. Ali ve Ben çok mutluyduk, Babam iyi oluyordu, Yakında Düğünüm vardı, tüm Sevdiklerim yanımdaydı.
Yine eskisi gibi olacaktı her şey, belki de daha da güzel ve en çok ta sevindiğim şey buydu ya. Tüm zorluklara rağmen Ali ve Ben kavuştuk. Ve artık Geçmişim'den korkmuyordum, çünkü yanımda beni koruyacak Ali ve Babam vardı!
Düğünümüze davetlisiniz, bekliyoruz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalp Atışı
FanfictionBi Insan neden nefret doludur? Yaşadığı acı yüzünden mi? Yoksa hiç görmediği ve bilmediği sevgi yüzünden mi? Peki ne zaman o büyük nefret ile yüzleşir? Intikamdan sonra mı? Yoksa aradığı sevgiye kavuşunca mı?...