Parmağı çenemde gezindi ve tereddütle dudaklarıma yaklaştı. Nefesi tam oradaydı.
O sürekli dudaklarını kanatırdı. Bunun farkında olmadığı için orayı nasıl dişlediğini bilmezdi. Neden onun dudaklarını düşünüyordum? Daha çok yaklaştı. Bembeyaz teninde parlayan kırmızı dudaklarını benimkinin üstünde gezdirebilecek kadar yakındı. Ama öpmedi.
"Louis..." diye inledi gözlerini kapatarak.
"Ah sevgili Louis... En büyük aptal benim. Bunu neden hatırlatmadın. Canını yakmama göz yumdun."
O gece için gerçekten beni mi suçluyordu? Kaşlarım çatıldı. Gözlerini aralayıp ifademi görünce gülümsedi.
"Dediğim gibi sevgilim; ben bir aptalım."
Bu Styles ailesine mensup bir özür şekliydi. Onu suçlayamam.
"Doğru muydu?"
Yutkundu. Cevap beklediği sorusunu ne yazık ki anlamamıştım. Meraklı, iri yeşil gözlerini yeniden indirdi. Bu kez uzatmadan dudaklarıma eğildi ve sabırsız bir öpücük bıraktı.
"Sen hiç birine sevgi hissettin mi?"
Heyecanını şimdi anlamıştım. Başımı salladım. Gözlerini kırpıştırarak yeniden yutkundu.
"Bana? Bana hissettin mi?" dedi çekingen ifadesiyle.
Gülümsedim. Az önceki ukala tavrından hemen kurtulup yine sevgiye aç bir çocuk gibi karşımda beklentiyle duruyordu. Onu nasıl kırabilirdim ki?
"Evet. Evet Harry. Sana sevgi hissettim."
Titrek, cılız bir nefes aldı.
"Louis... Ben kimseye sevgi hissetmedim."
Şefkatle gülümsedi. Eli yanağımı okşarken derin gamzeleri belirdi.
"Sonra seni gördüm. Korkak cesur Louis. Benim Louis'yim. O kadar sevilesiydin ki... Bana bu haksızlığı yapan Tanrı ilk kez karşıma güzel bir şey çıkarmıştı."
Gözyaşlarının yanaklarından süzülüşünü izledim. Şimdi sesi boğuk çıkıyordu.
"Ve anladım ki..." dedi gözlerini tavana dikip sesli bir hıçkırık koparırken.
Kendi gözyaşı pınarıma hakim olamadım.
"Tanrı tek bir kişiyi sevmem için beni böyle yaratmış."
Parmaklarımı ıslak yanağında gezdirdim.
"Kimsenin beni sevmediği bu dünyada sadece sen varsın."
"Ve Tanrı seni sevmem için beni yaratmış." diye mırıldandım.
Başını eğdi. İçini çekerek sesli ağlamalarına devam ediyordu. Saçları alnından dökülürken ellerimi yanaklarına sarıp yüzüne baktım.
"Tanrı beni sevmen için seni yaratmış Harry."
Yavaşça dizlerinin üstüne çöküp elleriyle yüzünü kapattı. Bunlar sevinç gözyaşları mıydı? Onu ağlarken görmek kalbimi parçalara ayırıyordu.
"Teşekkürler Tanrım." dedi hıçkırıklarının arasında.
Bende onun gibi oturup kollarımı etrafına sardım. Ona sıkıca sarıldım.
"Sen, hep sahip olmak istediğim şefkatli kollarsın."
Bir eli sırtımda diğeri başımın arkasında beni sıkıca kendine yaslamıştı.
"Sen, sahip olduğum tek şeysin."
Başını boynuma gömdü. Hala ağlamasını durdurmaya çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cipa | larry ✓
Fanfiction"o giderse ölürüm baba! onu götürme..." hıçkırıklarının arasında babasının önünde çökerek yalvardı. bu hali kalbimi parçalara ayırmıştı. baron harry'den uzaklaşıp onu adamların arasında bırakırken yüzündeki gülümsemeyi görebiliyordum. beni tutan ad...