Bavulun kapağını kapatıp fermuarını çektim. Kıyafetlerimi toparlamıştım. Şimdi sıra diğer şeylerdeydi. Buraya ilk geldiğimde, iznim dışında oradan oraya sürüklenen kutularımı çıkardım. Kitaplar, kalemler, özel eşyalar, ayakkabılar... Senenin başında buraya getirdiğim her şey şimdi yeniden kutulanıyordu. Odanın kapısı açıldığında o tarafa dönmeden yaptığım işe devam ettim. Kitapları özenle kutuya yerleştiriyordum.
"Kampüs başkanıyla görüştüm." dedi.
Yanımda durdu ve ellerini kitaplarımda gezdirdi. İkimizde nedense birbirimize bakmıyorduk.
"Tepkisi ne oldu?"
Sadece iki saniye bana ukala bir gülümseme yolladı.
"Neden iki hafta daha bekleyip, gelecek yıl bir eve yerleşmediğimizi sordu."
Aynı soruyu bende kendi kendime sormuştum. Kitaplarla işim bittiğinde kutunun kapağını kapatıp ona döndüm.
"Bende ona, ailemden nefret ettiğimi ve onların iplerinin bağlı olduğu bir yurtta kalmak istemediğimi söyledim."
Tek kaşım havaya kalktı ve ben üstünde düşünmeden Harry'nin o anki ifadesi gözlerimin önünde beliriverdi.
"Pekala." diyebildim sadece.
Bir başka kutu almak için hareketlendiğimde hafifçe kolumdan tuttu. Sonra elini çıplak tenimde ki dövmelerde gezdirerek parmaklarıma indirdi. Ayakları benimkinin ucuna değecek şekilde yaklaşıp alnını alnıma yasladı. Kaşları çatık, gözleri kapalıydı. Ve o ellerimi tutarken baş parmağını avcumun içine gıdıklayacak derecede minik dokunuşlarla sürüyordu.
"Sorun ne sevgili Louis?"
Sesi kulaklarımın yakınında, tüm gözeneklerimden sert bir rüzgar giriyormuş gibi fazla mistik, fazla ürperticiydi. Bu soruyu sorarken, bir sorun olmamasını emrediyormuş gibi.
"Sadece... Bu odayı seviyordum." diye mırıldandım.
Gözlerini araladı ve şimdi çıplak ayaklarımla yemyeşil çimenlerde koşuyordum. Gülümsedi.
"Evimizi daha çok seveceksin."
Evimiz. Bu tuhaftı.
"Gözlerini devirdin." dedi alnını kırıştararak.
Bir adım geri gittim.
"Louis. Sevgilim."
Yaklaştı ve ellerini yanaklarıma yerleştirip bana güven veren bir gülümsemeyle baktı.
"Seni bu odaya getirdiğim ilk günü hatırlıyor musun?"
Aksi mümkün mü, diye geçirdim içimden. Başımı sallarken dudaklarım yukarı kıvrıldı.
"Korkak cesur Louis..." dedi ve kıkırdadı.
Ellerini indirip belime sararken beni daha çok kendine çekti. Şimdi bende ellerimi onun ensesinde birleştirmiştim.
"Eşyalarını yerleştirmemek için bana kafa tutuyordun. Oysa şimdi bakıyorum da ölümcül bir yavaşlıkta toparlanıyorsun."
İkimizde gülmeye başladık. O günleri kahkahalarla hatırlayacağım aklımın ucundan geçmezdi. Yine de bunu kullanmak istedim.
"Bana zorbalık yapıyordun Harry. Bu hiç komik değil." dedim ciddi bir ifade takınarak.
Beni bulunduğum yerden sürükleyip sırtımı yatakla buluşturduğunda o da üstümdeydi.
"Seni deli gibi öpmek istiyordum."
Alt dudağımı dişlerimin arasına alıp sırıttım.
"Neden yapmadın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cipa | larry ✓
Fanfiction"o giderse ölürüm baba! onu götürme..." hıçkırıklarının arasında babasının önünde çökerek yalvardı. bu hali kalbimi parçalara ayırmıştı. baron harry'den uzaklaşıp onu adamların arasında bırakırken yüzündeki gülümsemeyi görebiliyordum. beni tutan ad...