~7~

7.8K 433 640
                                    


      
     Çıkar çıkmaz içeride zar zor tuttuğum gözyaşlarını bıraktım ve gülümsedim. Kendimle gurur duydum. Çünkü bu sefer korkmamıştım...

      Bir süre ağladıktan sonra sınıfa çıktım ve çantamı aldım. Hızla adımlarla okuldan çıktım.

       Tam çıkış kapısının önünde Jimin'i görmemle tekrar istemsizce gözlerim dolmuştu. Yanına koştum ve kollarımı boynuna doladım.

        Bir elini belime, diğer elini saçıma koydu ve saçlarımı okşamaya başladı. Bu bana güven veriyordu. Merhamet en ihtiyacım olan şeydi...

        Uzun bir süre kollarımı ondan ayırmadan ağlamaya devam ettim. O da sessizce bekledi. En sonunda sessizliği her zamanki gibi yine o bozdu. "Sana bir şey mi yapmaya kalktı?" Kafamı olumsuz anlamda sallayıp boynuna doladığım kollarımı ayırdım.

       Yanaklarımda ki göz yaşlarımı sildim. "Beni eve götürür müsün Jimin?" Soruma olumlu yanıt verdi ve  şoförünün getirdiği arabaya bindik.

       Yol boyu konuşmadık. Evime vardığımızda burukça gülümsedim ve teşekkür ettim. O da üstelemedi ve beni sorgulamadan el salladı.

       Eve girip babama selam verdim ve odama gidip kendimi yatağıma bıraktım. Ağlamak istiyordum ama gözlerimde yaş kalmamıştı.

       Sevdiğim adama acı çektirmiştim. Ben...Yo İn...

        Yoongi karşımda ağlamıştı. Pişmandı... Ama ben umursamadan onu yalnız bırakmıştım. Çok pişmandım... Kendime kızmaya başladım. Fakat bu zamanı geri alamazdı...

       Eğer zamanı geri alabilseydim ona sarılırdım ve ağlamamasını söylerdim. Onu sevdiğimi, affettiğimi söylerdim. Çünkü onu seviyordum...

       Fakat içim azıcıkta olsa rahatlamıştı. Bir nebze de olsa onun acı çekmesi hoşuma gitmişti. Bana yaşattıklarından pişman olduğunu düşünmek tatmin ediciydi.

      Her ne kadar onun ağlaması içimi acıtsa da iyi hissetmeye başlamıştım. O kadar ağlamanın, göz yaşımın bedelini ödetmişim gibi hissediyordum.

       Ne olursa olsun o gecenin izleri silinmeyecekti ama biraz da olsa acısı, acizliği beni ve bedenimi terk edecekti... İnanıyordum, günden güne her şey düzelecekti...

    Yoongi'nin Ağzından

       Yanıma yaklaşan Yo İn'e baktım. İçimde beni affedeceğine dair bir umut vardı fakat bu yanıma gelip dediğiyle kaybolmuştu. "Senin vicdanın rahatlasın diye hiçbir şey yapmayacağım Yoongi..."

      Bir süre gizleyemediğim şaşkınlığımla ona baktım. O da bana baktı ve sonra arkasına bile bakmadan çekip gitti. O an anahtarı kapıda bıraktığım için kendime lanet ettim...

        Arkasından uzun süre baktım. Yanaklarımda bu sırada hiç kurumadı. Devamlı olarak akan göz yaşlarımla tekrar lanet ettim kendime, yaptıklarıma...

        İlk defa bu kadar büyük bir hata yapmıştım ve acı çekiyordum. Ne kadar kendimi rahatlatmaya çalışsam da olmuyordu. Bu benim ilkimdi, sarhoştum, ihtiyacım vardı... Bu gibi bir sürü bahane dönüyordu kafamda ama hiç biri vicdanımı rahatlatmıyordu...

        Her bahanemin mantıklı bir çözümü vardı. Bu tarz ihtiyaçları olan erkekler bunu isteyen kızlarla olurlardı. Onları istemeyen kızlarla zorla birlikte olmazlardı...

       Kulaklarımda videodaki yalvarışları ve çığlıkları yankılanıyordu... Delirmek üzereydim. Belki de delirmiştim...

       Yo İn normalde sevebileceğim, birlikte olmak isteyeceğim bir kızdı. Güzel bir fiziği vardı. Güzel bir kokusu vardı. Çok güzel gülümsüyordu...

COWARD ~MYGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin