COWARD ~MYG

~15~

      Huzurlu bir uykuya gözlerimi açarak son verdim. Yanıma uyuyan bedeni görmemle suratımda aptalca bir gülümseme oluşmuştu.

     Saat 11.18'di ve Yoongi'nin uyanması için erken bir zamandı. Yatağımdan onu uyandırmadan kalktım ve banyoya girdim. Hızlı bir duş alıp çıktım.

      Üstüme altı siyah üstü beyaz olan şortlu pijamalarımı geçirdim. Bol şeyler giyinmeyi sevdiğim için erkek reyonundan daha önceden almış olduğum bir eşofman takımını Yoongi'nin yanına koydum. Masamın üstünden de bir kağıt aldım ve onun bana yaptığı gibi sevimli bir şey yaptım.

"Sevgilim, ben bizim için yiyecek bir şeyler hazırlayacağım aşağıda. Sen duş alabilir, bu kıyafetleri giyebilirsin."

      Kendimi aptal gibi hissediyordum ama mutluydum. Önemli olan da bu değil miydi zaten?

        Odadan usulca çıktım ve mutfağa indim. Kasıklarımda ki ağrı tekrar hüküm sürmeye başlamıştı bedenimde. Fakat sorun değildi. Yaşadığım en tatlı ağrıydı bu...

        Yemek yapmayı çok iyi bilmiyordum. Aklıma gelen bir kaç şey vardı yalnızca. Bende hemen onları yapmaya koyuldum.

      Ocakta bir şeyler pişirdiğim sırada  belime dolanan eller yüzümde gülümsemeye sebep açmıştı.

      Beni kendine çekti. Ona doğru döndüğümde yamuk gülümsemesi suratına yerleşmiş, beni izlediğini fark ettim. "Yaramaz sevgilim benim için ne yapıyor?"Onunla bu kadar şey yaşamamama rağmen hala neden utanıyorum?

       Kızaran yanaklarımla ocağa dönmek istemiştim fakat Yoongi buna engel oldu ve bacaklarımı beline dolayarak beni kucağına aldı.

      Tezgahın üstüne oturttu bedenimi ve saçlarımla oynamaya başladı. "Dün gece çok iyiydin Yo İn. Ben çok özel hissettim." O da utanmış gibi görünüyordu. Fakat sadece görünüyordu işte. "Sen zaten çok özel birisin Yoongi." Gülümsedi ve dudaklarını benimkilere yapıştırdı.

     Saniyeler içinde öpücükleri şiddetleniyor, durdurulamaz bir hal alıyordu. Birlikte oluşumuzun sabahında tekrar birlikte olmak ne kadar iyi bir fikirdi?

      Onu durdurmak için ellerimi göğsüne koyduğumda iyice bana yapışmıştı. Durmayacaktı. Bende ona ayak uyduracaktım. O istiyorsa olacaktık yeniden.

      Dudaklarımdan ayrılıp boynuma kik öpücükler koydurduğu sırada çalan telefonum dikkatini dağıtmışrı. Geri çekildi. "Sonra devam ederim. Sen telefonunu aç." Kafamı sallayıp tezgahtan indim ve telefonumu elime aldım. Arayan Jimin'di.

      Arayanın Jimin olduğunu gördüğünde açmamı söyledi. Bende açtım.

- Günaydın Yo İn.

-Sanada Jimin.

-Senden son kez bir şey isteyebilir miyim Yo İn?

-Tabii. Ne zaman istersen...

-Bu gün benimle son bir kez vakit geçirir misin?

       Yoongi'ye baktım. Konuşmalarımızı telefonu elimden alıp hoparlöre verdiği için o da dinlemişti. Kafasıyla gitmemi söyledi. Bende konuşmama döndüm.

-Tamam, nerede buluşacağız?

-Sen bir saate hazır ol. Ben seni evinden alırım.