"Seni cezalandıracağım..." Nefes alış verişlerim iki kat hıza ulaşmıştı. Elini yavaş yavaş bacağımda gezdirmesi bende sarhoşluk etkisi oluşturuyordu.
Boynumda düzenli bir şekilde alıp verdiği nefeslerle gözlerimi açık tutmam imkansızdı. İçimde hüküm süren isteğin yanı sıra korkuyordumda. Çünkü bulunduğumuz yer bir restoranın kızlar tuvaletiydi....
Boynumda gezdirdiği dudakları kollarımın farkında olmadan onun boynuna dolmamı sağlamıştı. Ne tür bir ilişki içerisindeydik bilmiyordum. Farklıydı bizimkisi. Diğerlerinden çok daha farklıydı. Benim için...
Kapının sertçe vurulmasıyla Yoongi hızla geri çekildi. Dışarıdan kapıya vuran tiz sesli kadın bağırıyordu. "Çekil kapının önünden! Kusacağım!" Kadını söylediğiyle panik olmuştum.
O an aklıma Y
oongi'nin tuvalete girmesi geldi. "Yoongi git ve bir tuvalet kabinine gir. Kadın çıkınca çıkarsın." Bu fikir onun hiç hoşuna gitmemişti ama kabul etmek zorunda kaldı. Ellerini bacağımdan çekti ve tuvalet kabinlerinin bulunduğu yere ilerledi.
Bir kabinin kapısını açtı. Girmeden önce durdu ve bana baktı. Bende hala var gücümle kapıyı tutuyordum." Kaldığım yerden en kısa zamanda devam edeceğim." Yamuk gülümsemesiyle söyleyeceğini söyledi ve tuvalete girdi. Bende Yavaşça kapıdan çekildim.
Kapıya vuran kadın hızla içeri girdi ve kabine bile varamadan tuvaletin ortasına midesini boşalttı. Bu görüntü inanılmaz midemi bulandırmıştı. Bende aynısını yapmamak için hızla tuvaletten çıktım ve Yoongi'yi orada bıraktım.
Taeyong'un yanına gittiğimde büyük bir gülümsemeyle karşıladı beni. "Dayanamadı mı?" Sorusuyla neyi kastettiğini anlamıştım ve yanaklarım kızarmıştı. Ne de olsa onu kardeşim gibi görüyordum ve bu ima biraz utanç vericiydi.
Sessizliğime karşılık o da sustu ve yemeğe devam ettik. O sırada Yoongi de geldi. Midesi bulanmış gibiydi. Suratı asıktı. Muhtemelen kadının çıkarttıklarını görmüştü.
Biz yemeğimize devam ettik ama Yoongi daha fazla yemedi. Yaklaşık yarım saat daha oturmamızın ardından Yoongi hesabı ödedi ve kalktık.
Restorandan çıktığımızda Taeyong işi olduğunu söyledi ve Yoongi'den beni bırakmasını rica etti. Yoongi'de kabul etti. Sarılmamızın ardından Taeyong yanımızdan ayrıldı ve bizde arabaya yürümeye başladık.
Yoongi üstündeki hırkayı çıkartıp omuzlarıma koydu. Ardından kolunu da omzuma attı ve yarım olarak ona sarılmamı sağladı. O şekilde arabayı yürüdük ve bindik.
Ehliyeti olmadığı halde araba sürmesine hala anlam veremiyordum ama kurcalamaya da gerek görmüyordum.
Arabayı çalıştırdı ve bana döndü. "Nereye gidelim?" Meraklı gözlerimle ona döndüm. Bir yere mi gidecektik? "Nasıl yani? Bir yere mi gideceğiz?" Yoongi gülümsedi ve önüne döndü. "Benim istediğim yere gitmeye karar verdim. Arkana yaslan ve bekle." Kafamı salladım ve arkama yaslandım. Gelmeyeceğim deme gibi bir şansım yoktu çünkü. Ve gitmek istiyordum.
Kısa bir yolculuğun ardından Seul'ün en yüksek binalarından birinin otoparkına girdik ve Yoongi arabayı park etti. İnmemiş söylemesiyle dediğini yaptım ve indim.
Elimi sıkıca tuttu ve asansöre bindik. En üst kata tıkladı. Bildiğim kadarıyla buranın en üst katı bir terastı. Tüm Seul'ün göründüğü bir teras...
Elimi sıkıca tutan Yoongi'nin suratına baktım. "Burada ne yapacağız?" Beni takmadı ve beklemeye devam etti.
En sonunda asansör en üst kata varmıştı. Asansörden indik ve bir kapının önüne geldik. Yoongi'nin kapıyı açmasıyla tarif edilemez bir manzara karşıladı bizi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
COWARD ~MYG
Fanfiction"Beni bir dokunuşla açabilirsin bebeğim. Her şeyimle değişirim. Sadece senin için. Korkak biriyim ben, ama seninle en cesur kişi olabilirim." !BU KİTAP HATIRA OLARAK DURAN,YILLAR ÖNCE YAZDIĞIM BİR KİTAPTIR.YALNIZCA İLK OLDUĞU İÇİN YAYINDA!